31 Mart 2014

Amigo

AKP kitlesini anlayabilmek için siyaset bilimcilere soruluyor, sosyologlara soruluyor ama psikologlara, sosyal psikologlara sorulmuyor.

Amigo kalabalıklara sesleniyor; Aziz milletim !

Kalabalık coşuyor; ya Allah bismillah, Allahu ekber.

Amigo kalabalıklara sesleniyor; Asil milletim!

Kalabalık coşuyor; ya Allah bismillah, Allahu ekber.

Bu kitleye hangi lider aziz dedi, hangi lider asil dedi bugüne kadar?

Bu kitleye cahil, köylü, varoş, taşralı dendi bugüne kadar. Belki başbakan da içinden böyle söylüyordur, belki de tam tersi kendisine de bir zamanlar bu sıfatların yakıştırıldığını düşünüp, hınçla “Ben ve benim kitlem aziz ve asildir” diyordur. Başbakan’ın içinden ne dediği değil, dışından ne söylediği önemli.

Bu kitle aziz ve asil sayılmak istiyor. Değerli görülmek istiyor. Adam yerine konulduğunu, insan yerine konulduğunu hissetmek istiyor.  Bir insanı kazanmanın yolu , ona kendisini değerli hissettirmekten geçiyor. Kitle insanlardan oluşan bir bütün. Başbakan kitleye kendisini değerli hissettiriyor.Psikoloji bilimi bu açıklamayı yapıyor.

AKP kitlesini anlayabilmek için siyaset bilimcilere soruluyor, sosyologlara soruluyor ama psikologlara, sosyal psikologlara sorulmuyor.  Çünkü Türkiye’de siyaset, sosyoloji ve psikoloji disiplinlerini harmanlayarak çözümleme yapan uzmanlar tek, tük. Ve sosyal psikologları önemseyen siyasiler çok az.

Seçimlerde Akp’nin kazanmasında Recep Tayyip Erdoğan’ın lider kişiliği en önemli etken tespiti yapılıyor ama bu liderin hangi özelliklerinin , neden geniş bir kitleyi etkilediğinin çözümlemesi yapılamıyor. Güçlü, vuran, kıran , kural tanımayan bir erkeğin erkekler üzerinde etkisi, kadınlar üzerindeki etkisi, gençler üzerindeki etkisi ayrı ayrı tahlil edilmiyor.

AKP seçmeni kendisini bu memleketin sahibi görüyor. O seçmene ülkenin sahibi olma hakkını  başbakan veriyor. On yıl önce toplumun üst yapısında, alt yapısında asıl belirleyici olmayanlar şimdi belirleyici pozisyondalar. Recep İvedik filmlerine gişe rekorları kırdırıp , “ne oldu, göbeğini kaşıyan adamlar efendiniz oldu, aldınız mı ağzınızın payını göbeğini kaşımayan adamlar” diye kafa tutuyorlar.

“Recep İvedik filmleri o kadar da kötü değilmiş canım” hoşgörüsüyle o kitleye yakınlaşmaya çalışmak çare, alternatif üretmek olmuyor.  “Başörtülüler başımızın tacıdır” söylemi ağızlarda yama duruyor.

Konsolidasyon, entegrasyon, manipulasyon vs. vs. vs. gibi kelimelerle bezenmiş entelektüel yorumlar sakallar sıvanarak kaale alınmayan, başörtüler çekiştirilerek müstehzi gülüşlerle ciddiye alınmayan , havada uçuşan yorumlardan ibaret kalıyor.

“Tüyü bitmemiş yetim hakkı yedirmeyiz” cümleleriyle halk dilinin yakalandığı varsayımları boşa çıkıyor.

Akp’deki takım kazansa da, kazanmasa da, ölüme kadar, mezara kadar fanatikliğinin ortak paydası yakalanıp, aynı kenetlenmeyle karşı takımı birinci lige çıkaracak ortak paydalar inşa etmek yerine , kaybeden takımın oyuncuları ve taraftarları birbirinin gözünü oymaya hazırlanıyor.

Muhalefet siyaset bilimi kadar sosyoloji bilimine, daha da öncelikli olarak psikoloji bilimine kapısını açmalı.

Akp kitlesi makarna, bulgur yardımı alan ezikler, okumamış cahiller kitlesidir tespitini bir yana bırakıp , Akp kitlesi kendini değerli görmek isteyen kitledir tahlili yapılmalıdır.

Muhalefet Akp kitlesine de kendisini değerli hissettirmenin, onların da diğer kitleler kadar ülkenin sahibi olabileceğini anlatmanın, efendi tebaa düzeninin ülkeyi böleceğini izah etmenin, bugün tebaa olanın yarın efendi olacağını ve bilek güreşinin, kin nefret ilişkisinin, intikam duygusunu körüklemenin bir vatanın sonunu getireceğini göstermenin bir yolunu bulabilir.

Amigoların sesinin bir gün mutlaka kesileceği, elbette başka amigoların da ortaya çıkacağı ama asıl önemlisi herkesin kendi amigosu olması gerektiği, gerçekten değerli olabilmemizin bu şekilde mümkün olabileceği anlatılabilir.      

Yazarın Diğer Yazıları

LGBTİ+'lar ölsün mü, başka kimler ölsün?

Sadece birbirimizi okuduğumuzu bilmeme rağmen kendi kendime konuşmaya dayanamayıp yazdım

Ertugrul Özkök'e mektup

Mehmet Yılmaz'a katılıyorum. Biz bu toplumu eski kodlarımızla artık yeterince tanımıyoruz. Ben zaten uzun süredir nadastayım. Hepimizin ihtiyacı var. Sizin de Ertugrul Bey

Hepimiz bir tuğla koyarız evelallah

Allah, kendi adına tuğlaları toplama yetkisini Diyanet'e vermiş de, haberimiz yokmuş

"
"