21 Nisan 2014

Milliyetçilikler, barış değil savaş getiriyor her yerde ve Ortadoğu’da!

Cizre Kantonu'nun başkenti Amude'de, Yasama Meclisi binasındayız. Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanı Vekili Hakem Hallo, Başbakan Ekrem Huso, bazı bakanlar ve bakan yardımcıları tarafından bahçede karşılanıyoruz.

 

Cizre Kantonu'nun başkenti Amude'de, Yasama Meclisi binasındayız. Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanı Vekili Hakem Hallo, Başbakan Ekrem Huso, bazı bakanlar ve bakan yardımcıları tarafından bahçede karşılanıyoruz. 

"Devrimi boğmak için sınırda hendek kazıyorlar. Sorunlar diyalogla çözülür, hendekler, dikenli tellerle değil. KDP ile Türkiye hükümetinin hendek konusunda işbirliği olduğu anlaşılıyor" diyorlar. Kurmaya çalıştıkları düzeni anlatıyorlar…

 

 

AMUDE, Rojava Cizre Kantonu

Kamışlı’dan sabah erken yola koyulduk, Amude’ye, Cizre Kantonu’nun başkentine doğru.

Önümüzde bir asayiş jipi, içinde dört silahlı güvenlik görevlisiyle epeyce hızlı gidiyor.

Yağmur çiselemeye başladı.

Türkiye tarafına duvar örülen Nusaybin sınır kapısını geçiyoruz. Sağımızda uzaktan sisler içinde Mardin seçiliyor.

Mezopotamya Ovası...

Ya Ahmet Türk’ün Kasrı Kanco’sundan, ya Maridin Otel’in terasından gün doğarken de, gün batarken de -bazen bir kadeh rakı eşliğinde- kim bilir kaç kez seyrettim.

Bir deniz gibi sonsuzluğa uzanan Mezopotamya Ovası'nın güzelliğine her seferinde hayran kaldım.

 

Cizre Kantonu Yasama Meclisi, Başbakan ve bakanlar

Amude çarşısı çok canlı...

Bir büyük binanın önünde duruyoruz.

Eskiden şehrin kültür merkeziymiş.

Cizre Kantonu Yasama Meclisi.

Meclis Başkanı Hakem Hallo, Başbakan Ekrem Huso, bazı bakanlar ve bakan yardımcıları tarafından bahçede karşılanıyoruz.

Meclis geçen 6 Ocak’ta, hükümet 21 Ocak’ta kurulmuş. Her ikisinin de geçiciliğine özellikle vurgu yapıyorlar.

Meclis kurucu nitelik taşıyor.

Meclis Başkanı ‘Kurucu Meclis’le ilgili olarak şunları söylüyor:

“Kurucu Meclis’in içinden 19 kişilik bir komite seçildi, anayasa niteliğindeki bir ‘toplumsal sözleşme’yi hazırlamak için... Sözleşmenin temel ilkelerine gelince:

Demokratik yönetim... Kimseyi dışlamayan çoğulcu yönetim... Temel hak ve özgürlükler... Suriye’nin bütünlüğü...

Katı olmayan, değişemez maddeleri olmayan bir anayasa yazıldı. Bu arada bir siyasal partiler yasası çıkardık. Bir seçim yasası hazırlanıyor. Bağımsız bir yüksek seçim kurulu oluşturmak için çalışmalarımız var.”

Meclis Başkanı ekliyor:

“Kurucu Meclis'i kurumlar kendi aralarında seçti. Seçimlerden sonra taşlar daha çok yerli yerine oturacak.”

Hükümete Yürütme Konseyi Başkanlığı adı verilmiş. Bakanlar Kurulu da bir yürütme komitesi olarak hep birlikte çalışıyor.

Her bakanın iki yardımcısı var.

Bir koridorda bütün bakanların odaları yan yana sıralanmış. En sonunda Başbakan’ın makam odası ve Yürütme Konseyi üyelerinin toplanıp birlikte çalıştıkları büyücek bir salon yer alıyor. 

 

Hükümette yüzde 41 kadın kotası

Her şey son derece mütevazı, sade.

Başbakan Ekrem Huso’yla bir ara çay ocağında oturup sohbet ediyorum. Duvarda renkli bir kartpostal dikkatimi çekiyor:

Öcalan, Murat Karayılan, Fehman Hüseyin.

Başbakan, hükümette kadın oranını yüzde 41 olarak veriyor.

Henüz cumhurbaşkanları olmadığını, bu makama Meclis Başkanı’nın vekâlet ettiğini belirtiyor.

‘Toplumsal sözleşme’yi 10 Kürt, 10 Arap, 10 Süryani ve 10 da Türkmen, Keldani, Ermeni gibi ‘diğerleri’nden oluşan 40 üyeli bir komisyon yazmış.

Meclis 81 kişiden oluşuyor.

Bir erkek, bir kadın olarak eş başkanlık sistemi geçerli.

Hükümet başbakan, iki yardımcısı ve 22 bakandan oluşuyor.

Rojava’da TEV-DEM’in (Türkçesiyle Demokratik Halk Hareketi) bir çatı örgütü olarak sistemin neresinde durduğunu soruyorum.

Yanıt şöyle:

“Siyasal bir örgüt olarak hükümete üye veriyor, Meclis'e üye veriyor.”

Meclis Başkanı, TEV-DEM temsilcisi.

Başbakan, Kürt Ulusal Meclisi’nden.

Dışişleri Bakanı, sol demokrat.

TEV-DEM’den, sivil toplum örgütlerinden, kadın örgütlerinden, Kürdistan Yeşil Partisi’nden, Liberal Parti’den, Demokratik Barış Partisi’nden temsiciler var hükümette...

 

Meclis Başkanı devrimi anlatıyor

Rojava Devrimi ne demek?

Bu sorumu Meclis Başkanı Hakem Hallo şöyle yanıtlıyor:

“Devrim, diktatörlük sistemine karşı çıkar. Suriye’de gitgide derinleşen kriz üzerine katıldık biz de devrime... Demokratik bir ulus yaratmak istediğimiz için katıldık. Her dinden, her etnik gruptan, her inançtan insanların, Kürtlerin, Arapların, Süryanilerin, Asurilerin, Keldanilerin, bütün halkların özgür şekilde yaşamalarını istediğimiz için devrim saflarında yer aldık.

Suriye’de ortaya çıkan otorite boşluğunu doldurmak, kaos ortamına son vermek için bir savunma sistemi geliştirdik. Hem Şam rejimine, hem El Kaide gibi aşırı örgütlere karşı bize has bir model oluşturduk.”

Meclis Başkanı, sınırdaki hendek meselesine de şu yanıtı verdi:

“Hiçbir gerekçe bulamıyoruz. Devrimi boğmak için, halkı teslim almak için bu hendeği kazıyorlar anlaşılan. Sorunlar diyalogla çözülür, hendeklerle, duvarlarla, dikenli tellerle değil. KDP ile Türkiye hükümetinin hendek konusunda işbirliği var, öyle anlaşılıyor.”

 

Sorunlar: Saldırılar, ambargo, ilaçsızlık ve hastaneler

Devrim hangi sorunlarla karşı karşıya?

Başbakan’ın yanıtı:

“Bir sorun tabii ambargo... Aşırı İslamcı örgütlerin saldırıları bir başka sorun... Elektrik kesintileri, akaryakıtla ilgili meseleler eskiye kıyasla düzeldi. İlaç ve hastanelerin durumunda zorluklar devam ediyor. Til Koçer sınır kapısından insani yardım geçiyor ama hâlâ yetersiz. Ama temel sorun Irak tarafında, DAİŞ’in (yani IŞİD) saldırıları...”

Meclis Başkanı ekliyor:

“Dışarıda tanınmıyor olmak ve bunun getirdiği zorluklar da yaşanıyor tabii...”

Başbakan söze giriyor:

“Biz halen kendimizi Suriye’nin bir parçası olarak görüyoruz. Cizre Kantonu Demokratik Özerklik Yönetimi olarak öteki iki kantonla, Kobani ve Afrin’le koordinasyon içindeyiz. Bu kanton modelini tüm Suriye’ye bir çare olarak geliştirmek bizim amacımız…"

Dışişleri Bakanı Kemal Barakol, Demokratik Özerk Yönetim olarak Bağdat’a ilişkileri geliştirmek için, Til Koçer sınır kapısını daha çok kullanmak için gittiklerini, Türkiye’yle Barzani’nin bunu engellemeye çalıştıklarını, bu konuda ortak tavır aldıklarını söylüyor.

 

'Öcalan'a bir düşünür olarak bakıyoruz'

Bir başka sorum:

Öcalan, Rojava Devrimi’nin neresinde?

Başbakan’ın yanıtı:

“Devrim halkın devrimidir. Öcalan halkın kalbinde yatan biridir.”

Meclis Başkanı:

Öcalan’a bir düşünür olarak bakıyoruz. Demokratik özerklik olarak ortaya koymuş olduğu projeyi beğeniyoruz.”

PYD’den Dışişileri Bakanı Yardımcısı Emine Osi:

Apo bir çizgidir, bir felsefedir. Ortadoğu için bir model koymuş ortaya, uygulamaya çalışıyoruz. Hedef, demokratik bir ulus yaratmak ve bunu Apo’nun felsefesine dayanarak yapmak.

Demokratik ulus, ulus-devletin alternatifidir.

Pratikte bunu başarırsak, ki başaracağımıza inanıyoruz, Ortadoğu bu projeyle değişir, demokratikleşir. Yoksa kriz, kaos hali derinleşir. Demokratik özerklik ve toplumsal sözleşme Suriye’de iç savaşın, kaosun yolunu kapatıyor.”

 

Silahlı güçler-sivil siyaset ilişkisi  

Bağımsız olarak Başbakan Yardımcılığı görevini yürütmekte olan Hüseyin Azzam söz alıyor:

“Ben bir Arap olarak konuşmak istiyorum. Temel amacımız var olan krizi geçmek ve halklar için özgürlüğü gerçekleştirmek, toplumsal barışı tesis etmek ve birlikte yaşam için barışa doğru yol almaktır. Bu projeyi TEV-DEM sundu, Kürtler sundu. Biz de Araplar olarak katıldık. Eşitlik ilkesini gördük çünkü, Kürtler ve Araplar olarak. Bu model tüm Suriye için de uygulanabilir bir modeldir.”

Sohbet asker-sivil ilişkilerini de kapsadı. Asayiş, İçişleri Bakanlığı’na bağlı. Askeri güç YPG ise Savunma Bakanlığı’nda. Bir de kadın ordusu YPJ ve Süryanilerin Özgür Halk Güçleri var. Askeri gücün tepesindeki Genelkurmay’ın temsilcisi, Savunma Bakanlığı’nda asker-sivil arasında koordinatör olarak görev yapıyor.

Hüseyin Şaviş, TEV-DEM koordinatörü hükümette. Türkiye’de PKK saflarında bulunmuş, hapis yatmış, Türkçeyi ve Türkiye’yi iyi bilen biri...

Aynı zamanda Eğitim Bakanı olarak da görevli. Bakanlığın isminde yer alan ve Arapçadan gelen terbiye sözcüğünü demokratik bulmadıkları için yetiştirme olarak değiştireceklerini, yine eğitimin ‘milli’sini de atacaklarını söylüyor.

 

İttihat ve Terakki'den Baasçılığa

Sohbet, sonuna doğru, Türkiye’de İttihat Terakki’ye ve Kemalizme kayıyor.

Ben de ‘Baasçılığın' bu damardan nasıl esinlendiğini anlatıyorum.

Bir ara konu dedem Cemal Paşa’dan açılıyor ve ilgi görüyor. Bana takılıyorlar.

Milliyetçiliklerin her yerde olduğu gibi, Ortadoğu coğrafyasında da barış değil, savaş getirdiğini konuşuyoruz.

Rojava’dan 5. yazı yarına.

 

Twitter: @HSNCML

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Demirel'i darbeyle devirecektim!

Demirel 100 yaşında! Pazar günü Ülke Politikaları Vakfı'nın Cevahir Otel'de düzenlediği bir toplantıda "BABA"yı andık. Özlemişim Demirel'i, itiraf edeyim, arada bir gözlerim doldu

Türklerin de, Kürtlerin de ortak çıkarı gerçek barış ve demokrasidir

Yeterince kan ve gözyaşı akmıştır, daha çok acı çekilmesin, ama... Bu AMA üzerinde düşünmek lazım, geçmiş tecrübeler bunu gerektiriyor

Dostluklar insanı ayakta tutar!

Benim de böyle bir dostum var, Şahin Alpay. İyi ki varsın kardeşim, iyi ki BİR HİKAYEM VAR'ı yazdın

"
"