08 Ocak 2020

Gidiş kötüye... Bugünkünden çok daha kötüye... Hatta kıyamete doğru...

"15 bin yalanlı Başkan" dünyanın başını belaya sokacak!

15 bin yalanlı Başkan!
Hangi Başkan?
ABD Başkanı Trump...
Kim diyor?
New York Times'ın Nobel ekonomi ödüllü köşe yazarı Paul Krugman.
Seçildiğinden beri attığı 15 bin yalanıyla tescilli bir Başkan'a, Trump'a kimse inanmaz demeye getiriyor köşe yazısında. Ve Kasım Süleymani suikastıyla dünyanın başını belaya soktuğunu belirtiyor.
NYTimes'ın yazılarına göz atıyorum.
Tek satır Trump güzellemesi yok, eleştiri var.
Yorumlarda bir nokta daha ön plana çıkıyor:
Trump, bu yılın Kasım ayında yapılacak başkanlık seçiminin kampanya düğmesine böyle bir suikastla basmış oldu!
Yazıların, haber-yorumların satır aralarında korku var.
Şiddet ve terör korkusu...
Savaş korkusu...
Savaş, şiddet ve terör sahnesinin sadece Ortadoğu'yla sınırlı kalmayacağı, kanlı dalgaların Amerika'ya, Avrupa'ya, bütün dünyaya yayılması ihtimali yakın görülüyor.
Sorulardan biri:            
Irak, terör ve şiddet merkezi haline gelebilir mi?
Amerikan karşıtlığının hız kazandığı Irak'ta, Amerika'yla İran kanlı bir çatışma içine girebilir mi?
Bir başka soru:
İran, petrol fiyatlarını patlatabilir mi?
Bunun için Suudi Arabistan'ın petrol alanlarını füzelerle hallaç pamuğu gibi atabilir mi?
Ya da Hürmüz Boğazı'nın ağzında bir kaç tanker batırarak Körfez'den dünyaya dönük petrol trafiğini felç edebilir mi?
Kağıt üstünde mümkün ama...
Ama'sı var elbette.
Başkan Trump gibi ne yapacağı hiç kestirilemeyen bir çılgın oturuyor Washington'da, Beyaz Saray'da.
O da olmadık bir çılgınlık yapabilir, İran'ın petrol altyapısını füze yağmuruna tutabilir.
Öyle bir vaziyet ki, Tahran'ın da Amerika'yı hedef alacak bir misilleme yapmadan önce, bir değil tam kırk kere düşünmesi gerekiyor.
Nerede duracağı belirsiz kanlı bir tırmanış ihtimali karşısında, dünyanın her yanında, klasik deyişle, nefesler tutulmuş bekleniyor.
Aklı başında tüm odaklar kaygı içinde.
Bir yazıda kısa bir değinme dikkatimi çekiyor:            
Bu patlamadan Ortadoğu'da Kürtler kazançlı çıkabilir!     
Demek istiyor ki:
Amerika'nın bölge Kürtlerinin desteğine ihtiyaç duyabileceği bir ortam oluşabilir Ortadoğu'da...
Peki ya Türkiye?
Amerika'yla İran arasındaki kanlı kapışma, Tayyip Erdoğan'ın işine yarayabilir mi? İkisi arasında bir denge politikası tutturarak kazançlı çıkabilir mi Erdoğan?
Bu da kağıt üstünde mümkün ama...
Pek öyle yakın ihtimal değil.
Her şeyden önce Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'yi fena halde yalnızlaştıran, dost değil düşman çoğaltan siyah beyaz dış politikası, bu konuda 'dengeler'in gerektirdiği diplomatik canbazlıkları, incelikleri, olanakları çoktan beri tüketmiş durumda...
Bir başka soru:            
Acaba İran ve Amerika, ya benden yanasın ya da düşmanımsın politikası güdebilir mi?
Bir soru daha:
İsrail ne yapar, Trump'ın yanında yangına körükle gidebilir mi?
Çin ne yapacak?       
Rusya ne yapacak?       
Çin, Rusya, İran; yaklaşık iki hafta önce, 27-30 Aralık arasındaki dört gün boyunca Umman Körfezi ve Hint Okyanusu’na uzanan alanda ortak deniz manevraları yaptı. ABD’nin hasım/rakip güçler olarak gördüğü bu üçlünün işbirliği devam edebilir mi?
Suriye daha beter karışabilir mi?
Terör eylemleri Avrupa'yı da etki alanına alabilir mi?
İstanbul da terörü yaşamaya başlayabilir mi?
Türkiye'de dolar yine patlayabilir mi, ekonomik istikrarsızlık daha beter derinleşebilir mi?
O kadar çok ve ürkütücü soru var ki...
Yanıtları belirsiz ya da yanıtları siyah beyaz olmayan sorular...
Bir kez daha yazıyorum bir kenara:
Gidiş kötüye...
Bugünkünden çok daha kötüye...
Hatta kıyamete doğru...
Allah sonumuzu hayreylesin!
Bu satırları yazarken bir haber düştü T24'e:
Kasım Süleymani'nin memleketi Kirman'daki cenaze töreninde izdiham yaşandı, 50 kişi hayatını kaybetti, 213 yaralı var. 

Yazarın Diğer Yazıları

Hey sen, bana baksana: Yoksa aklında yine savaş mı var?..

Hey sen, bana baksana: Yoksa çöküşünü durdurmak için yine savaş mı yapacaksın?..

CHP'nin önemi

CHP içinde hala kavgayı, didişmeyi tercih edenlerin dikkatine...

Kâbus gerçek oldu, Trump kazandı

Kaybeden, demokrasiyi demokrasi yapan değerler oldu

"
"