23 Şubat 2023

Haydi Türkiye, hep birlikte kolları sıvama zamanı...

Büyük felaketler, büyük doğuşlara yol açabiliyor. Birinci Dünya Savaşı'nın, Osmanlı'nın yıkıntıları arasından Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet bayrağı dalgalanmamış mıydı?Şimdi de demokrasi zamanı...

Hayatta en güzel şeylerden biri,
yalnız olmadığını bilmektir.
Başkalarının acılarını hissetmek,
onları paylaşmak ve yardım elini uzatmaktır.
6 Şubat deprem felaketi,
sabah vakti bu duyguları içimde
bir defa daha depreştirdi.
Büyük bir birliktelik ve dayanışma
dalgasının kabardığını görüyorum.
Bu dalganın içinden "yeni Türkiye"nin
sancıları, belirtileri su yüzüne vuruyor.
Birbirimizle uğraşmayı bırakıp
tek bir hedefe kilitlenebiliriz,
düşüncesi yaygınlaşıyor.
Barış ve demokrasiye açılan yollarda,
hep birlikte yürüyebiliriz iradesi şekilleniyor.
Evet öyle.

Desen: Selçuk Demirel

 

Büyük felaketler,
büyük doğuşlara yol açabiliyor.
Tarihte örnekleri az değildir.
Birinci Dünya Savaşı'nın
ve Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkıntıları
arasından, Kurtuluş Savaşı'nın bayrağı
dalgalanmamış mıydı bu topraklarda?
Cumhuriyet Devrimi yaşanmamış mıydı?
Şimdi de sıra, 6 Şubat felaketiyle birlikte
"Cumhuriyet'in demokrasiyle
taçlandırılması"na geldi.
Zaman, öncelikleri sonralıkları
birbirine karıştırma zamanı değildir.
"Zamanın ruhu"nu yakalamak istiyorsak,
birbirimizle itişip kakışmayı bir yana bırakıp,
ufak ufak şekillenmeye başlayan
bir "demokrasi ittifakı"yla
Erdoğan'a güle güle demeliyiz.
60 milyon insanın canına mâl olan
İkinci Dünya Savaşı cehenneminden
Avrupa, Amerika'yla dayanışma ve
"demokrasi ittifakları"yla düze çıktı.
Yaşlı kıta, belki de tarihin en büyük
barış projesi olan Avrupa Birliği'yle
barış, demokrasi ve refah yolunu açtı.

(Burada yazıya bir parantez açıyorum.
Bugün Avrupa'da barış ve demokrasiye
en büyük tehdit Putin'dir.
Putin Rusya'sının Ukrayna'daki işgalidir.
Putin Ukrayna'da yenilgiye uğratılmadan,
Ukrayna'daki işgal sonlandırılmadan Avrupa'da,
Türkiye'de barış ve demokrasi
hep tehdit altında olacaktır.
Bu açıdan ABD Başkanı Biden'ın
Ukrayna'ya yaptığı sürpriz dayanışma ziyareti
çok önemlidir.
Parantezi kapatıyorum.) 

Yazımın başında da söylediğim gibi,
cehennem benzeri altüst oluşların,
felaketlerin sonrasında "yeni" kurulabilir,
barış ve demokrasi yolu açılabilir.
Örnekleri az değil.
Biz de, Cumhuriyet'in yüzüncü yılında
bir kez daha yapabiliriz.

Haydi Türkiye,
hep birlikte kolları sıvamanın
tam zamanıdır,
demokrasi, barış ve refah yolunda
birlikte yürümenin tam zamanıdır.

Hasan Cemal kimdir?

Hasan Cemal 1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1965 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. Gazeteciliğe 1969 yılında Ankara’da haftalık Devrim dergisinde başladı. Yeni Ortam dergisi, Anka Ajansı ve Günaydın gazetesinde çalıştıktan sonra 1973 yılında Cumhuriyet gazetesine girdi. 1979 - 1981 yılları arasında Ankara Temsilciliği yaptı. 1981-1992 yılları arasında Cumhuriyet Gazetesini Genel Yayın Yönetmeni olarak yönetti. Cumhuriyet gazetesi Cemal'in yönetimindeyken 1986’da Sedat Simavi Ödülü’nü kazanarak "yılın gazetesi" seçildi. 

1992-1998 yılları arasında Sabah gazetesinin birinci sayfa yazarlığını yaptı. 1998'den 2013'e kadar yaklaşık 15 yıl boyunca Milliyet gazetesinde yazdı. Nokta dergisi 1989 Doruktakiler ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti köşe yazısı ödüllerini kazandı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 2004 yılında da "Araştırma" ödülünü Hasan Cemal'in çalışmalarına verdi. 

28 Şubat 2013'te Milliyet'in manşetinde yayımlanan "İmralı Zabıtları"nın yayınını savunduğu için dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan'ın tepkisine hedef oldu. Milliyet yönetimi, "Başbakan'ı ve medya sermayesini sorgulamaktaki ısrarını" gerekçe göstererek yaklaşık 15 yıldır yazdığı gazetedeki köşesini kapattı. 

Milliyet ile yolları ayrıldıktan sonra yaptığı röportajlar ve kaleme aldığı yazılar, bağımsız internet gazetesi T24'te yayımlandı. Türkiye medyasının en etkili ve kıdemli isimlerinden olan Hasan Cemal, Mart 2013’ten beri T24’te yazıyor. Harvard Üniversitesi Nieman Gazetecilik Vakfı Louis M. Lyons Gazetecilikte Vicdan ve Dürüstlük Ödülü'nü "hayatı boyunca basın özgürlüğünü savunmak için gösterdiği çaba nedeniyle" 2015 yılında Hasan Cemal'e verdi. Cemal, Türkiye'de bu ödülü alan ilk gazeteci oldu. 

Bir dönem Bilgi Üniversitesi’nde "Medya ve Politika" dersleri veren Hasan Cemal’in yayımlanmış 13 kitabı, tarih sırasıyla şöyle: 

Tank Sesiyle Uyanmak (1986)

Demokrasi Korkusu (1986)

Tarihi Yaşarken Yakalamak (1987) 

Özal Hikâyesi (1989)

Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım (1999)

Kürtler (2004)

Cumhuriyet'i Çok Sevmiştim (2005)

Türkiye'nin Asker Sorunu (2010)

Barışa Emanet Olun (2011)

1915: Ermeni Soykırımı (2012)

Delila - Bir Genç Kadın Gerilla'nın Dağ Günlükleri (2014)

Çözüm sürecinde Kürdistan Günlükleri (2014)

- Hayat İşte Böyle Geçip Gidiyor (2018)

- Hasan Cemal'in "Zamane Diktatörleri" adını taşıyan basılmamış bir kitabı daha var.

Yazarın Diğer Yazıları

Nimet'e özgürlük!

İnsan Hakları Derneği’nin kurucularından Nimet Tanrıkulu, 29 Ekim 2024 tarihinde, hukuk dışı bir kararla tutuklanıp Ankara Sincan Kapalı Cezaevi'ne kondu

Ankara'nın nihai bir oyun planı, bir "end game"i var mı?..

Yoksa yine malum "devlet ezberleri"yle yola devam çıkmazı mı?..

Demirel'i darbeyle devirecektim!

Demirel 100 yaşında! Pazar günü Ülke Politikaları Vakfı'nın Cevahir Otel'de düzenlediği bir toplantıda "BABA"yı andık. Özlemişim Demirel'i, itiraf edeyim, arada bir gözlerim doldu

"
"