25 Aralık 2023
Değerli okurlar, 10 Aralık 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7423 sayılı Kanunla tütün, tütün mamulleri ve alkollü içecekler piyasasını yakından etkileyen çok önemli bir değişiklik yapıldı.
7423 sayılı Kanunun 5’inci maddesi ile 4733 sayılı Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanuna eklenen 8/A maddesi ile Tarım ve Orman Bakanlığı’na tütün, tütün mamulleri, alkol ve alkollü içkilerin üretim ve ithalat faaliyetinde bulunanlardan teminat alma yetkisi verildi (Merak edenler için madde metnini aynen yazının sonuna ekledim).
Bu madde 1 Ocak 2024 tarihinde yürürlüğe girecek.
Tarım ve Orman Bakanlığı bu yükümlülüğe ilişkin tebliğ taslağını bu ayın başında ilgili kuruluşlara göndererek görüş talep etmiş bulunuyor.
Tebliğin yürürlüğe giriş tarihi de maddeye paralel olarak 1 Ocak 2024 olarak belirlenmiş.
Tebliğ henüz Resmi Gazete’de yayımlanmadı.
Tahmin edeceğiniz üzere, kanun değişikliği yapıldığında bu konunun farkına varamayan sektör temsilcileri taslakla birlikte ayağa kalktılar!
Maddeye göre teminat kapsamına halen gerekli belgelere sahip olarak tütün, tütün mamulleri, makaron, yaprak sigara kâğıdı, sigara filtresi, alkol ve alkollü içkilerin üretim ve ithalat faaliyetleri ile uğraşanlar giriyor.
Ayrıca izin, uygunluk ve yetki belgesi başvurusu, tadili veya süre uzatımına ilişkin talepte bulunacaklardan da teminat isteniyor.
Bu yükümlülük, Vergi Usul Kanunun (VUK) mükerrer 257’nci maddesinin birinci fıkrasının (8) numaralı bendi ile Hazine ve Maliye Bakanlığına verilen teminat isteme yetkisinden farklı ve ayrıca uygulanmak üzere getirilmiş bulunuyor.
VUK Mükerrer 257/1-8 uyarınca Hazine ve Maliye Bakanlığı, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu ve 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında lisansa tabi faaliyetlerde bulunanlar ile bu madde uyarınca bandrol, pul, barkod, hologram, kupür, damga, sembol gibi özel etiket ve işaretleri kullanma zorunluluğu getirilen ürünleri imal veya ithal edenlerden; yeni işe başlayanlarda 10 milyon (544 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2023'den itibaren 28.000.000 TL)Türk lirasına kadar, faaliyeti devam edenlerde 100 milyon (544 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2023'den itibaren 280.000.000 TL)Türk lirasını geçmemek üzere bir önceki hesap dönemine ait brüt satışlar toplamının yüzde 1'ine kadar, ayrıca bandrol, pul, barkod, hologram, kupür, damga, sembol gibi özel etiket ve işaretler verilmesinden önce bu ürünler nedeniyle hesaplanan özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi tutarının toplamına kadar, doğacak vergilerin tahsil güvenliğini sağlamak amacıyla, teminat almaya yetkili.
Madde ile Tarım ve Orman Bakanlığına teminat miktarını faaliyet alanı, faaliyete ilişkin süre, talep edilen belge veya işlem türü ve üretim kapasiteleri itibariyle ayrı ayrı belirleme yetkisi verilmiş.
Ayrıca, teminatın verilmesi gereken zamanı, türünü, tutarını, iadesi ile tamamlanmasına ilişkin hususları da belirlemeye, teminat tutarını izin belgelerinin türleri itibarıyla farklılaştırmaya, ilk defa işe başlayanlar ile faaliyetine devam edenler açısından farklı teminat tutarı belirlemeye, teminat tutarını sıfıra kadar indirmeye ve her takvim yılı için, bir önceki yıla ilişkin olarak ilan edilen yeniden değerleme oranına kadar, takvim yılı başından geçerli olmak üzere artırmaya da yetkili kılınmış Bakanlık.
Hangi hâllerde teminat aranılmayacağına ve uygulamaya ilişkin diğer usul ve esasları Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşünü alarak belirlemeye de Tarım ve Orman Bakanlığı yetkili kılınmış.
Gördüğünüz gibi sonsuz yetkilerle donatılmış Bakanlık…
Taslak tebliğden Bakanlığın yetkilerini önemli ölçüde kullanmak niyetinde olduğunu anlıyoruz.
Taslağa göre, teminat kapsamına giren kişiler ve maddedeki yetkiye istinaden belirlenen teminat miktarları şöyle:
a) Tesis Kurma Uygunluk Belgesi ve/veya Üretim ve Faaliyet Uygunluk Belgesi bulunanlar ile Tesis Kurma Uygunluk Belgesi almak ya da üretim tesisini devralmak amacıyla başvuru yapan gerçek ve tüzel kişiler (kategorilere göre 5, 20, 25, 40 veya 50 milyon TL)
b) Tütün İşleme Tesisi Kurma Uygunluk Belgesi ve/veya Tütün İşleme Tesisi Faaliyet Uygunluk Belgesi bulunanlar ile Tütün İşleme Tesisi Kurma Uygunluk Belgesi almak ya da işleme tesisini devralmak amacıyla başvuru yapan gerçek ve tüzel kişiler (10 milyon TL)
c) Alkollü içki sektöründe, Tesis Kurma İzin Belgesi ve/veya Üretim İzin Belgesi bulunanlar ile Tesis Kurma İzin Belgesi almak ya da üretim tesisini devralmak amacıyla başvuru yapan gerçek ve tüzel kişiler (kategori ve faaliyet hacmine bağlı olarak 5, 10, 30 veya 50 milyon TL)
d) Alkol sektöründe Tesis Kurma Uygunluk Belgesi, İşleme İzin Belgesi, Üretim ve Faaliyet Uygunluk Belgesi bulunanlar ile Tesis Kurma Uygunluk Belgesi ve İşleme İzin Belgesi almak ya da üretim ve işleme tesisini devralmak amacıyla başvuru yapan gerçek ve tüzel kişiler (Etil alkol ve metanol işleme tesisleri için 5, üretim tesisleri için 50 milyon TL)
e) Puro ve Sigarillo İthalatı Yetki Belgesi bulunanlar ile bu belgeyi almak amacıyla başvuru yapan gerçek ve tüzel kişiler (5 milyon TL)
f) Tütün Ticareti Yetki Belgesi bulunanlar ile bu belgeyi almak amacıyla başvuru yapan gerçek ve tüzel kişiler (5 milyon TL)
g) Alkol ve Alkol İçki İthalatı için Dağıtım Yetki Belgesi ve Dağıtım Uygunluk Belgesi bulunanlar ile bu belgeleri almak için başvuru yapanlar (kategorilere ve faaliyet hacmine göre 1, 5, 10, 30 veya 50 milyon TL)
Madde metninden anlaşıldığı kadarıyla teminat, ileride doğabilecek idari para cezası ve vergi dairesi ve Sosyal Güvenlik Kurumunca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca takip edilen diğer amme alacaklarının güvenliğini sağlamak amacıyla alınıyor.
Bu madde uygulamasında teminat olarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 10’uncu maddesinin birinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde sayılanlar kabul ediliyor.
Bu teminatlar şunlar:
* Para,
* Bankalar tarafından verilen süresiz ve şartsız teminat mektupları ile sigorta şirketleri tarafından verilen süresiz ve şartsız kefalet senetleri,
* Hazine Müsteşarlığınca ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetleri veya bu senetler yerine düzenlenen belgeler,
İlgili maddede, teminatı süresi içinde vermeyenlerin faaliyete ilişkin belgelerinin teminat verilinceye kadar askıya alınacağı ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de izin, uygunluk ve yetki belgesi verilmeyeceği hükme bağlanmış bulunuyor.
Yani teminat vermeyenlerin faaliyet göstermelerine izin verilmediği gibi, tesisi devralacak kişilere de izin, uygunluk ve yetki belgesi verilmeyeceği gibi abartılı bir müeyyide öngörülüyor.
Bu maddenin Anayasaya aykırı olduğunu düşünüyorum. Çünkü kanunla öngörülen idari tedbirle amaçlanan hususla teşebbüs özgürlüğüne getirilen sınırlama arasındaki makul dengenin bozulduğu ve kuralın ölçüsüz bir sınırlamaya neden olduğu kanaatindeyim. Anayasamız mülkiyet hakkına bu ölçüde müdahaleyi korumaz.
Nitekim Anayasa Mahkemesi, 26/7/2023 tarihinde E.2023/32 numaralı dosyada, aynı Kanunla (7423 sayılı Kanunun 4’üncü maddesi) 4733 sayılı Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanun’un 8’inci maddesinin değiştirilen sekizinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “...askıya alınır...” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesinin yukarıda bahsettiğim iptal kararına ilişkin basın duyurusunda kararın gerekçesi şu şekilde özetlenmiştir:
“Öte yandan çalışma özgürlüğünün bir parçası olan özel teşebbüs özgürlüğü Anayasa’da güvence altına alınmıştır. Özel teşebbüs özgürlüğü, her gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin tercih ettiği alanda ekonomik-ticari faaliyette bulunmak üzere teşebbüs kurabilmesini, dilediği mesleki faaliyete girebilmesini ve faaliyeti ile mesleğini devletin veya üçüncü kişilerin müdahalesi olmaksızın dilediği biçimde yürütebilmesini ifade etmektedir. Kural uyarınca faaliyete ilişkin belgelerin kişi hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar askıya alınması, kişilerin ticari ve mesleki faaliyetleri için önemli olan birçok işlemi yapma imkânını belirli bir dönem için ortadan kaldıracağından kuralın teşebbüs özgürlüğüne sınırlama getirdiği görülmüştür. Temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren düzenlemeler kanunla yapılmalı aynı zamanda Anayasa’da öngörülen sınırlama sebebine uygun ve ölçülü olmalıdır. Dava konusu kuralda, tedbir işleminin değişen koşullara göre soruşturma ve kovuşturma aşamasında gözden geçirilerek kaldırılmasına imkân tanınmamıştır. Ayrıca kuralın faaliyete ilişkin belgelerin askıya alınmasından daha hafif tedbirin uygulanmasına imkân tanımaması nedeniyle de kişilere aşırı bir külfet yüklendiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu değerlendirmeler ışığında, her ne kadar sınırlama ile kamu zararının önlenmesi amaçlansa da kamu zararının önlenmesi biçimindeki amaç ile teşebbüs özgürlüğüne getirilen sınırlama arasındaki makul dengenin bozulduğu ve kuralın ölçüsüz bir sınırlamaya neden olduğu sonucuna ulaşılmıştır.”
Görüldüğü gibi, iptal kararı “ölçülülük” ilkesine dayanılarak verilmiştir. Karar metninde de ifade edildiği üzere, Anayasa’nın 13’üncü maddesinde güvence altına alınan “ölçülülük” ilkesi “elverişlilik”, “gereklilik” ve “orantılılık” olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. “Elverişlilik” öngörülen sınırlamanın ulaşılmak istenen amacı gerçekleştirmeye elverişli olmasını, “gereklilik” ulaşılmak istenen amaç bakımından sınırlamanın zorunlu olmasını, diğer bir ifadeyle aynı amaca daha hafif bir sınırlama ile ulaşılmasının mümkün olmamasını, “orantılılık” ise hakka getirilen sınırlama ile ulaşılmak istenen amaç arasında makul bir dengenin gözetilmesi gerekliliğini ifade etmektedir.
4733 sayılı Kanunun 8/A maddesi ile bir güvenlik tedbiri olarak getirilen teminat verme yükümlülüğüne uymayan kişinin fiilîni iptal kararındaki fiille karşılaştırmak dahi mümkün değildir. Çok daha hafif olan böyle bir fiili ölçülülük ilkesine aykırı bir şekilde sınırlamak açıkça Anayasaya aykırıdır. Bu nedenle söz konusu maddede geçen “...askıya alınır...” ve “…izin, uygunluk ve yetki belgesi verilmez.” tümcelerinin de olası bir ihtilafta itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi gündemine taşınması ve dolayısıyla iptal edilmesi kuvvetle muhtemeldir.
Doğmamış kamu borçlarının tahsil güvenliğini sağlamak amacıyla getirilen teminat verme yükümlülüğüne uymamanın faaliyetin askıya alınması gibi ağır bir sonuç doğurması kabul edilemez.
* Tütün, tütün mamulleri, alkol ve alkollü içki sektörleri için 1 Ocak 2024 tarihinde yürürlüğe girmek üzere getirilen teminat yükümlülüğü sektör için çok ağır bir yüktür. Özellikle bankalardan kredi temininin imkansızlaştığı ve teminat almanın çok zor hale geldiği bugünlerde böyle bir yükümlülüğü yürürlüğe sokmak doğru değildir. Bu nedenle tebliğin yürürlüğe girişini ertelemek ve belirlenen teminat tutarlarını daha makul tutarlara indirmek gerekir.
* Tarım ve Orman Bakanlığının tahsil edeceği teminat uygulamasının Anayasaya aykırılık gibi ciddi bir sorunu vardır. Yükümlülüğün ertelenmesi veya ortadan kaldırılması değerlendirilirken bu konu da dikkate alınmalıdır.
* Bazı kişiler hem Tarım ve Orman Bakanlığına hem de Hazine ve Maliye Bakanlığına teminat vermek durumunda kalabilir. Çünkü hem Maliye Bakanlığınca hem de Tarım ve Orman Bakanlığınca ileride doğabilecek vergilere karşılık teminat alınıyor. Bu mükerrerlik giderilmeli ve Hazine ve Maliye Bakanlığına teminat verenler Tarım ve Orman Bakanlığı teminatından muaf tutulmalıdır.
* Tarım ve Orman Bakanlığının uygulama için deneyimi bulunmadığını düşünüyorum. Bu nedenle Hazine ve Maliye Bakanlığı tüm teminatlar için yetkili kılınmalıdır.
* Son yıllarda Gelir İdaresi Başkanlığı gerek akaryakıt gerekse alkollü içecek sektörünü çok başarılı bir şekilde takip ediyor. Şimdi sanki hiç kontrol yapılmıyormuş veya başarılı olunmuyormuş gibi böyle abartılı teminat tedbirleri getirilmesi başta Gelir İdaresi Başkanlığı ve EPDK’ya haksızlıktır.
* Bir şarapsever olarak, getirilen teminat uygulamasının, son yıllarda çok başarılı bir performans gösteren butik şarap üreticilerinin kapanmasına kadar gidecek olumsuz sonuçlar doğurmasından endişe ediyorum.
***
“Teminat alınması
MADDE 8/A- Bu Kanuna göre tütün üreticileri ile tütün üretim ve pazarlama kooperatifleri hariç olmak üzere, tütün, tütün mamulleri, makaron, yaprak sigara kâğıdı, sigara filtresi, alkol ve alkollü içkilerin üretim ve ithalat faaliyetleri ile tütün ticareti yetki belgesi kapsamındaki faaliyetlere ilişkin; izin, uygunluk ve yetki belgesi bulunanlar ile izin, uygunluk ve yetki belgesi başvurusu, tadili veya süre uzatımına ilişkin talepleri olanlardan, doğabilecek idari para cezası ve vergi dairesi ve Sosyal Güvenlik Kurumunca 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca takip edilen diğer amme alacaklarının güvenliğini sağlamak amacıyla ellimilyon Türk lirasına kadar, anılan Kanunun 10’uncu maddesinin birinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde sayılan türden teminat almaya, mükelleflerin; faaliyet alanı, bu konuda yaptıkları faaliyete ilişkin süre, talep ettiği belge, işlem türü ve üretim kapasiteleri hususlarını birlikte veya ayrı ayrı dikkate alarak, teminatın; verilmesi gereken zamanı, türünü, tutarını, iadesi ile tamamlanmasına ilişkin hususları belirlemeye, teminat tutarını izin belgelerinin türleri itibarıyla farklılaştırmaya, ilk defa işe başlayanlar ile faaliyetine devam edenler açısından farklı teminat tutarı belirlemeye, teminat tutarını sıfıra kadar indirmeye ve her takvim yılı için, bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Kanunun mükerrer 298’inci maddesi uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranına kadar, takvim yılı başından geçerli olmak üzere artırmaya, hangi hâllerde teminat aranılmayacağını ve uygulamaya ilişkin diğer usul ve esasları Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşünü alarak belirlemeye Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilidir.
Bu Kanun kapsamında izin, uygunluk ve yetki belgesine tabi faaliyetlerde bulunanlardan birinci fıkraya göre istenilen teminatı vermeyenlerin faaliyete ilişkin belgeleri teminat verilinceye kadar askıya alınır ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de izin, uygunluk ve yetki belgesi verilmez. Bu madde kapsamında alınan teminatların paraya çevrilmesi hâlinde paraya çevrilen tutar alacaklı idareler arasında garameten taksim edilir.”
Erdoğan Sağlam kimdir?Erdoğan Sağlam Ankara'da doğdu, ancak nüfusta doğum yeri olarak Çorum görünüyor. Liseyi İstanbul Maliye Okulu'nda yatılı okudu. Böylece mesleğe çok erken bir giriş yaptı. Ardından Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü'nü bitirdi. Üzerinde lise ve fakülteyi ikincilikle bitirmek gibi bir lanet vardır. En birinci ikincidir. Üniversiteyi bitirmesinin ardından Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanlığı Kurulu sınavını kazandı. Yedi yıl Hesap Uzmanı olarak çalıştıktan sonra 1994 yılında ayrılarak özel sektöre geçti. Bir yıl süreyle bir şirketler grubunun mali işler direktörlüğünü yaptı. İzleyen dönemde uluslararası danışmanlık ve denetim şirketlerinden BDO Türkiye'ye (Denet) katıldı. Halen ortak ve yönetim kurulu üyesi olarak faaliyetine devam ediyor. Eşini ve işini çok seviyor. Başta Vergi Konseyi ve TÜSİAD olmak üzere pek çok mesleki sivil toplum kuruluşunun vergi çalışmalarına katkıda bulunuyor. 2003 -2010 yılları arasında ve 2020 yılında Milliyet gazetesinde, çalışma hayatı boyunca mesleki dergilerde vergisel konularda çok sayıda makalesi yayımlandı. Mayıs 2020'den itibaren T24'te yazmaya başladı. Teknik bir kitap yazmak istemediği için henüz bir kitabı yok. İleride en azından bir şiir kitabı, bir de polisiye roman yazmak istiyor. Yeminli mali müşavirlik ve bağımsız denetçilik lisanslarına sahiptir. |
Sermaye azaltımına ilişkin düzenleme tasfiyede uygulanamaz!
Gelir yazılacak tutarlar yeniden değerleme oranı ile artırılırken ve aktifleştirilen tutarlar enflasyon düzeltmesine tabi tutulmaya devam ederken, fona alınan tutarlar için enflasyon düzeltmesi yaptırılmaması haksız sonuçlar doğuracaktır
İhracat faaliyetiyle iştigal eden ya da sanayi sicil belgesini haiz olup üretim faaliyetiyle uğraşan kurumların enflasyon düzeltmesi kazançlarına da kurumlar vergisi oranları indirimli şekilde uygulanacak
© Tüm hakları saklıdır.