21 Mart 2023

Kılıçdaroğlu'nun HDP ile 13. Cumhurbaşkanı adayı olarak görüşmesi Millet İttifakı'nı da bağlar mı?

CHP liderinin vurguladığı başlıklar HDP'nin Tutum Belgesi ile uyumlu

Demokratik siyaset için için ‘küçük’, 2015’ten bu yana inşa edilen ‘kutuplaştırma’ siyaseti için ise ‘büyük’ bir adım oldu…

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Altılı Masa’nın (Millet İttifakı) 13. Cumhurbaşkanı adayı olarak HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile görüştü.

Selahattin Demirtaş'ın T24'teki yazısında dediği gibi HDP, partilerinin 11 maddelik Tutum Belgesi'ne Kemal Kılıçdaroğlu'nun ne dediğini duymak istedi. 

HDP heyeti: Pervin Buldan, Mithat Sancar, Ebru Günay, Saruhan Oluç; CHP heyeti: Kemal Kılıçdaroğlu, Selin Sayek Böke, Oğuz Kaan Salıcı, Özgür Özel 

Kılıçdaroğlu da ne düşündüğünü duyurdu.

Bu seçimlere giderken doğrudan ilk görüşmeydi. HDP’nin ortak Cumhurbaşkanı adayı konusunda her defasında dile getirdiği ‘açık, şeffaf, doğrudan’ görüşme ilkesi için önemli bir başlangıcın adresi Türkiye Büyük Millet Meclis’i oldu.

TBMM’de görüşme fikrinin HDP’nin olduğunu ve Kürt meselesinin çözümünün Meclis olduğu mesajı taşıdığını söyledi zaten Pervin Buldan.

Görüşme için tercih edilen mekan üzerinden verilen mesaj, CHP’nin Kürt meselesiyle ilgili dile getirdiği ‘Çözüm yeri TBMM’ siyasetiyle de uyumlu. HDP, istismar siyasetine odun taşımak isteyenlere o odunu vermedi, ‘ince’ bir siyaset yürüttü. CHP Genel Başkanı ve 13. Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu'nu HDP Grup Toplantı Salonu'nda ağırladı

Görüştüğüm HDP'liler Kılıçdaroğlu'nun adaylığını desteklemek konusunda 'yeşil' değil ama 'sarı' ışık yakılmış oldu dedi. Ki çok ciddi bir sorun çıkacağını düşünmüyorum destekleme meselesinde. Zira HDP bu görüşmeyi bekliyordu karar vermek için. 

Kılıçdaroğlu-Buldan-Sancar görüşmesine basın yoğun ilgi gösterdi

Gelelim görüşmenin şifrelerine... 

Kemal Kılıçdaroğlu 45 dakika süren görüşmede notlar almış. 

O notları zaten görüşme sonrası yapılan ortak basın açıklamasında da okudu. 

Kılıçdaroğlu üç kez vurguladığı Kürt meselesi başta olmak üzere şu konularda görüştüklerini söyledi: Temel hak ve özgürlükler, kayyımlar, ana dil, yargı bağımsızlığı, kadınların eşitliği, iklim değişikliği, deprem, gelir dağılımındaki eşitsizler, sosyal devlet... 

Kılıçdaroğlu'nun not aldığı başlıklar, HDP'nin 27 Eylül 2021'de "Demokrasiye, adalete, barışa çağrı" diyerek kamuoyu ile paylaştığı 11 maddelik Tutum Belgesi'nin çalışıldığını gösteriyor. 

Çünkü HDP 11 maddelik Tutum Belgesi'nde şunları demişti:

"1- Güçlü Demokrasi,

2- Tarafsız ve Bağımsız Yargı,

3- Kayyım Rejimi Değil Halk İradesi,

4- Kürt Sorununda Demokratik Çözüm,

5- Barışçı Dış Politika,

6- Kadına Özgürlük ve Eşitlik, 

7- Ekonomide Adalet,

8- Kamu Yönetiminde Liyakat,

9-  Doğaya Saygı,

10- Gençler İçin Özgür Yaşam,

11- Demokratik Anayasa." 

Kılıçdaroğlu aslında HDP'nin Tutum Belgesi'nin müzakere zemini olabileceğini söylemiş oldu.

Seçimlere az bir zaman kaldığı için, partilerin Cumhurbaşkanı aday başvuruları 23 Mart'ta biteceği için, HDP, MYK, bileşenler ve ittifak partileriyle görüşerek kararını açıklayacak. Kılıçdaroğlu'nun desteklenmemesi kararı çok büyük sürpriz olur. 

HDP, Kılıçdaroğlu ile karşılıklı atılan bu adımı boşa düşürmez. Zaten her iki parti sürecin hassas yürümesi için görüşmeleri sürdürecektir. 

Kılıçdaroğlu bu görüşmeyi Millet İttifakı'nın 13. Cumhurbaşkanı adayı olarak yaptı. Görüşmeyi sadece CHP-HDP  görüşmesi olarak çerçevelendirmek, görüşmenin içeriğini, manasını daraltmak anlamına gelir. Aslında görüşmenin Altılı Masa'ya da taşınması anlamına gelir. Altılı Masa'yı bağlar mı, onu da göreceğiz... 

Bir de Kılıçdaroğlu anadil konusunda şunları söyledi. 

"Bakın acı bir olay daha. Geçen TBMM’de kürsüde konuşuluyor. İngilizce yazar parantez içinde bu söz İngilizce diye. Fransızca vs. Her şeyi yazar. Konuşma metninin içinde bir cümle Kürtçe geçtiği zaman 'bilinmeyen bir dil' diye geçiyor. Yahu Allah aşkına bu ülkenin insanlarının vicdanına sesleniyorum; TRT’nin TRT Kurdi diye bir kanalı var yayın yapıyor, nasıl olur da buraya bilinmeyen bir dil diye yazıyorsunuz? 'Bilinmeyen bir dil'. Binlerce yıldır konuşulan bir dili neden bilinmeyen bir dil diye yazıyorsunuz? Şimdi ben vicdan sahibi, ahlak sahibi herkese soruyorum. Devlete çifte standart yakışmaz, doğru değil. Herkesin diline saygı göstereceksiniz. Evet, resmi dilimiz Türkçe eyvallah kimsenin bir şey dediği yok zaten. Ama siz devlet olarak çifte standart uygulayamazsınız. Çifte standart uyguladığınız zaman vatandaşlarımızı ayrıştırıyorsunuz demektir."  

İşte bu sözler Kürtlerin uzun yıllar duymak istediği sözlerdi. 

Hem Sancar'ın Hem Kılıçdaroğlu'nun "Yeni başlangıç" vurgusu "Cumhuriyet'in demokrasi ile taçlandırılması" siyasetiyle de uyumlu. 

Kılıçdaroğlu planlamış mıydı bilmiyorum ama toplantıyı izleyen gazetecilere de seslenerek "Özellikle basın mensuplarından istirham ediyorum; toplumu ayrıştıran bir dilden lütfen kaçının, toplumu kutuplaştıran bir dilden kaçının" diyerek görüşmenin manipüle edilme ihtimaline karşı hem ön aldı hem de bu manipülasyonları yapacak basın kuruluşlarına, gazetecilere sorumluluk yüklemiş oldu. 

Bu arada Meclis'te verilen fotoğraf mı etkili oldu bilinmez ama Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli'nin görüşmesinde de bu konunun gündeme gelmemiş olmasını düşünemeyiz. 

Ankara merkezli siyasette bu gelişmeler olurken, sokağın siyasetinde neler oluyor? 

Kürtlerin ulusal kimlik inşasında Nevrozların özel bir anlamı var. Her 21 Mart'ın ortak paydası "Demirci Kawa" olsa da o gün farklı sınıflardan, kültürel geçmişten ve siyasi eğilimden Kürtlerin de buluştuğu yerdir Nevroz alanları. 

İstanbul'daki Nevroz'da bir fotoğraf dikkatimi çekti. Flamaların üzerinde "Kurden Nasyonalist" yazıyordu. Yani Nasyonalist Kürtler... 

Gençlerin bir kısmı Nazi selamı yapmış bir kısmı da zafer işareti yapmıştı. Merak ettim konuştum bu gençlerle; "Halkların kardeşliğine inanmadıklarını, kendilerini sağcı ve muhafazakar olarak tarif ettiklerini, HDP'nin Kürtlerin sorunlarıyla ilgilenmediğini, Türkiye'nin demokratikleşme sorunuyla ilgilerinin olmadığını, sol sosyalist partilerin günün sonunda Türkçülük yaptıklarını, güvenmediklerini" söylediler. 

"Benim bir devletim olsun istiyorum" diyen bir genç milliyetçi olarak tarif etti kendisini. 

Spectrum Araştırma'nın "Kürt Z Kuşağı" araştırmasında sonuçlar şöyleydi: 

"Kürt Z kuşağının dörtte üçü etnik aidiyet konusunda kendisini Kürt kimliğine ait hissettiğini ifade etmiştir. 

Kürt Z kuşağının dörtte üç gibi yüksek bir oranı etnik, dil, cinsiyet ve ekonomik durum itibariyle ayrımcılığa uğradığını ifade etmiştir.

Kürt Z kuşağının %38’i kendisini herhangi bir partiye yakın görmüyor."

Kürt sosyolojisinde bir fotoğraf bu. Genelleştirmek doğru olmaz. Ancak 10 yıla yakın her türlü baskı ve zulmün, kimlik inşasındaki sertliğe de bir işaret. 

Candan Yıldız kimdir?

Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.

Gazeteciliğe HBB’de On’da On Haber Program editörlüğü ile başladı.

Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV’de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı.

Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı.

Avustralya’da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı.

“Öteki Sesler” isimli belgesel yaptı. “Dicle’nin Göz Yaşları” ile “Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri” ortak çalışmalarda yazarlık yaptı.

T24’le birlikte internet gazeteciliğine adım attı.

Yazarın Diğer Yazıları

DEM Parti: Bahçeli başını koyuyorsa biz barış için bedenimizi koymaya hazırız; CHP olmadan bu iş olmaz!

“Kürtlerle hasım değil hısım olma zamanı, MHP konusunda kırmızı çizgimiz yok, güvensizliği onarıcı somut adımlara ihtiyaç var”

Basın Kampı’nın hatırlattıkları: Yeni nesil mafyayı araştırmak için sahaya inmenin tam zamanı!

Bu yıl kampta yerel medya ve yerel yönetimler arasındaki ilişki çok daha açık, samimi bir içerikle konuşuldu. Yerelin patronu belediye başkanı alışkanlığının sonuçları ortada. Karşısındaki yerel medyanın çoğunda ‘simit sat onurlu yaşa’ romantizminin işlemediği de… O zaman ne olacak?

Öcalan’dan mektup getiren akademisyen Özcan: Devlet Öcalan’la görüşse de bu akılla sonuç çıkmaz; biri Japonca diğeri İspanyolca konuşuyor

Ufukta yeni anayasa meselesi var… Acaba AKP, Erdoğan’ı yeniden aday yapacak ya da 50+1’i aşağıya çekecek yeni anayasada DEM’i yanına mı çekmek istiyor?

"
"