Güzel bir kadın her şeyden daha önemlidir bazen. Bütün öteki konuların geriye itilmesini talep eden, kendinden başka hiçbir ilgi odağı tanımayan tutkulu bir düştür. Hayatın sıradışı ve nefes kesici bir anıdır.

Bazen kalabalık bir ortama güçlü bir ışık saçılır. Güzel bir kadın girer içeri. Ve birkaç saniye içinde oradaki herkes değişir. Farkında olsalar da olmasalar da hayatları boyunca gördükleri her güzel kadınla küçük de olsa bir serüven yaşamayı hayal etme eğilimindeki erkeklerin kan dolaşımları hızlanır, nefes alışları sıklaşır, kendilerini olduklarından daha iyi görme ve gösterme adına o güne kadar ne depolayabildilerse onu harekete geçirme dürtüleri kıpırdanır. Bir heyecan dalgasına yakalanarak gerçekten veya hayalden (o an bunlar arasında pek fark yoktur) mutlu olduklarını hissederler. Friedrich Nietzsche'nin "Güzellik, mutluluk vaadidir" dediği bu olsa gerektir.

Kadınlar ise o ana kadar hiç görmedikleri, hakkında herhangi bir şey bilmedikleri ve muhtemelen az sonra yaşamlarından çıkarak bir daha hiç sahne almayacak olan o güzel kadının varlığıyla inanılmaz biçimde sarsılırlar; kendilerini bir bütün olarak ya da parçalar halinde bu tanımadıkları güzellik şahaseriyle terazi kefelerine yerleştirip kıyaslamayı denerken kefelerden ziyade kendi içlerinde daralıp mutsuz olurlar; bu geçici mutsuzluğun bir an önce sonuçlanmasını isterken zamanın nasıl acımasızca uzayıp gittiğine şaşarak bazen o güzel kadının bir kusurunu yakaladıkları hissiyle rahatlamaya, bazen de onun büyüsüne kapılan erkeklerin akılsız görüntülerine kızarak ya da gülerek oyalanmaya gayret ederler.

Güzel kadın, o ortamın transit yolcusuysa, onun gidişinin ardından oradaki herkes bir hortum veya kasırgadan sonra yaşanana benzer bir acizlik ve sersemlik duygusuyla normale dönmeye çalışır.

*   *   *

Güzellik her şeydir bazen. Hatta her şeyden daha önemlidir. Dünyayı kurtarabileceği söylenir. Ama batırabilir de. Özellikle de aşkla birleşince. Veya tutkuyla.

Truva Savaşı'na Truva Kralı Priamos'un oğlu Paris'in, Sparta Kralı Menelaus'un karısı güzel Helen'e aşık olmasının neden olduğu söylenir... Ve Napolyon'un bir dizi savaşı, (aslında başkalarına göre pek de güzel sayılmayan) Jozephine'in  "güzel gözlerinde daha fazla hayranlık parıltısı görebilmek için" çıkardığı...

Günümüz siyasetçilerinden ve resmî yöneticilerinden birçoğunun "iktidar" tutkusunun içinde cinsel dürtüler önemli yer tutar. İtalyan lider Silvio Berlusconi için politikanın mı, seksin mi önde geldiğini kestirmek zordur; belki ikisi at başı gider. İsrail'in eski Devlet Başkanı Moshe Katsav önceki yıl tecavüz suçuyla 7 yıllığına cezaevine kapatılmıştır. Uluslararası Para Fonu'nun eski Başkanı Dominque Strauss-Kahn'ın adının karıştığı seks skandalıyla ilgili haberler hemen herkesin hafızasındadır. Ve elbette bir zamanların popüler ABD Başkanı Bill Clinton'ın Monica Lewinsky ile yaşadığı "oval ofis macerası" hâlâ akıllardadır...

Sıradan insanların bu konulara yaklaşımları farklı farklıdır. Kimisi kınar, "koca liderler nasıl böyle yapar!" der; kimisi ise güler geçer ve "liderler de sonuçta insan" diye noktayı koyar.

*   *   *

Bugünler ABD'de şimdiki Başkan Barack Obama "cinsel zaaf" testinden geçiriliyor. Aslında ortada öyle büyük bir skandal falan yok. Ama yine de hava gergin. Kısaca aktarayım.

Geçen perşembe günü Obama, California eyaletinin kadın Başsavcısı Kamala Harris hakkında konuşurken, onun profesyonel yeteneklerini övdükten sonra duruyor ve gülerek “Ayrıca ülkemizin açık ara en güzel başsavcısıdır" diye ekliyor. Salondaki gülüşmelerle aleni altifatına yüksek not aldığını ve olayın kapandığını sanıyor.

Ama sonra başta sosyal medya olmak üzere birçok yerde kendisine yönelik eleştirilerin yoğunlaşması karşısında, istemeyerek de olsa güzel savcıdan "dikkat dağıtan ve pek uygun olmayan" bir iltifat ettiğinden dolayı özür dilediğini duyuruyor. Tahmin ettiğiniz üzere, gelen eleştiriler özrün gerekçesinden çok daha sert: "Başkan, resmî bir görevlinin meslekî yönleriyle değil, cinsel-estetik özellikleriyle ilgilendiğini ortaya koyan seksist bir tavır içine girmiştir."

Pek çokları "Ne var canım bunda böyle büyütecek; Obama'nın masum bir iltifatı işte!" dese de, muhafazakâr seçmen kitlesinden feministlere, muhaliflerden sivri dilli medyaya kadar bir dizi çevreden tepkiler gelmeye devam ediyor.

Bu arada Obama'nın 2008'de hem o zaman başkan adaylığındaki rakibi olan Hillary Clinton için "Gayet hoş bir kadın" deyip sonradan özür dilediği, hem de (aynı yıl içinde) bir kadın muhabire "Tatlım" diye hitap etmiş olması da sandıklardan çıkarılıyor.

*   *   *

Güzellik bir tehdittir. Güzel kadın sarsıcıdır. Erkekleri (başkanlar da dahil) heyecanlandırır.

Güzellik son derece etkili bir güçtür. Yalnızca insanların  iç dünyasını değil, mevcut ilişkilerini, aile düzenlerini, hatta ülke gündemini bile dalgalandırabilir. Ve aniden aşk gibi, seks gibi hassas, tehlikeli ve çoğu kez yasal olmayan yollara doğru kıvrılan virajlar doğuruverir.

Onun için zaman zaman insanlar  - genellikle hayranlıkla beslenen obur ve şımarık bir doğaya sahip olan - güzelliği önemsemez gibi görünüp yalan kalkanlarıyla savuşturmaya, kendilerini ve başkalarını aldatmaya çabalarlar. Bir şairseniz eğer, tek vuruşta darmadağın olacak derme çatma bir kalkanla savaş alanına çıkabilirsiniz; ama siyasetçiyseniz, kullanacağınız kalkanın tonlarca ağırlığın şiddetine dayanacak kadar pişkin olması gerekir...