07 Ocak 2023

2023'te Türk dış politikasını bekleyen sınamalar

Türk halkı dış politikaya fazla ilgi duymuyor. Ne oluşturulmasında, ne de izlenmesinde belirleyici bir rol oynamıyor. Hükümetin, dış politikada aldığı kararları, ”halka nasıl izah ederiz” diye bir derdi yok...

2022, Türkiye için dış politikada önemli tercihlerin yapıldığı, zor kararların alındığı bir yıl oldu. Rusya-Ukrayna savaşında izlenen denge politikası, Montrö’nün uygulanmasına titizlikle devam edilmesi doğru tercihlerdi. Muhteşem yalnızlık yanlışından dönülerek komşularla ilişkilerin normalizasyon sürecine girilmesi de, geç de olsa doğru yönde atılmış bir adım oldu. Kısa bir süre öncesine kadar aynı masaya oturmaktan imtina edilen Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile el sıkışmak, 'Katil Esed' rejimi ile masaya oturmak, soykırımla suçlanan İsrail ile üst düzey ziyaretlere başlamak kamuoyuna kolay izah edilebilecek U dönüşleri değil. Neyse ki, Türk halkı dış politikaya fazla ilgi duymuyor. Ne oluşturulmasında, ne de izlenmesinde belirleyici bir rol oynamıyor. Hükümetin, dış politikada aldığı kararları, ”halka nasıl izah ederiz” diye bir derdi yok.

2023, geçen sene atılan normalleşme tohumlarının serpilip yeşermesini izleme yılı olacak. Bu çerçevede Türkiye’yi bekleyen en büyük sınama da Suriye ile ilişkilerin nasıl geliştirileceği. Yılın son günlerinde Moskova’da, Rusya’nın arabuluculuğunda Savunma Bakanları arasında yapılan üçlü toplantı ile önemli bir başlangıç yapıldı. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, bu ayın ikinci yarısında Suriyeli karşıtı ile görüşebileceğini açıkladı. Ardından da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başkan Esad görüşmesi bekleniyor.

Moskova görüşmesinin içeriği hakkında fazla bir bilgi sahibi değiliz. Milli Savunma Bakanı Akar, gerek Moskova’dan ayrılmadan önce, gerek Ankara’ya döndükten sonra yaptığı açıklamalarda Türkiye’nin başta Suriye ve Irak olmak üzere tüm komşularının toprak bütünlüğüne, egemenlik haklarına saygı duyduğunu, tek amacının terörle mücadele olduğunu, Türkiye’de ve Suriye’de yaşayan Suriyeli kardeşlerinin aleyhine bir davranış içerisinde bulunmasının söz konusu olmadığını belirtti. Akar’ın açıklamalarında, Suriye’nin endişelerini gidermeye yönelik duymak istediklerinin öne çıkarıldığı dikkati çekiyor. Suriye basınına bakacak olursanız, Türkiye askerlerini Suriye’den tamamen çekmeyi ve Suriye Milli Ordusu'na sağladığı desteğe son vermeyi kabul etmiş. Bu haberler, ne Suriye makamlarınca doğrulandı, ne de Türkiye’nin resmi makamlarınca yalanlandı. Asıl sınama bu gibi zorlu konuların ele alınması sırasında ortaya çıkacak.

Türk Amerikan ilişkilerindeki sınamalar

Türkiye-ABD ilişkilerinde sorun çok. S-400’lerden tutun F-16 modernizasyonuna kadar masada bir tomar çözülmesi gereken mesele var. Ama sanırım Kongre'nin en fazla üzerinde durduğu ve rahatsızlık duyduğu İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerinin Türkiye tarafından engellenmesi. İsveç’in üçlü mutabakatta üstlendiği taahhütlerinin hangilerini yerine getirip hangilerini getiremeyeceği aşağı yukarı belli oldu. Türkiye’nin iadesini talep ettiği arananlardan büyük bir beklenti içerisinde olmamak lazım. Türkiye-İsveç-ABD üçgeninde çok değişkenli bu denklemin nasıl çözüleceği, 2023’te Türkiye’nin epey başını ağrıtacağa benziyor.

Avrupa Birliği ile ilişkilerde kayıp bir yıl daha

2022, Avrupa Birliği ile ilişkilerde her iki taraf için de kayıp bir yıl oldu. Yıl boyunca yaprak kıpırdamadı. Bırakın tam üyeliği, artık Türkiye’nin adaylığından bile söz edilmiyor. Ukrayna özel gündemi ile toplanan gayri resmi AB Bakanlar Konseyi toplantısına “Bu Türkiye Rusya ile Ukrayna’yı uzlaştırmak için ne yapıyor?” diye merak edip Türk Bakanı davet eden olmadı. AB Yetkililerine sorarsanız, Türkiye’deki genel seçimler bekleniyor. Peki seçimler herhangi bir iktidar değişikliğiyle sonuçlanmazsa AB’nin bir “ B “planı var mı? AB açısından en büyük sınama da Türkiye ile ilişkilerin geleceği. 1 Ocak’tan itibaren AB dönem başkanlığını Türkiye’ye eli mahkum İsveç’in devir alması, iyi müzakere edilirse bir fırsat penceresi açabilir.

2023 Türk-Yunan ilişkilerinde yeni bir başlangıç olur mu?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ”Artık benim için Mitsotakis diye biri yok” sözlerinden sonra Yunanistan ile ilişkiler tamamen durmuş durumda. Yaz aylarında her iki ülkede yapılacak genel seçimlere kadar da bir hareketlenme beklenmiyor. Ancak geçtiğimiz yılın son günlerinde Brüksel’de Almanya’nın aracılığında Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Kalın’ın Yunanistanlı karşıtı ile yaptığı görüşmeyle yeni bir sürecin başladığı anlaşılıyor. Bir gece ansızın bir Erdoğan-Mitsotakis görüşmesi görürsek kimse şaşırmasın.

100’üncü yıldönümleri kutlamaları için geç kalınıyor

Şüphesiz 2023 yılında Türkiye’yi bekleyen en büyük sınama Cumhuriyetin 100’üncü yıl kutlamaları. Yıl içerisinde ayrıca Lozan Barış Antlaşması'nın 100’üncü, Dışişleri Bakanlığı'nın kuruluşunun da 500’üncü yıldönümleri var. Adı üstünde 100’üncü yıl dönümleri 100 yılda bir gelen fırsatlardır. İyi bir hazırlıktan sonra görkemli kutlamalar gerektirir. Neredeyse hiçbirini tutturamadığımız 2023 yılı hedefleri, ”Türkiye hazır, hedef 2023” sloganı altında bundan tam 12 sene önce açıklanmıştı.2023 yılı geldi çattı. Üniversiteler, sivil toplum örgütleri, düşünce kuruluşları, meslek odaları düzenledikleri etkinliklerle Cumhuriyetin 100’üncü yıl kutlamalarına karınca kararınca katkıda bulunmaya başladılar. Ancak resmi cenahtan en ufak bir ses yok. Devletin ne gibi bir kutlama programı öngördüğü bilinmiyor. Henüz bir 100’üncü yıl logosu bile hazırlanmamış. Öyle görünüyor ki seçimlere kadar da bu konuya el atılmayacak. Korkarım o zaman da çok geç kalınmış olur.

Türk milletinin önde gelen hasletlerinden birisi de kadirşinaslıktır. 100’üncü yılı layık-i veçhile kutlamak, her türlü fedakarlığı göstererek cumhuriyeti kuranlara ve bugünlere getirenlere karşı boynumuzun borcudur.

Hasan Göğüş kimdir?

Hasan Göğüş, 1953 yılında Gaziantep'te doğdu. 1976'da Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun oldu.

Diplomatik kariyerine 28 Nisan 1977'de başladı. Yurtdışında sırasıyla Yeni Delhi Büyükelçiliği'nde ikinci kâtip, BM Cenevre Ofisi nezdinde Türkiye Daimi Temsilciliği'nde başkâtip, Londra Büyükelçiliği'nde müsteşar, AGİT'te Daimi Temsilci Yardımcısı olarak çalıştı.

Dışişleri Bakanlığı merkezde; Müşterek Güvenlik İşleri, Savunma Anlaşmaları ve Uygulama dairelerinde ikinci kâtiplik, müsteşar özel kalem müdürlüğü, Bağımsız Devletler Topluluğu Genel Müdürlüğü'nde Orta Asya Daire Başkanlığı, AGİT Silahların Kontrolü ve Silahsızlanma Genel Müdür Yardımcılığı, Çok Taraflı Siyasi İşler Genel Müdürlüğü ve Avrupa Birliği ve Avrupa ülkeleriyle ikili ilişkilerden sorumlu Müsteşar Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Merkezdeki son görevi sırasında Türkiye-Hollanda ilişkilerine katkılarından dolayı Hollanda Kraliçesi Beatrix tarafından "Oranje- Nassau" nişanı ile ödüllendirildi.

Büyükelçi olarak Türkiye'yi sırasıyla Yeni Delhi, Atina, Viyana ve Lizbon'da temsil etti. 23 Ekim 2018'de Dışişleri Bakanlığı'ndan emekliye ayrılan Hasan Göğüş, Uluslararası Kalkınma Hukuku Örgütü Danışma Kurulu ve Okan Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyeliklerini sürdürüyor, T24'te dış politika konusunda yazılar yazıyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Bayram değil seyran değil Şansölye Scholz neden Türkiye’de?

Aşırı sağcı “Almanya için Alternatif Partisi” (AfD), Eylül ayı başında Thüringen ve Saksonya eyaletlerinde yapılan parlamento seçimlerinde yükseliş trendini sürdürerek, yüzde 30 ‘un üzerinde oy aldı. Hem sosyal demokratlar hem Hristiyan birlik partileri oy kaybediyor. Bir oyun önemli olduğu partilerin birbirlerine yakın oylar aldıkları seçimlerde Türk kökenli seçmenler iştah kabartıyor

Kural temelli uluslararası düzen mümkün mü?

İsrail’in NATO üyesi Türkiye’ye bir saldırıda bulunması olasılığı bence sıfıra yakın. İsrail için haydut devlet diyebilirsiniz, soykırım yapmakla suçlayabilirsiniz ama kimse Türkiye’ye saldıracak kadar aklını peynir ekmekle yediğini söyleyemez

Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs

Kıbrıs’ta ne olursa olsun, sanki Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Mitsotakis arasında Türk-Yunan ilişkilerinin olumsuz etkilenmemesi yönünde zimni bir mutabakat var

"
"