18 Ekim 2012

Yürüyen Ölüler geri döndü

Ödüllü dizileriyle adından söz ettiren Amerikan AMC kanalının, \'The Walkind Dead\' adlı dizisi, ülkemizde FX dizi kanalında gösterildikten sonra 23 Ocak Pazar 2010 gecesi CNBC-e ekranında da yayınlanmaya başlamıştı

 

‘Hikayeci, yetkisini ölümden ödünç almıştır’  Walter Benjamin

Ödüllü dizileriyle adından söz ettiren Amerikan AMC kanalının, ‘The Walkind Dead’ adlı dizisi, ülkemizde FX dizi kanalında gösterildikten sonra 23 Ocak Pazar 2010 gecesi CNBC-e ekranında da yayınlanmaya başlamıştı.

Dizinin merakla beklenen 3. sezonu ise 14 Ekim tarihinde yine AMC’de 15 Ekim gecesi Türkçe Altyazılı olarak FXTV‘de yayınlandı ve yine ses getirdi.

Dizi, Robert Kirkman, Tony Moore, Charlie Adlard‘ın zombilerle savaşmak zorunda kalan insanların hikayesini anlattıkları 2003 yılında yazılmaya başlayan The Walking Dead adlı birçok ödül sahibi çizgi roman serisi baz alınarak çekiliyor The Shawshank Redemption(Esaretin Bedeli) ve The Green Mile(Yeşil Yol)  filmlerinin Oscar adayı yazar ve yönetmeni Frank Darabont, diziye yazar, yapımcı ve yönetmen olarak imzasını atıyor. The Walking Dead’in en ilgi çekici yanı, karakter odaklı bir çizgi roman olması” diyen Frank Darabont, senaryonun zombi kıyameti çerçevesinde normalde gerilim-korku janrının hayranı olmayanların da izleyebileceği bir insanlık dramı sunduğunu düşünüyor.

 \

AMC’nin The Walking Dead prömiyeri 31 Ekim 2010’da Cadılar Bayramı’nda yayınlandı ve 5,4 milyon kişi tarafından izlendi. Büyük seyirci kitlesinin dikkatini çeken dizi, henüz 2. bölümünün yayınlanmasının ardından  2.sezon için onayı verilmişti. AMC başkanı Charlie Collier’in dizi ile ilgili sözleri şöyle olmuştu; “Ölü olmak için harika bir gün. Bu dizi ile gurur duyuyoruz. İzleyicilere en iyi hikâyeleri sunmak için kendini adamış bir kanal olarak , Walking Dead ile  bu popüler  türde  çıtayı bir üst basamağa  taşıma fırsatına sahip olmamız açısından çok memnunuz.”

 

Hikayenin Başlangıcı nasıldı?


Dizi, şerif yardımcısı olan Rick Grimes (Adrew Lincoln)’in bir kovalamaca sırasında vurulup hastaneye kaldırılmasıyla başlıyor. Komada geçirdiği süre içerisinde tüm dünyayı zombiler basıyor. Şaşkın bir halde kendini bu durumun tam ortasında bulan şerif, bir yandan neler olup bittiğini anlamaya çalışırken bir yandan da ailesini aramaya başlıyor. En güvenli yer olduğu bilinen Atlanta’da ise küçük bir grup insan, hayatta kalma mücadelesi veriyor. Rick ve diğerlerinin bu inanılmaz, heyecan verici, ölüp ölüp dirilten yaşam mücadelesini tanıklık ediyoruz.

Dizi’nin başrollerinde Andrew Lincoln oldukça başarılı ve daha önce de Prison Break dizisinde rol olan Sarah Wayne Callies yer alması da epey dikkat çekmişti.

Hikaye dışında böyle bir dizide en önemli öğelerden makyaj çok başarılı, özel efektleriyle de etkileyici ve gerçekçi olan yapımda bunu başarıyı sağlayanlar ise Greg Nicotero ve Howard Berger. Greg Nicotero, zombi gibi hareket etmenin göründüğünden zor olduğunu belirterek: “Saatlerce makyaj üzerinde uğraştıktan sonra çekimlere başlıyorsunuz ve aktörün zombi gibi yürüyemediğini öğreniyorsunuz. Bu inanılmaz bir zaman kaybı. Bu nedenle Frank ile birlikte bir zombi okulu kurmaya karar verdik… seçilen oyuncuların uzun, zayıf olmalarına önem verdik, ama asıl aradığımız değişik karakterler barındıran ilginç yüzler bulmaktı” diyor. Bu doğrultuda dizinin her aşamasında titizlikle yapılmış başarılı bir cast mevcut.

 

The Walking Dead yeni Lost olur mu?

 

The Walking Dead ilk başladığı günlerde yeni Lost olur mu diye tartışmalar olmuştu ancak izleyici sayısı itibariyle ABC’nin Lost dizisini geçememişti.

\

Lost dizisiyle arasında benzerlikler olup olmadığı ve dizinin yeni Lost olup olmayacağı üzerine epey yazılıp çizildi. Dizi aslında 28 gün sonra filmiyle aynı şekilde kahramanımızın hastanede komadan çıkması ile başlıyordu. Belki de yönetmen bu filmdeki öğeleri kullanarak bir saygı duruşunda bulunmak istemiştir. Aslında her hikaye birbirine benzer, Joseph Campbell’in Kahramanın Sonsuz Yolculuğu kitabını okuyanlar bilir. Her hikayede bir kahraman vardır ve bu kahraman yolculuğa çıkar başına bir serüven, birtakım sorunlar, engeller, engelleyiciler çıkar ve bunları aşmaya çalışır izlediğimiz dizilerde ve filmlerde hikaye çatıları genellikle böyledir. Ortak noktası olarak baktığımızda iki dizinin de gizem ve merak öğesini dorukta tuttuğunu görüyoruz, senaryoda en önemli öğelerden biri olan merak öğesinin doğru kullanımı başarılı işler çıkmasını sağlıyor.

 

ZOMBİLİK

 

Zombi; yaşayan ölüler demek .Sinema tarihine baktığımızda korku türünün bir alt türü olarak karşımıza çıkan zombi filmleri denildiğinde akla ilk gelen isim; Godfather of Zombies- Zombilerin Babası olarak nitelendirilen Amerikalı yönetmen George A. Romero olmakta. The Walking Dead’e imzasını atan Frank Darabont, şöyle diyor: “Biz bu yapımda kesinlikle Romero’nun mitosundan ilham alıyoruz. Ne zaman zombi davranışlarıyla ilgili bir kuşkumuz olsa ‘The Night of the Living Dead’e dönüp bakıyoruz” diyor. Romero’nun filmlerinde zombi bir metafordur.

\Zombi, tüketim toplumunda hunharca tekdüzeleşen, tektipleşen, bulaşıcı bir virüs gibi birbirine benzeyen aynılaşan bireydir aslında. Oscar ödüllü yönetmen, Danny Boyle’un 28 Days After- 28 gün sonra filminde de aynı metafordan söz etmemiz mümkün. Zombi filmlerine örnek olarak I am Legend, Resident Evil serilerini de sayabiliriz. Film örneklerini çoğaltmak mümkün. Zombi demişken ilk Türk zombi filmi diye lanse edilen, yönetmenliğini Murat Emir Eren, Talip Ertürk’ün yaptığı Ada: Zombilerin Düğünü filmini de bizden bir örnek olarak sayabiliriz, ne kadar başarılı olduğu başka bir yazı konusu olmalı bence.

Son dönemlerde dizilerde ve sinema filmlerinde popüler olan vampirlerin yerini, The Walking Dead’in başarısından sonra artık ağırlıklı olarak zombiler alacak gibi. Dizi, ülkemizdeki yabancı dizi müdavimleri tarafından da oldukça başarılı bulundu.

Sözün özü, ‘Yürüyen Ölüler’ izleyiciyi zombi metaforuyla insanoğlunun davranışlarını, tercihlerini, kararlarını, zorluk anındaki tepkilerini, zaaflarını kısacası insana insanı idrak ettirmeye çağırmakta

Serilerden izleyici sayıları:

• 3. Sezon prömiyer: 10/14/12: 10.9 milyon toplam izleyici, 7.3 milyon 18-49, 6.1 milyon 25-54 yaş

• 2. Sezon final: 3/18/12: 9 milyon toplam izleyici, 6 milyon 18-49, 5.3 milyon 25-54 yaş

• 2. Sezon prömiyer: 10/17/11: 7.3 milyon toplam izleyici, 4.8 milyon 18-49, 4.2 milyon 25-54 yaş

• 1. Sezon final: 12/5/10: 6 milyon toplam izleyici, 4 milyon 18-49, 3.5 milyon 25-54 yaş

• 1. Sezon prömiyer: 10/31/10: 5.4 milyon toplam izleyici, 2.7 milyon 18-49 yaş

Yazarın Diğer Yazıları

Ali Kemal Çınar: Zayıf yönlerini görüp bunun üzerine gitmek, ancak güçlü gördüğün yönlerinin varlığından cesaret alarak yapılabilir

Ali Kemal Çınar ile son filminden Kürt sinemasında birey olma sorunsalına, Diyarbakır'dan Türkiye Sineması'nın geleceğine uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik

Ulaş Tosun: Merhaba Canım'ın yarattığı etki, belki tasarlanmış estetiğin bir kere daha çöküşü olarak yorumlanabilir

Merhaba Canım benim için sansürün ve otosansürün tüm gücünü hissettiğim bir çalışma oldu

"
"