Emek ve Özgürlük İttifakı, 25 Eylül 2022’de Haliç Kongre Merkezi’nde kendisini ilan ettiğinde “Emek ve Özgürlük İttifakı, seçim ittifakından öte, seçim sonrasına da hazırlanan bir ittifak gibi duruyor. Zira ortaya çıkan program, bir gelecek inşası” diye yazmıştım.
Aradan 6 ay geçti… Şu ana kadar geleceği barış, demokrasi ve emek temelinde inşa etmenin yollarına tabanda çok taş döşenebildiği söylenemez.
Evet bir yol alındı… İttifak seçim ittifakına da dönüştü. Ancak ittifakın bir görevdeşlik yarattığını söylemek şimdilik zor…
Şu bir ölçü olsa gerek… Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bir web sitesi bile yok. Twitter adresinden yapılan paylaşımlar bir elin parmağını geçmez, zaten takipçi sayısı da 5 yüz bile değil.
HDP’nin öncülük ettiği, TİP, EMEP, TÖP, EHP ve Sosyalist Meclisler Federasyonu’ndan oluşan Emek ve Özgürlük İttifakı içinde HDP ve TİP arasında yaşanan “ortak liste” ya da “parti logosuyla seçime girmek" tartışmalarına şimdilik son nokta kondu.
HDP ve TİP bir formülde anlaştı. O formülde şu: TİP birçok ilde kendi logosuyla girecek. HDP'nin devamı Yeşil Sol da kendi logosuyla girecek 81 ilde. Yani oy pusulasında Emek ve Özgürlük İttifakı bölümünün altında iki partinin logosu olacak.
Bazı illerde bu yüzden çakışmalar olacak, mesela İzmir ve İstanbul gibi... TİP, HDP'nin güçlü olduğu bölgelerde (Diyarbakır, Batman, vs) seçime girmeyecek. Öğrendiğim kadarıyla Ankara'da da girmeyecek.
Emek ve Özgürlük İttifakı Cumartesi günü anlaşılan formülü açıklayacaklar ve "birlikte yola devam" diyecekler.
Tartışmanın geçmişine gelince...
HDP'nin MYK kararı haline getirdiği "ortak liste" ile seçimlere girme fikrine karşı TİP, kimi kamuoyu araştırmalarının sonuçlarına dayanarak bazı yerlerde "ayrı liste" bazı yerlerde "ortak liste" ile girmenin daha avantajlı olabileceğini önerdi. TİP "yaptırdığımız araştırmalar Yeşil Sol Parti'nin listesinden girmemiz halinde potansiyel oyumuzun yaklaşık yüzde 40’ını alamayacağımızı söylüyor" diyor.
Taraflar yani hem HDP hem TİP bir vekil pazarlığının olmadığını açıkladı. TİP'in hazine yardımından yararlanmak istemesi, Türkiye siyasetinde sol/sosyalist bir odak olma çabası da TİP'in bazı illerde kendi listesiyle seçimlere girme kararında etkilidir diye düşünüyorum.
HDP'nin temel argümanı ise tarihi bir dönemeçte tek bir vekil bile kaybetme lüksünün olmadığı yönünde. Zira HDP 7 Haziran 2015'te kazandığı 80 milletvekilinin üstüne çıkmak istiyor. TBMM'deki yasama sürecinde yeri geldiğinde "anahtar" yeri geldiğinde "kilit" olmak gibi bir hedefi var.
Kaldı ki HDP her defasında ne "tek adam ne restorasyon" dedi ve Cumhuriyetin demokratikleştirilmesi siyaseti için Meclis'te güçlü olmak gerektiğini söyledi.
Tabii ki siyaset sadece bir matematik, bir aritmetik değildir. Meclis'teki sayısal güç kadar, sokak, mahalle, sivil toplum içindeki güç de siyasetin temel belirleyenidir.
Bu nedenle TİP ve HDP arasındaki bu tartışmanın, görevdeşliğe, duygudaşlığa, Emek ve Özgürlük'ün kendisini ilan ederken ortaya koyduğu "geleceği birlikte kurma" iddiasına ne kadar zarar verip vermediği önemli hale gelecek.
Konuştuğum HDP'li bir isim "ortak liste" konusundaki duygusunu bir örnekle anlattı: "Mehmet Aslantuğ ile Başak Demirtaş"ın aynı sahnede seçmenleri ortak selamlamasının yaratacağı coşku, sinerjiyi düşünüyorum. Ya da Sırrı Süreyya Önder ve İrfan Değirmenci'nin..."
Cumartesi açıklaması yapılacak kararın böylesi bir kampanyaya dönüşüp dönüşmeyeceğini göreceğiz.
Ancak beklenen, hedeflenen sonuç ortaya çıkmaz ise seçimler sonucunda,-ki Erdoğan'ın seçimleri ikinci tura bırakma planı, Muharrem İnce'nin ısrarlı politikası ikinci tur ihtimalini masada tutuyor-, hasar tespit konusu mutlaka Emek ve Özgürlük içinde konuşulacaktır: eğer hala seçim sonrasının muhalefetini ortak örgütleme gibi bir hedef varsa.
Seçim sonuçları HDP üzerindeki Kürdi baskıyı artırabilir ya da azaltabilir. Ancak Türkiye siyasetinin aktörlerinden HDP'nin sol/sosyalist siyasetlerle ilişkisinin stratejik olduğu unutulmamalı.
Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak'ın "tek liste ile seçime girilmesi" önerisine destek verdikten sonra, TİP Genel Başkanı Erkan Baş Twitter hesabından bir mektup paylaştı, görüşme trafiği iki parti arasında sürdü ve bir noktaya gelindi.
Gelinen noktayı yeniden değerlendiren Demirtaş "Uzun tartışmalar ve değerlendirmeler sonucunda, Emek ve Özgürlük İttifakı'nın seçime nasıl gireceği artık netleşti. Herkes, hepimiz görüşlerimizi paylaştık. Bundan sonrası ortak karara saygı duymak, destek vermektir" dedi.
Herkes durumu kabullenmiş görünüyor gönüllü ya da gönülsüz. Görünen o ki Emek ve Özgürlük İttifakı'nın asıl sınavı seçim süreci ve sonrası olacak.
Candan Yıldız kimdir?
Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.
Gazeteciliğe HBB’de On’da On Haber Program editörlüğü ile başladı.
Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV’de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı.
Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı.
Avustralya’da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı.
“Öteki Sesler” isimli belgesel yaptı. “Dicle’nin Göz Yaşları” ile “Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri” ortak çalışmalarda yazarlık yaptı.
T24’le birlikte internet gazeteciliğine adım attı.
|