Cumhurbaşkanı Erdoğan Arap nüfusun da yoğun olduğu Mardin'deki konuşmasında "Filistin" meselesi konusunda savunma pozisyonunda kalarak başta Saadet ve Gelecek Partisi olmak üzere, Türkiye-İsrail ticaretini her defasında hatırlatan partileri muhatap aldı.

İsrail'in Gazze'deki katliamlarına yönelik "kınama, lanetleme" siyasetinin mahcubiyetinden olsa gerek seçmenlere seslenişinde Filistin'e ağırlıklı bir yer verdi:

"Her kim 'Hiçbir şey yapmadılar' diyorsa alenen iftira atıyor demektir. Bu tür asılsız ithamların AK Parti ve Cumhur İttifakı'ndan oy koparmak amacıyla dillendirilmesi ise tam manasıyla utanç vericidir. Hem Filistin ve Gazze'ye hiç yardım etmediler diyeceksiniz hem de AK Parti'nin ve Cumhur İttifakı'nın oylarını bölerek Filistinli direnişçilere terörist iftirası atanlara seçim kazandıracaksınız... Bunun adı tutarsızlık, basiretsizlik, hırsını aklının önüne geçirmektir. Bir dönem AK Parti'nin ve şahsımızın gölgesinde yürüyüp de verdiğimiz mücadeleleri değersizleştirme peşinde koşanlara veyl (yazıklar olsun-YN) olsun diyoruz."

DEM Partisi'nin kalesi illerden biri olan Mardin'de Kürt meselesine dair yeni bir şey söylemedi Erdoğan.

Yüz yıllık meselede, 1 Kasım 2015 tarihinden önceki adımları referans verdi. Oysa derenin altından çok sular akmıştı.

Erdoğan kayyımlar sorununa da girmedi. "Milli iradeye saygı" ifadesini de bir kez kullandı ve onun bağlamı da muhalefetin "saygısızlığıydı".

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay'da söylediği "Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay'a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı" sözlerinin tam aksi bir cümle kurdu Mardin'de… Kürt seçmen "hassasiyetinden" olsa gerek "Oy tercihinden dolayı vatandaşımıza ayrımcılık yapmak yoktur" dedi.

Erdoğan Mardin'de bu kez "DEM'leniyorlar" demezken, CHP'li Tanju Özcan ve Burcu Köksal'ın DEM Partisi'ne yönelik sözlerine atıf yaparak "DEM'e böyle davranan bir CHP ile nasıl seçim işbirliği yapılır" imasında bulundu ve DEM'i Kürt seçmene şikayet etti.

AKP'nin 14-28 Mayıs 2023 seçimlerindeki oy oranından da memnun değildi Erdoğan. Zira Kürt seçmen HDP'nin seçim stratejisine uygun olarak Kemal Kılıçdaroğlu'na Erdoğan'ın iki katı oy vermişti son seçimde. Erdoğan yüzde 32, Kılıçdaroğlu yüzde 66 oy aldı Mardin'den… AKP'nin oyu ise Erdoğan'a göre daha düşük oldu: Yüzde 29…

AKP'nin Mardin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı eski vali Abdullah Erin. Babası Kürt annesi Arap bir isim Erin.

Abdullah Erin ve Recep Tayyip Erdoğan

"Ben de Şivan Perwer'in kasetlerini dinlemek için gizliyordum ama o dönemler geride kaldı. Bugün Türkiye'de Kürt olduğu için dışlanan, ötekileştirilen veya farklı muameleye tabi tutulan kimse yok" diyen bir isim…

Demirtaş'a üst araması neden dayatılmış olabilir?

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş

7 yıldır Edirne Cezaevi'nde tutulan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın avukatları duyurmuştu; Demirtaş'a görüş için hücreden her çıkış ve girişte kameraların önünde ayakkabılarını çıkarılmasının dayatıldığını.

Açıklamada "Seçimlere çok az bir zaman dilimi kaldığı şu günlerde" vurgusu dikkat çekiciydi. Ne oldu da Adalet Bakanlığı böyle bir uygulamayı dayatmıştı? Bunun bir cezalandırma olup olmayacağı konuşuldu. Çünkü Demirtaş, "aktif siyasetten" çekildiğini açıkladıktan sonra Başak Demirtaş'ın adaylığı meselesi dışında kamuoyuna konuşmadı.

Demirtaş'a yönelik arama meselesi neden şimdi uygulandı? Dün Ankara DEM'in organize ettiği space odasında konuyu sorduğu DEM Antalya Milletvekili, ki uzun yıllar partide önemli grup başkanvekilliği yaptı, Saruhan Oluç, "Demirtaş'ın siyasete katılmasının, yerel seçimlere ilişkin görüşlerini açıklanmasının engellenmesi gibi bir niyet varsa bunun arkasında, elbette ki tutumumuzu alacağız" dedi.

DEM Parti, hasta tutukluları, infazı bitmesine rağmen tahliye edilmeyenleri, cezaevlerindeki hak ihlallerini uzun süredir gündemde tutuyor çünkü "rutin"e bağlayan bir durum söz konusu. Ancak Türkiye siyasetinde güçlü bir aktöre yönelik bu tutumu sadece cezaevlerindeki hak ihlalleri ya da keyfi tutumla açıklamak eksik olur.

DEM Parti'nin İstanbul'da aday çıkarması AKP'nin beklediği bir sonuç doğurmamış olabilir. Zira Kürt seçmenin bir kısmı Ekrem İmamoğlu'na oy verecek gibi görünüyor. Bu da Murat Kurum'un aleyhine bir durum.

Demirtaş'ın geride durarak seçim çalışmalarına dahil olmaması iktidarın çok hoşuna gitmeyebilir. Çünkü AKP, ironik olarak DEM'in İstanbul'da iyi bir oy almasını istiyor. Ama bu kez Demirtaş yok, geri duruyor. Oysa Demirtaş'ın cezaevinde de olsa, yaptığı seçim kampanyalarının etkisi biliniyor.

Acaba siyasi bir cezalandırma mı ya da Demirtaş'ın aktif rol alması için bir beklenti mi? Yanıt "evet" de olabilir ya da D şıkkı yani "hiçbiri"…

Demirtaş'ın avukatlarının bu bilgilendirmesinden sonra Demirtaş uzun süre X'te Trend Topic oldu.

Adalet Bakanlığı'na etkisi olmuş mudur bilinmez ama Demirtaş'ın avukatları uygulamadan bugün vazgeçildiğini duyurdu.