25 yıl bitmeyen, bitirilmeyen bir dava...
DGM'ler kapandı, hükümetler değişti, dönemin hakim ve savcıları emekli oldu, yasalar değişti. Ancak Pınar Selek hâlâ sanık. Üstelik mahkemenin dört kez beraat kararına rağmen...
İstisnai bir yargılama süreci. Kişiye özel bir yargılama gibi... Kapanmayan bir hesap gibi...
TİP ve DİSK'in avukatlığını yapan baba Alp Selek dava başladığında 67 yaşındaydı. Bugün 92 yaşında.
Pınar Selek alacaklı; adaletten, devletten, toplumdan...
Mısır Çarşısı patlaması davasında yargılanan Pınar Selek hakkındaki beraat kararı Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından bozulmuş, daha ağır ceza istenmişti.
İşte bu karar sonrası ilk duruşma İstanbul Çağlayan Adliyesi'ndeki 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Mahkeme başkanına "teşekkür"le başladı duruşma. Zira duruşmanın daha büyük bir salonda görülmesini sağlamıştı.
Çünkü gelenler çoktu. Özellikle Fransa'dan parlamenterler, avukatlar kalabalık gelmişti.
Yazar, sosyolog Pınar Selek'in müdafi avukatlarından Akın Atalay, mahkemeye 25 yıllık dava sürecindeki "usul hukukuna" dair yanlışları sıralarken önemli bir belge ve bilgiyi paylaştı.
Pınar Selek'le birlikte yargılanan, patlama sonrası uzun gözaltı günlerinde Selek aleyhine ifade veren, “Bombayı Pınar’la ikimiz birlikte hazırlayıp koyduk” diyen, emniyetteki gözaltı sonrası savcılık ifadesinde ise "ifadeyi baskı, işkence altında" verdiğini söyleyen Abdülmecit Öztürk'le ilgili bir bilgi ve belgeyi mahkemeye sundu.
Akın Atalay'ın verdiği bilgiye göre Abdülmecit Öztürk, emniyetteki ifadesini baskı ve işkence altında verdiğini söyleyerek ifadesini değiştiriyor. Savcı karar vermek için (ya tutuklama ya serbest bırakma) Öztürk'ü odanın dışına çıkartıyor. Abdülmecit Öztürk polisler eşliğinde adliyedeki nezarethaneye götürülüyor. Nezarethanede geçen 15 dakika sonra Abdülmecit Öztürk müracaatla ifadesinde değişiklik yapacağını beyan ediyor ve gözaltındaki ifadesine yeniden sahip çıkıyor
İşin ilginç yanı o ifade tutanağında savcının imzalayacağı yer kurşun kalemle (x) işaretleniyor. Ama o tutanakta savcının imzası yok!
İmzanın olmadığı bir belgenin yok hükmünde olduğunu ifade eden Akın Atalay, bu belgenin dosyaya delil olarak girdiğini söyledi. Bu belgeye itiraz ediyorlar ama mahkeme ara kararla savcının imzasının tamamlanmasına karar veriyor ve savcı 2 yıl sonra o ifade tutanağını imzalıyor!
Akın Atalay usul yönünden yanlışlara sadece bir örnek verdiğini söyledi. Mahkeme başkanı Akın Atalay'ı pür dikkat dinledi. Hatta ara ara hukuki mülahazalarda bulundular karşılıklı.
Duruşmada Fransa Barosu'ndan gelen avukatlar da söz aldı. Mahkeme başkanı bu konuda da Avukatlık Kanunu'na referans verdi. Türkiye vatandaşı olmayan avukatların bir şirket ortaklığı üzerinden danışmanlık hizmeti verebileceklerini söyledi. Fransa Barosu'ndan gelen avukatların böyle bir durumu da yoktu. Ama mahkeme başkanı yine de iki avukatın söz almasına "Mösyö, madam" diyerek izin verdi.
Tabii ki bunlar davanın seyriyle ilgili asla bir ipucu değil.
İpucu olan şey belki de Kağıthane Kaymakamlığının Pınar Selek davasına özel yasak kararı alması ve basın açıklaması yapılmasına izin vermemesiydi.
Mahkeme Selek'in gıyabi tutuklanması ve Fransa'dan iade edilmesi kararının devamına karar verdi.
Pınar Selek'in arkadaşları "hâlâ tanığız" demek için 29 Eylül'deki duruşmada da Çağlayan Adliyesi'nde olacaklar.
Candan Yıldız kimdir?
Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.
Gazeteciliğe HBB’de On’da On Haber Program editörlüğü ile başladı.
Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV’de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı.
Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı.
Avustralya’da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı.
“Öteki Sesler” isimli belgesel yaptı. “Dicle’nin Göz Yaşları” ile “Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri” ortak çalışmalarda yazarlık yaptı.
T24’le birlikte internet gazeteciliğine adım attı.
|