26 Ocak 2024

Öldürülen Gabonlu Dina’nın annesi: Türkiye biraz Allah’tan korksun!

Karabük’te göçmen kadın öğrencilerin tuzağa düşürüldüğü bir çeteden söz ediliyor ama üzerine gidilen bir iddia değil. ‘Irkçılık’ ifadesinden rahatsız olan heyet de, “Türkiye ve Karabük’te ırkçılık yoktur. 10 bin göçmen öğrenci var. Bir kişi üzerinden ırkçılık suçlaması yapamazsınız" dedi

Ayaz bir havada Karabük sabahı…

Demir çelik fabrikalarının bacalarından çıkan dumanlar distopik bir film karesi gibi…

Hava kurşuni renkte, ağır…

Karabük

İşçi kentinin sabahında Karabük Adliyesi’nde saat 9.30’da başlayacak duruşmayı bekliyoruz Dina İçin Feministler’den kadınlarla birlikte…

15 Temmuz darbe girişimi sonrası Gülen Okulları’na el koyan ve 52 ülkede faaliyet gösteren Maarif Vakfı’nın açtığı sınavla istediği bölüme; Teknoloji Fakültesi Enerji Sistemleri Mühendisliği’ne girmeye hak kazanan Gabonlu Dina’nın öldürüldüğü kentte 10 bin kadar göçmen öğrenci yaşıyor.

Siyah öğrenciler, Dina’nın ölümünün ardından daha tedirgin bir hayat yaşıyor. Kentte toplu olarak geziyorlar. Öğrenciler ilin belli bölgelerinde bir arada kalıyor. Ekonomik nedenler de bunda etkili…

Etkin soruşturma yok!

Dina (Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga) Maarif Vakfı’nın sınavına girdikten sonra ilk tercihi Sakarya Üniversitesi oldu. Ancak ‘kontenjan yok’ denilerek Karabük Üniversitesi’ne yönlendirildi.

Hem sınav parasını hem de okul parasını ödeyerek Kasım 2022’de Karabük’e geldi. Önce yurtta kalmayı denedi. ‘Tek kişilik yurt odaları’ tanıtımının aksine dört kişilik odada rahat edemeyince Afrikalı öğrencilerin yardımıyla evde kalmaya başladı.

17 yaşındaki Dina üniversitede Türkçe hazırlık okuyordu. İkinci duruşma için Türkiye’ye uçakla 7-8 saat uzaklıkta olan Gabon’dan gelen anne Jessica’nın anlatımına göre, başarılı ve güçlü bir kişilikti Dina… Karabük’teki 4’üncü ayında Dina, 26 Mart 2023 Pazar günü kentin içinden geçen Filyos çayının kenarında ölü olarak bulundu.

Gözaltına alınanlar oldu ancak bir kişi; Dursun Acar (55) isimli sanık yargılanıyor. Dursun Acar, dört kez gözaltına alınmasının ardından tutuklandı. Dina İçin Feministler’den avukatların ısrarlı takibi sonrası tutuklanan Dursun Acar, duruşmaya Düzce T Tipi Cezaevi’nden SEGBİS’le bağlandı.

Sanık Dursun Acar

Gazetecilere ve sayısı sınırlı tutulan katılımcılara sürekli ‘ayar’ veren mübaşirin etkin olduğu duruşmada 1. Ağır Ceza Mahkemesi heyetindeki hava davanın bir an önce karara bağlanması yönündeydi.

Dina neden yalın ayak kaçmak zorunda kaldı?

Oysa Dina için adalet arayan kadın avukatlar, “Gerçeğin açığa çıkması için daha fazla tanığın dinlenmesi, Dina’nın çıplak ayaklarla kaçtığı binanın bodrumunda neler yaşandığının araştırılması” talebinde bulundular. Dina’nın tuttuğu günlükte neden sadece belirli sayfaların çevirisinin yapıldığını sorguladılar. Önemli delil niteliğinde olan günlüğün tamamına ulaşamadıklarını açıkladılar. Dina’nın çıplak ayaklarla kaçtığı binanın bodrumu meselesine gelince…

Dina’nın ölü bulunduğu pazar gününün bir gün öncesi (cumartesi), Afrika Öğrenci Birliği Başkanı seçiminin yapıldığı binada Afrikalı öğrencilerin kiraladığı iki ayrı daire mevcut. Duruşmaya katılan anne Jessica, kızıyla son görüntülü (cumartesi) konuşmasını duruşmada şöyle anlattı:

“Gabon saatiyle 20:12’de (Türkiye saatiyle 18:12) kızımla görüntülü konuştum. Ama konuşmamız iki kez rahatsız edildi. Bir arkadaşı araya giriyordu. Sonra bağlantı kesildi. Tekrar aradığımda kızımın telefonu çevrim dışıydı. Ulaşamadım. Merak edince kızımın kendisine yardımcı olduğunu söylediği başka bir arkadaşını aradım. ‘Kızlar bir arada. Ben hasta olan bir arkadaşımın yanına geldim’ dedi. Sabaha kadar kızıma ulaşamadım.”

Anne Jessica’nın sözünü ettiği gün, arkadaşlarının anlatımına göre Dina, telefonunu şarj etmek için, (ev kalabalık ve bütün prizler dolu) başkan seçimin yapıldığı dairenin iki kat altında olan başka bir daireye (Afrikalı arkadaşlar) inmek için evden çıktı. Ne olduysa ondan sonra oldu.

Görgü tanıklarının bağrış sesleriyle dikkat kesildiği olayda Dina çıplak ayaklarla bodrum katından kaçarken görüldü. Sonra Dursun Acar’ın arabası nasıl oluyorsa devreye girdi.

Anne Jessica’nın bana izlettiği olay yeri inceleme görüntülerinde Dina’nın yalın ayak kaçtığı binanın bodrum katının başka bir çıkışı var. Dina öyle can havliyle kaçıyor ki, binanın etrafını çeviren yüksek tel örgütlerinin olduğu çitlerden atladığı için mi ellerindeki kesiklerin oluştuğu sorusu soruluyor.

Dina’nın anne ve babası

Yine görgü tanıklarının anlatımına göre, o akşam binanın önünde iki erkek vardı. Dina’nın ailesinin avukatları HTS kayıtlarına vurgu yaparak olay yerine (Dina’nın kaçtığı olay) 3-4 dakikalık mesafede telefonlarının sinyal verdiği iki kişinin tanık olarak dinlenmesini de istedi.

Müşteki avukatlarının, haklarında ‘takipsizlik’ kararı verilen Yunus Yabacı ve Samet Çelebi’nin tanık olarak dinlenmesi talebi ise reddedildi. Zira mahkeme başkanı ‘olayla ilgilerinin olmadığı’ kanaatinde Oysa Dina için adalet isteyenler, o bodrumla, Dina’yı arabasına alan sanık Dursun Acar arasında bir bağ olup olmadığının araştırılmasını istiyor. Anne de kızına tuzak kurulduğuna inanıyor. Bodrumda neler yaşandığının araştırılmasını, bu olayda dahli olan herkesin yargı önüne çıkarılmasını talep ediyor.

Duruşmada dikkati çeken bir başka diyalog da müşteki avukatlarıyla mahkeme heyeti ve savcı arasında yaşandı.

Ailenin avukatları bilirkişi raporlarında yer aldığını belirterek Dina’nın ırkçılık ve ayrımcılığa maruz kaldığını söyledi.

Çünkü anne Jessica, duruşmada şunları aktardı:  

“Kızım bir cuma günü ağlayarak aradı. Söz verdiği için kullanmadığı bir telefonunu arkadaşına göndermek istemiş. PTT’ye gitmiş. Telefonun ulaşmadığını öğrenince, Türkçe bilen bir arkadaşını yanına alarak ikinci kez PTT’ye gitmiş. Oradaki erkek görevli Dina’ya ‘yatması karşılığında’ yardımcı olabileceğini söylemiş. Kızım, ‘Bu insanlar benimle nasıl böyle konuşur’ diye ağlayarak bana anlattı. Kızım kendisini rahat hissetmiyordu, Karabük’ten ayrılıp Sakarya’da okumak istiyordu.”

Anne Jessica

Mahkeme başkanı nedense ‘yatma’ ifadesini duruşma tutanağına yazdırmak istemedi. Avukatların ısrarı sonucu annenin tam ifadesi tutanağa girdi.

‘Irkçılık’ ifadesinden rahatsız olan heyet, “Türkiye ve Karabük’te ırkçılık yoktur. 10 bin göçmen öğrenci var. Bir kişi üzerinden ırkçılık suçlaması yapamazsınız. Karabük halkını itham edemezsiniz” gibi cümleler kurdu.

‘Karabük’ hassasiyetinin ardında 10 bin göçmen öğrencinin oluşturduğu ekonomik pazar da etkili olsa gerek…

Türkiye’de nefret suçlarının işlendiğini, Suriyeli işçilerin yakılarak öldürüldüğü, tecavüz edilerek öldürülen Pippa Bacca’yı hatırlatmak isterim.

Dosyanın 'kendini savunamayacak durumda olan kişiyi suçu gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 'cinsel istismara teşebbüs' suçundan 15 yıla kadar hapsi istenen Dursun Acar yönünden sınırlı tutulmak istendiği şüphesi var.

Bazı tanıkların dinlenmesi talebi reddedildi. Bodrumda yeniden keşif talebi de reddedildi.

Dursun Acar’ın olay günü ihbar amaçlı aradığını iddia ettiği, her nedense iki gün sonra kendisine döndüğünü söylediği polis memurunun dinlemesi talebi de reddedildi.

Karabük’te göçmen kadın öğrencilerin tuzağa düşürüldüğü bir çeteden söz ediliyor ama üzerine gidilen bir iddia değil. Duruşma sonrası konuştuğum ve aileye destek için duruşmaya gelen Afrikalı bir kadın öğrenci, “Okula başladığımın ilk günlerinde tanımadığım numaralardan rahatsız edildim. Telefon numaramı nereden bulduklarını bilmiyordum. Tanımadığımız arabalar yanımıza yanaşıp taciz ediyorlardı, evlerimize kadar takip ediliyorduk. Dina’nın ölümü ses getirince bu olaylar şimdilik yok”  dedi.

Tek sanık Dursun Acar’ın serbest bırakılmaması niyetiyle üç gün kesintisiz oruç tutan, duruşmaya o halde katılan anne Jessica, son sözü söylesin:

“Dina benim tek çocuğumdu. Kızıma tuzak kuruldu. Ülkenize eğitim için geldi. Hayali söndü ama adaleti hak ediyor. Ten rengine bakmasınlar, bir çocuğun anne ve babasından koparıldığını görsünler. Delillerin üzerine gidilsin. Türkiye’ye çocuğumu görmek için gelmeliydim. Türkiye biraz Allah’tan korksun.”

Dina’nın babası kızı için adalet istediği tişörtle duruşmaya katıldı

 

Candan Yıldız kimdir?

Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.

Gazeteciliğe HBB'de On'da On Haber Program editörlüğü ile başladı.

Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV'de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı.

Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı.

Avustralya'da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı.

"Öteki Sesler" isimli belgesel yaptı. "Dicle'nin Göz Yaşları" ile "Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri" ortak çalışmalarda yazarlık yaptı.

T24'le birlikte internet gazeteciliğine adım attı.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

AKP 17 yıl önceki AYM kararını hatırladı; çocuklar yine ‘kurban’ ediliyor

Fitili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ateşledi, MEB kelime oyunlarıyla CHP’li yerel yönetimlerin çocuk eğitim merkezlerini hedefe koydu

Hakan Fidan “Suriye’deki Kürtler Türkiye'ye karşı ev ödevlerini biliyorlar” derken bir temas mı söz konusu?

Dışişleri Bakanı’nın açıklamaları Suriye’deki Kürt siyasetinin PKK ile arasına mesafe koyması talebine ilişkin işaretler taşıyor

"
"