13 Şubat 2022

Kamu politikalarının son çaresi: Devlet destekli suikastlar

Asırlardır Savaş Sanatı kitabı ile askeri tarihe ve stratejik düşüncelere yön vermiş olan Sun Tzu, savaş döneminde casus kullanarak suikast düzenlemeyi oldukça makul bir savaş eylemi olarak görür

Toplumlar yasal veya yasa dışı hangi unvana sahip olursa olsunlar suikasta uğrayanların ve suikastı düzenleyenlerin devletlerle karanlık bir bağı olduğuna inanırlar. Yüzlerce asırda biriken içgüdüdür bu inanış…

Buna rağmen savaş dışı suikastlar, devletler için nadiren tercih edilen bir kamu politikası aracıdır.

Özellikle, insandan çok mikrofonu ve kamerası olan modern toplumların devletleri için uluslararası kamuoyunda baş ağrısı sebebidir.

Suikast tercih edilinceye kadar; itibarsızlaştırmak, istenmeyenin var olacağı alan bırakmamak, fakirleştirmek, tehdit etmek, sindirmek, hapsetmek ve işkence gibi bir sürü alternatif varken, bu kadar tepki toplayan bir hamleye ancak çaresizlikten başvurulur.

Nedeni ise, çoğunlukla birisini susturmak veya beklenen tehlikeli bir aksiyonun önünü kesmek için başka yöntemlerin etkisiz kalmasıdır. 

Devlet destekli suikastların zengin bir tarihi var.

Asırlardır Savaş Sanatı kitabı ile askeri tarihe ve stratejik düşüncelere yön vermiş olan Sun Tzu, savaş döneminde casus kullanarak suikast düzenlemeyi oldukça makul bir savaş eylemi olarak görür.

Hindistan'da Milattan Önce 3. yüzyılda yazılan ve dünyanın ilk devletçilik kılavuzu olarak bilinen Arthashastra ise bir adım daha ileri gitmiştir: Düşman liderleri veya 'vatan haini' devlet görevlileri ile baş etmek için suikast gibi 'gizli yöntemleri' kullanmanın hükümdarlar için bir görev olduğunu savunur.

Arthashastra adeta bir bilim kitabı gibi; öldürülecek olanın aile mirasından pay alamamış küçük kardeşine, aile mallarını devretme sözü karşılığı bilinçli kardeş katlinden; bilinçsiz karısına başka bir kadın tarafından kocasına içirebileceği bir aşk iksiri olarak verilen zehre kadar birçok suikast yöntemini öğretir.

Alâeddin Keykubat'ın, öz oğlu tarafından zehirlendiği kesinleşmesine rağmen hâlâ fısıldanarak söylenmektedir. Osmanlı sarayı şehzadelerin ve cariyelerinin geleneksel olarak gizlice öldürülmelerine atfen Gözyaşı Sarayı olarak adlandırılmıştır.

Gazneli Mahmut, tüccarlarını soyan haydutları tüccar ürünlerine yerleştirdiği zehirli elmalarla yok etmiştir.

Tarihin en büyük medeniyetlerine yol gösteren belgelerce desteklendiğini görünce, içinde olduğumuz yüzyıl dahil olmak üzere, tarihin her döneminden devletler tarafından desteklenmiş suikastlar kimseyi şaşırtmamalı.

Suikastın ırkı, siyasi rengi veya cinsiyeti yoktur.

Antik Çin'den Orta Çağ Avrupa'sına, Amerikan Vahşi Batısından, Soğuk Savaş'ın ön cephesindeki ülkelere kadar sürekli siyasi düzenin bir parçası olmuştur.

Roma İmparatorluğunun bin yıllık tarihi boyunca tahta oturan 107 İmparatorun 65'i suikast kurbanı olmuştur.

Haşhaşi tarikatı 200 yıl boyunca Orta Doğu'da düzenledikleri suikastlarla bugüne kadar yaşatılan efsanelere ilham verdiler.

Japonya'daki Ninja geleneği hala film, kitap ve oyunlara sürekli konu olmakta.

İronik olarak bazen suikastlar başarısızlıkları ile çok daha meşhur oluyorlar.

İkinci Dünya Savaşı sonrası, SSCB diktatörü Stalin ile Yugoslav diktatör Tito arasında husumet başlayınca, Sovyetler Birliği Tito'ya karşı 22 kere suikast düzenlemiş, her seferinde başarısızlığa uğramıştı. Sabrı taşan Tito, Stalin'i gönderdiği bir mektupla tehdit etmişti:

"Beni öldürmek için adam göndermekten vazgeç! Biri bombalı, biri tüfekli 5 tane yakaladık. Eğer katil göndermeyi kesmezsen, ben Moskova'ya birini göndereceğim ve ikincisini göndermek zorunda kalmayacağım." 

Stalin bu meydan okumadan o kadar etkilenmiş olmalı ki, Tito'yu öldürmek çabasının başarısızlığından yıldı. Tito'nun bıraktığı etkinin en iyi kanıtı ise, beş yıl sonra Stalin öldüğünde mektubun ofisinde saklı bulunmasıydı.

KGB'nin aksine, CIA kendi suikastçılarını yetiştirmiyordu. 1960 yılında CIA, Fidel Castro'yu öldürmeye karar verdiğinde, bu amaç için İtalyan mafyasını taşeron olarak seçti. 

CIA taşeronları tam 40 yıl boyunca, 638 kere başarısızlıkla sonuçlanacak teşebbüslerinin ilkini denediler. Her hedef o kadar kolay yok edilemiyordu. Castro, CIA'nın öngörülerinin aksine eceliyle öldü.

Rus devriminden hemen önce, Çariçeyi büyülemesinden dolayı Rus Aristokratları tarafından suikasta uğrayan Rasputin, aynı gece siyanürlü pasta yiyip, zehirli şarap içip, bıçaklanıp, tabancayla vurulmasına rağmen yaşamaya devam edince, ancak nehre atarak yaşamına son verebilmişlerdi.

Devlet destekli suikast teşebbüsleri günümüzde de sürüyor 

Geçen yıl Haiti, Cumhurbaşkanı Jovenel Moïse'nın hâlâ tam açıklanmamış suikastı ile sallandı. 

Bir önceki yıl, İranlı Devrim Muhafız Komutanı Kasım Süleymani'nin Amerikan İHA saldırısı ile öldürülmesi, İran ve Amerika çatışmasında çok tehlikeli bir gerilim artışına yol açtı.

Fakat suikastlar gerçekten işe yarıyor mu?

Jül Sezar'ın ölümü, Roma'nın Cumhuriyet sistemini garantilemek yerine, sivil savaşa sebep olup, imparatorluğa geçişini hızlandırdı.

Haşhaşiler, Asya'yı boydan boya dehşete boğan Moğol Komutanlarını o kadar ürkütmüşlerdi ki, Moğollar bütün tarikatı yok edip, kalelerini harabeye dönüştürmeden huzur bulamadılar.

Amerikan ordusu 2006 yılında Irak'taki El-Kaide'nin başı Ebu Musab ez-Zerkavi'yi öldürünce, küllerinden IŞİD doğdu.

İngiltere'nin Salisbury şehrinde Skripal ailesinin zehirlenmesi, Rusya'nın Batı ile ilişkilerine ciddi zarar verdi. 

Cemal Kaşıkçı cinayeti, Suudi Arabistan için uluslararası camiada büyük bir itibar kaybına yol açtı.

Belki de bu tarihçeden almamız gereken ders, bir suikast gerçekleştikten sonra 'tehlikeden' kurtulmuş olmanın, daha büyük tehlikelerin tohumunu atabilecek olduğunu aklımızda tutmamızdır...

Yazarın Diğer Yazıları

Temelleri sallanmayan son demokrasi

Singapur, ülkesinin refahını ve güvenliği misyon edinip, yeni bir kimlik kurarak, demokrasisi en iyi işleyen ülke haline geldi; otoriter yaklaşımının en büyük ironisi, dünyanın en sağlıklı demokratik ülkesini kurmuş olması olabilir

Medellin mucizesi

Doğa temelli çözümlerin birleşik etkileri, şehir planlamacıları arasında oldukça popülerleşti ve Medellin mucizesi küresel çapta büyük ümit yarattı. ‘Yeşil Koridor’ sadece doğayı değil insanı da birbirine bağladı

Faşizm kelimesi hâlâ bir anlam ifade ediyor mu?

Küresel olarak gençlik kültürü, sol tarafından domine edilse de bu politika bilinenden çok daha güçlü bir kalabalık tarafından destekleniyor. Seçkin aşağılaması, sadece merkezin desteğini sessizleştiriyor

"
"