1) Bir arkadaşım var; bir bankada ayda 25 bin TL ücret alan genel müdür yardımcısıydı,bir yıldır işsiz, şimdi yurtdışına gitmeyi düşünüyor.
2) Bir arkadaşım var; 20 yıldır ona ev, dükkân aldıran reklam şirketi battı, şimdi yurtdışına gitmeyi planlıyor.
3) Bir arkadaşım var; adli tıpta-morgta doktorluk yapıyordu, siyasi görüşlerinden rahatsız oldular, sürdüler, istifa etti, şimdi ABD’ye gidiyor.
4) Bir arkadaşım var, 25 yıl gazetelerin mutfağında çalıştı, bütün haberler elinden geçti, son zamanlarda gazetede yayımlatamadığı, meyhane masalarında anlattığı haberler boğazına takıldı, kalp krizi geçirdi, hayata zor döndürüldü, istifa etti, şimdi Kanada’ya göçüyor.
5) Bir arkadaşım var; tasarladığı kıyafetlerle ödüller almış bir modacı. İki yıldır hiç para kazanamıyor, şimdi Amerika’ya yerleşmeye karar verdi.
6) Bir arkadaşım var, 20 yıldır mavi tur organizasyonu yapıyor, çalıştığı şirket battı, iki yıldır iş bulamıyor, bankalara borcundan evini sattı, şimdi Avustralya’ya göçüyor.
7) Bir arkadaşım var,15 yıl Amerika’da sigortacılık yaptı, Türkiye’ye geldi, üç yıldır iş bulamıyor, şimdi tekrar Amerika’ya dönüyor.
8) Bir arkadaşım var; üç dil bilen, yaratıcı, çalışkan, tecrübeli bir televizyoncu, iki yıldır işsiz, şimdi İtalya’ya yerleşmeyi planlıyor.
9) Bir arkadaşım var; dizilerden kazandığı parayı belgesellere harcadı, gösterecek TV kanalı bulamadı, onu taa uzaktaki Japonlar alkışladı, şimdi Japonya’ya gidiyor.
10) Ve arkadaşlarım var.Türkiye’nin en çok okunan gazetelerinde, televizyonlarında muhabir, köşe yazarı, yazı işleri müdürleri. Hepsi yarın gazetelerimiz, televizyonlarımız satılacak endişesiyle bu ülkeden gitme planları yapıyor.
Ve ben varım, çocuğum Boğaziçi Üniversitesi'ni bile kazansa, yurtdışına gitmesini isteyen bir anne. Ülkemin geleceği hakkında her gün kaygılarım büyüyor. Çocuğum gitsin, çalışsın, okusun, kendini kurtarsın diyorum. Bunu söylerken utanıyorum, üzülüyorum, kendimi çaresiz hissediyorum.
Bu ülke kimlere bu topraklarda yaşama şansı verecek?