06 Ekim 2022

Emniyet, 'atış talim alanı' yakınında 16 yaşındaki Muharrem'i öldüren patlayıcının envanterinde bulunmadığını bildirdi, dosyada hâlâ 'şüpheli' yok!

Emniyet, adli tıp raporunda yer alan patlayıcının envanterlerinde olmadığını söylemiş

Fikri takibin parçası olarak önce olayı hatırlatalım. 

Şanlıurfa'nın merkez ilçesi Eyyübiye'ye bağlı Çalışkan Köyü Güneş Mezrası'nda yaşayan l6 yaşındaki lise öğrencisi Muharrem Aksan, il emniyetinin atış alanı olarak da kullandığı bölgenin çok yakınında ölü bulunmuştu. 

Konuyla ilgili hem DEVA Partisi milletvekili Mustafa Yeneroğlu ve hem de TİP milletvekili Ahmet Şık, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yanıtlaması için soru önergesi sunmuştu Meclis Başkanlığı'na... 

O soru önergelerine yanıt geldi. Her iki milletvekiline verilen ve 1 Ağustos tarihini taşıyan yanıt da aynı... 

Aynen aktarıyorum: 

"Ülkemiz ulusal güvenliğini ve kamu düzenini tehdit eden, güvenlik güçlerinin ve vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini hedef alan terör örgütleriyle ayrım gözetmeden, demokratik hukuk kuralları çerçevesinde etkin bir şekilde ve kararlılıkla mücadele etmektedir. 

Terörle mücadele kapsamında elde edilen bilgilere ilişkin detaylı çalışmalar yapılmakta, gelen ihbarlar ilgili kurum, kuruluş ve birimlerle anında paylaşılarak gerekli önlemlerin alınması sağlanmaktadır.  Soru önergesinde bahsi geçen olaya ilişkin soruşturmalar, adli ve idari süreç içerisinde yürütülmektedir. "

Muharrem Aksan'ın ölü bulunmasının üzerinden 6 ay geçti...

Soylu'nun verdiği yanıttan anlıyoruz ki "soruşturmalar" devam ediyor.  İçişleri Bakanı'nın yanıtında dikkati çeken şey 16 yaşındaki bir çocuğun atış talim alanına yakın bir yerde ölü bulunmasıyla ilgili "terörle mücadele"nin nasıl bir iltisakı var!

Şanlıurfa'dan avukatlar, çocuklarını kaybeden ailenin tedirgin olduğu söylüyor. 

Muharrem Aksan

Gelelim mevcut duruma... 

Bir kez daha altını çizerek söylemek gerekir ki, Muharrem Aksan'ın ölümüyle ilgili daha ortada bir iddianame yok. 

Olayla ilgili ifadesine başvurulan bir şüpheli dahi yok. 

Adli tıp raporuna göre 16 yaşındaki çocuğun ölümüne bir patlayıcı neden  oluyor. Ancak Şanlıurfa Emniyeti söz konusu patlayıcı ile ilgili "Envanterimizde böyle bir patlayıcı, mühimmat" yok diyor. Buna karşın bağımsız bir bilirkişi raporu istenecek. 

Dosya takipsizliğe kadar gidebilir endişesi var savunma tarafında. 

Savunma tarafı adli tıp incelemesinde Muharrem Aksan'ın kıyafetlerinin incelenmesini de istemiş. Ancak raporda bu bilgiye yer verilmemiş. Bu bilgi yeniden istenecek.  

Şu çelişkinin altını çizelim.

Görgü tanıkları olay günü saat 18.00'e kadar silah sesleri duyduklarını söylerken Şanlıurfa Valiliği emniyet personelinin atış alanından saat 15.08'de ayrıldığını açıklamıştı. 

Atış talim alanında sadece ateşli silah mı kullanılıyordu, bunu da bilmiyoruz. Sadece silah kullanılıyorsa ve otopsi raporuna göre Muharrem Aksan patlama sonucu hayatını kaybettiyse, o patlayıcı maddenin ya da mühimmatın orada ne işi var? Atış alanına bu kadar yakın yerde bulunmasının izah edilmesi gerekmiyor mu? Bu konuda o gün orada olan emniyet personelinin ifadeleri neden alınmıyor? Yada envanterde olmayan patlayıcılar mı kullanılıyor ve kim kullanıyor? 

Lise öğrencisi Muharrem Aksan'ın hayatını kaybetmesine neden olaydan sonra, konuştuğum kişiler artık söz konusu bölgede atış talimi yapılmadığını söyledi. 

 

Şanlıurfa İHD'nin raporundan:

28/03/2022 tarihinde, ailenin avukatı Av. Hatice Akıllı Öz ile yapılan

görüşmede şu beyanı vermiştir ;

“M.A, 24/03/2022 tarihinde saat 14:00 sıralarında hayvanları otlatmak üzere evden ayrılmış. Saat 16:30 sıralarında kardeşi A’yı arayarak “gel, otlatmaya sen devam et, ben acıktım” diyerek çağırmış ve hayvanları kardeşine teslim etmesine müteakiben saat 17:30 sıralarında bir arkadaşını arayarak, bir köpek gördüğünü, o köpeği yakalayacağını söylemiş. Bu görüşmeden sonra kendisinden haber alınamamış ve telefonuna ulaşılamamış. Aynı gün atış talim alanında tüm gün tatbikat yapılmış. Tüm gün atış sesleri gelmiş. Bir kısım tanık beyanlarına göre 6
bu atışların saat 18:00’e kadar devam ettiği biliniyor. Maktul M.A’nin telefonuna ulaşılamaması ve duyulan atış sesleri üzerine aile endişelenerek kayıp ihbarında bulunuyor. İhbar üzerine jandarma ve köylüler, ortak çalışma ile M.A’yı olay yerine yakın meralık arazide arıyor ve saat 22:00 sularında M.A ex olmuş vaziyette bulunuyor.

M.A’yı bulan görgü tanıkları, maktulün başında bir tilki bulunduğunu ve
kendilerini farketmesi üzerine kaçtığını beyan ediyorlar. M. bulunduğunda, sağ elinin bilekten ampute olduğu, kıyafetlerinde bir kısım deliklerin bulunduğu, yüzünde ve vücudunun pek çok yerinde yaraların bulunduğu görülüyor.
Olay yerini biz de gezdik. M.A’nın bulunduğu yer askeri atış talim alanı. 2005
Yılında askeriyeye tahsis edilmiş ve son iki yıldır yoğun bir şekilde kullanılıyor.
Ağır silahlar da dahil olmak üzere, pek çok silah yönünden atış talimi ve
tatbikatlar yapılıyor. Buna rağmen insanların bu bölgeye girmesinin tehlike arz ettiğini gösterir herhangi bir uyarı işareti yok ve bölge çevrilmemiş.
Yaptığımız incelemede, bu bölgenin halen aktif bir şekilde kullanıldığını, yerde bir kısım mermi kovanlarının bulunduğunu görerek bizzat müşahede ettik. 
Konuya ilişkin adli soruşturma başlatıldı; ancak dosyada soruşturulan herhangi bir fail bulunmuyor. İdari soruşturma ise başlatılmadı. Adli soruşturma kapsamında ön otopsi raporu geldi. Raporda, M.A’nın vücudundan 12 adet metalik cisim elde edilmiş.

 İHD raporundan... 

2011-2021 yılları arasında,
• Kolluk güçleri tarafından açılan ateş sonucu 64 çocuk ,
• Toplumsal gösteride kolluk güçleri tarafından açılan ateş sonucu 9
çocuk,
• Toplumsal gösteride karşıt görüşlü gruplar arasında çıkan çatışma
sonucu 3 çocuk,
• Bombalı saldırı sonucu 62 çocuk,
• Silahlı çatışmanın ortasında kalma sonucu 33 çocuk,
• Mayın, serbest bırakılan patlayıcı sonucu 39 çocuk,
• Zırhlı araç çarpması sonucu 18 çocuk olmak üzere 228 çocuk hayatını
kaybetmiştir.
Bu çocuk ölümlerinin 7’si Urfa’da olmak üzere ölümler ağırlıklı olarak bölge
illerinde gerçekleşmiştir.

 

Candan Yıldız kimdir?

Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.

Gazeteciliğe HBB’de On’da On Haber Program editörlüğü ile başladı.
Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV’de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı.

Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı.

Avustralya’da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı.

“Öteki Sesler” isimli belgesel yaptı. “Dicle’nin Göz Yaşları” ile “Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri” ortak çalışmalarda yazarlık yaptı.

T24’le birlikte internet gazeteciliğine adım attı.

Yazarın Diğer Yazıları

Suriyelilere Gönüllü Geri Dönüş belgesini imzalatmak işe yarıyor mu?

Geri dönenler arasında Türkiye’ye kaçak yollardan gelmek isteyenler varmış

Ahmet Davutoğlu: Suriye’de otonom bir bölgeye karar verilirse Türkiye paniğe kapılmamalı

“Türkiye’nin Suriye’deki ölçeği YPG tehdidi olamaz. Herkesi düşman görürseniz nasıl büyüyeceksiniz nasıl ekonomik güçlenecek”

"
"