11 Nisan 2023

Ben bunu daha önce de görmüştüm: 60 yıl sonra yeniden TİP…

Lisedeyken, dünyada olup bitenlere çok ilgi duyan, "imam" lakaplı milliyetçi bir coğrafya hocamız vardı. Dünya karıştığı zaman pek memnun olur, "Karışsın, karışsın ki, aradan biz sıyrılıp çıkalım!" derdi.

Hayatta olsaydı acaba şu andaki siyasi manzaramıza ne derdi? Durumun çok karışık olduğunu şüphesiz kabul ederdi. Her yer her yerde, kimin adayı kimin listesinde belli değil.

Ama Allah için, yok yok! Şeriatçı ayrılıkçıdan anarşist ayrılıkçıya, goşist serüvenciden koyu milliyetçiye, ırkçı faşistten yedi renkçiye tüm ideolojik yelpaze temsil edilmekte.

Bizim Hasan Cemal ile Cengiz Çandar bile var!

Bu seçimin Cumhuriyet tarihimizin ideolojik açıdan en özgür seçimi olduğunu daha önce de yazmıştım. Adamın biri, -ki görünüş olarak ikonik yobaz olarak albümlere geçebilir- karşıt fikirde olanları keseceklerini bile söylemişti.

Bu, en "özgür" ülkelerde bile söylenemez, çünkü şiddete teşviktir. Söylemiş ve serbest bırakılmıştı.

İdeolojik olarak o kadar özgürüz yani!

Çünkü bu kez kavga ideoloji kavgası değil, sistem kavgası. Tek adamın indirilmesi kavgası.

Bir çeşit ön seçim

Bir çeşit ön seçim: 14 Mayıs'ta bu başarılabilirse en geç iki yılda herkesin ideolojilerine göre pozisyon alacağı yeni bir seçim kaçınılmaz olur.

Bence, başarılamazsa bile iki yıl sonra asıl seçim kaçınılmazdır. Bu böyle gitmez!

Tüm partilerin, içinde bulunduğumuz karmaşaya bizim coğrafya hocası gibi baktığını sanıyorum: "Karışsın, karışsın, bakarsın biz öne fırlarız!"

Yeni bir söylem

Böyle öne fırlamış bir parti var aslında: Türkiye İşci Partisi!

Onlara yönelik ilgiyi, soğuk bir yerde tutulan bir termometrenin birden güneşe çıkarılmasındaki hızlı tırmanışa benzetiyorum.

Bir kere diğer partilere, özellikle CHP'ye göre, yaşça gençler. Hatipleri ve cesaretleri beğeniliyor. Söylemleri farklı.

Bunlar bana 1965 yılında TİP'in Meclis'e girerek Türk siyasetini sarstığı dönemi hatırlatıyor: Onların "İşçiler, köylüler, ırgatlar, marabalar" diye başlayan radyo konuşmaları ne kadar ilgi uyandırmıştı. Can Yücel, Yaşar Kemal, Mehmet Ali Aybar ve ötekilerin "nasırlı ellere iktidar" vadeden davudi sesleri köy kahvelerinde nasıl yankılanmıştı.

TİP yüzde 3 oyla Meclis'e 15 milletvekili soktu. Ama toplam etkisi çok daha fazlaydı.

Dünya da değişti

Tabii günümüzün koşulları çok farklı. Sovyetler Birliği çöktü, Avrupa solu dökülüyor, Üçüncü Dünya gerici popülizme teslim oldu. Dijital teknoloji tüm üretim ilişkilerini değiştirdi. Robotlar ve yapay zeka "artı değer" ve emek sömürüsü konusunun bambaşka kavramlarla ele alınmasını gerektiriyor.

Ama sömürü hâlâ var. Âlâsı var! Zenginlerle yoksullar arasındaki uçurum daha da büyüyor. Dehşet verici silahlanma harcamalarına rağmen hala açlık, yoksulluk, hastalık, tüm dünyada kol geziyor.

Türkiye dahil!

Artık, "ırgatlar, marabalar, elleri nasırlılar"a seslenmek yetmez: Bugün çağdaş sömürünün en ağır sömürülenleri kimler?

Gün boyu ekrana bakmaktan gözleri ve ruhları donuklaşanlar, günde 24 saat algoritmalarla kontrol edilenler, işimi robotlar ne zaman elimden alacak diye uykuları kaçanlar, her gün milyarlarına milyarlar katan dev şirketlere en basit ihtiyaçlarını anlatamayanlar, üniversite diplomalı motorlu kuryeler, parasızlık ve ilgisizlikten ülkesini terk edip göç yollarına düşen doktorlar, hemşireler, mühendisler…

Geleceğe kaygıyla bakan gençlik!

TİP'in bu "karışıklık"tan yararlanarak öne fırlayacağını sezinliyorum.

Ben bunu daha önce de görmüştüm!

Durun bakalım!

Yazarın Diğer Yazıları

Daron’un Nobel’ini kimler beğenmedi?

Neymiş, Acemoğlu’nun alınmasını istediği sosyal önlemler ve yapılmasını savunduğu demokratik reformlar aslında kurulu düzeni takviye içinmiş! Peki ne yapılmalı? Sendika olmadan, örgüt olmadan devrim nasıl olur?  Kiminle olur?

Basın kampında tartıştık: Şimdi ne yapmalıyız?

Muhalif televizyonların cezalandırıldığı, Açık Radyo’nun yayın lisansının iptal ettiği, gazetecilerin hapiste çürüdüğü, ekonomik sıkıntıların doruğa çıktığı bir dönemde nasıl olacak?

Büyük teknoloji şirketleri hizmette sınır tanımıyor: Cep telefonunuza ötemazi düğmesi

“Anladığıma göre, ölümü bile kolaylaştırmak istiyorlarmış; kendinizi öldürmek isterseniz basacağınız düğmeye bile yer bulmuşlar.  Birkaç model sonrasında yer alacakmış. Bakarsınız I Phone 17’de bile olabilir!  Ötemazi düğmesi. Yani geçmişi mazi haline getirip sizi öte dünyaya gönderen düğme! Basıyorsunuz, güm!”

"
"