Başbakan Türkiye’nin istiklal mücadelesini yani bağımsızlık mücadelesini verdiklerini söylüyor. Otoriterleşmenin adını “ ileri demokrasi “ koyan başbakan , şimdi de bazı islam ülkeleriyle Türkiye’nin göbeğini bağlamanın adını “ bağımsızlık mücadelesi “ koymaya hazırlanıyor. Demokrasi nasıl ki sadece AKP’liler için isteniyorsa, bağımsızlık da sadece AKP’liler için isteniyor.
Bakanın sözleri = turnusol kağıdı
Bakan Bayraktar istifa ederken ; “soruşturma dosyasında var olan ve onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü başbakanın onayıyla yapıldı” diyor ve başbakanın da istifa etmesinin gerektiğini belirtiyor.
Bakan Bayraktar’ın bu açıklaması başbakan hakkında suç duyurusu değil midir ?
Cumhurbaşkanı’nın denetleme yetkisi vardır
Cumhurbaşkanı isterse devlet denetleme kurulu’nu devreye sokabilir. DDK tüm kamu kuruluşlarında inceleme, araştırma, denetleme yapabilir.
Cumhurbaşkanı isterse bakanlar kurulunu kendi başkanlığı altında toplantıya çağırabilir.
Avrupa Konseyi sormaz mı?
Türkiye Avrupa Konsey’inin yolsuzluğa karşı ceza hukuku sözleşmesini imzalamıştır. Türkiye’de olan bitenler Yolsuzluğa karşı devletler grubu ( Greco ) tarafından takip edilecektir.
Yalçın Akdoğan’ın sözlerinin gereği yerine getirilmelidir
Başbakanın baş danışmanı “Cemaat orduya kumpas kurdu” açıklamasını yapmıştır.
Bu durumda ; Hükümet bu kumpas yüzünden cezaevinde yatanların acilen serbest bırakılması için harekete geçmelidir.
Bu kumpas yüzünden TSK’dan atılanlar ve terfi edemeyen askerler görevlerine iade edilmelidir.
Buna göre TSK da taşların yeniden yer değiştirmesi gerekecektir.