02 Haziran 2010

PANİK ATAK

Nasıl ki Hamas'ı halk seçmiştir, meşrudur, muhatabımızdır deniyorsa, İsrail Hükümeti de muhatabımız olmak zorundadır...


Bir olay bitmeden diğeri başlıyor. Tam engin ve derin siyasetten gerçek sorunumuza dönebilmişken, işsizliği konuşmaya sıra gelmişken, üç ay içinde bir milyon kişiye iş bulunacak vaadinin peşini kovalarken, yolsuzlukları ortaya çıkaracak umudunu veren bir muhalefet lideri iş başına geçmişken, savaşa mı giriyoruz paniğiyle uyandık.
Oysaki biz evin kesilen elektiriğini, arkadaşımıza ödeyemediğimiz borcumuzu, eşimizin bizi aldatmasını, çocuğumuzun ikmale kalışını bile anlatacak vakit bulamamaktan yakınıyorduk. Günlük hayatımıza dair bizi kuşatan sorunlar hakkında dertleşemeden, Baykal’ın ilişkisini, Kılıçdaroğlu’nun seçilmesini, AKP’nin tek başına iktidar şansını kaybedişini, CHP’nin yükselen oylarını, Türkiye’de düzenin dış dinamiklerle değiştirilmeye çalışıldığını, İsrail’in bu komployu tertiplemiş olabileceğini konuşuyorduk.
Bu aşamada Gazze’deki ambargoyu delmek için yardım konvoyunun Türkiye’den yola çıkma hazırlıkları yapılıyordu, İsrail müdahale edeceği uyarısını defalarca yaptı ama duyulmadı. Gemi yoluna koyuldu, İsrail askerleri gemiyi kuşattı, 9 kişiyi öldürdü. 629 kişiyi gözaltına aldı, nefes nefese izliyoruz, savaşa mı giriyoruz?

SAVAŞ VERİLİYOR AMA KİME KARŞI BİLMİYORUZ

İsrail’in Gazze halkına eziyeti, Filistin halkına çektirdikleri ortada, İsrail hükümetinin savunulacak yanı yok ama İsrail Hükümetini de seçen İsrail halkı. Nasıl ki Hamas terör örgütü değildir, halk seçmiştir, meşrudur, muhatabımızdır deniyorsa, İsrail Hükümeti de muhatabımız olmak zorundadır. İsrail Hükümeti muhatap ise yardım gemisi yola çıkmadan önce İsrail Hükümetinin uyarılarının kaale alınması ve diplomatik mutabakat sağlanması kaçınılmazdı. Oysaki Hükümetin İsrail ile temas kurup, kurmadığını bile bilmiyoruz. Eğer Birleşmiş Milletler'in, NATO’nun gücü Gazze’de ambargonun kalkmasına yetmiyorsa, Türkiye’nin gücü nasıl yetecektir, bunu bizim anlamamız kolay değildir. Türkiye İran ile birlikte İsrail’e savaş mı açacaktır?
Türkiye’de otuz yıldır kendi çocuklarını terör nedeniyle kaybeden halk, ülkesinin köyünde kentinde, doğusunda batısında terörü durduramayan, gençleri öldürülen halk, kendi yoksulları, işsizleri dört milyona varmışken İsrail’le savaşa girilmesine ne diyecektir?

TÜRKİYE ABARTMA GÜCÜNÜ NEREDEN BULUYOR

Elbette başka halkların sorunu da bizim sorunumuz olmalı, elbette öldürülen başka halkların çocukları da bizim çocuklarımız, elbette Gazze’nin kadınları da bizim kadınlarımız, erkekleri de bizim erkeklerimiz ancak kendimizin olanlar ne oluyor? Kendi işsiz erkeğine, kadınına iş bulamayan, kendi gençlerini öldürülmekten koruyamayan, kendi çocuklarına bakamayan biz başkalarına nasıl derman olacağız?
Büyüklerimizin bize kaldırdığı parmaklar karşısında, yediğimiz fırçalar altında ezilmiştik hani?
Büyüklerimiz başka ülkeye parmak kaldırınca ezilmekten kurtulduk mu, kafamız dikleşti mi şimdi?
Taksim Meydanı'na izin bile almadan girip, İsrail’i protesto edebildiğimiz için kimlik mi bulduk?
Sorunlardan biri şu ki; Bu soruları sorduğumuz zaman hain olmaya adayız hâlâ.
Bugun anketler yapılıyordur yine. Oy akışı, siyasi dengeler değişmiştir mutlaka. Ne kadar çok olay o kadar çok kafa karışıklığı, ne kadar çok olay, o kadar çok unutturuyor bize kendimizi.

Yazarın Diğer Yazıları

LGBTİ+'lar ölsün mü, başka kimler ölsün?

Sadece birbirimizi okuduğumuzu bilmeme rağmen kendi kendime konuşmaya dayanamayıp yazdım

Ertugrul Özkök'e mektup

Mehmet Yılmaz'a katılıyorum. Biz bu toplumu eski kodlarımızla artık yeterince tanımıyoruz. Ben zaten uzun süredir nadastayım. Hepimizin ihtiyacı var. Sizin de Ertugrul Bey

Hepimiz bir tuğla koyarız evelallah

Allah, kendi adına tuğlaları toplama yetkisini Diyanet'e vermiş de, haberimiz yokmuş

"
"