15 Aralık 2012

'Yeni reyting, eski reyting fark etmez biz hep oradayız'

Birand: Şu anda ülkede habercilik yapılmıyor. Şu anda ülkede olan olaylar, paketleniyor. Yani ne oldu bugün, şu oldu deniyor, bitiyor. Kimse özel bir haber peşinde koşmuyor. İdare ediyoruz

Can Dündar, yılların usta habercisi Mehmet Ali Birand’ın hayatını, ‘Birand/Bir Ömür, Ardına Bakmadan...’ adlı kitabıyla bizlerle paylaştı. kalabalık geçen imza gününde Birand’a sorularımı yönelttim.

Usta haberci, çalışma arkadaşı Can Dündar’dan hiçbir şey saklamadığını ve hayattayken böyle bir kitap olmasından aldığı keyfi anlattı... 
 

\Kitap ile ilgili heyecanınız nasıl? Neler düşünüyorsunuz?
Hayatımda ilk defa, benim hakkımda yazılmış bir kitapla karşı karşıya kaldım. Bugüne kadar ben kitap yazdım, ben kitap yazmaya çalıştım ama bu farklı bir his. Şimdi bana gelip “Kitap imzalar mısın?” dediler, “Niye ben imzalayayım?” dedim, yazan Can, onun üstünde çalışan Can... Ama insana çok başka, bambaşka bir his veriyor. Hani bizde genelde insanlar öldükten sonra kitap yazılır, belgeseli yapılır veya hakkında yazı yazılır, köşe yazısı yazılır, “Ah ne iyi insandı, ne kadar harika bir insandı” denir. Yaptığı hatalara, hayatına fazla dokunulmaz. Hayattayken, ayaktayken böyle bir kitap olması bana çok keyif verdi. Bundan da çok memnunum. 

Yıllarca beraber çalıştınız, avantaj oldu mu bu durum?
Tabii, o da çok önemli. Herkese anlatamazsınız, herkese başınızdan geçenleri söyleyemezsiniz. Söylediğiniz takdirde de bir soru işareti olur kafanızda. Nasıl kullanılacak, nasıl yapılacak diye ama ben bir şey saklamadım, saklanacak bir şeyim kalmadı yani onu söyleyeyim. 

Peki hayatınızı okuyan ve televizyoncu, haberci olmak isteyen gençlere yol gösterecek mi sizce?
Gayet tabii. Şöyle yol gösterecek: İnsan hayatı hep iniş çıkışlarla dolu. Önemli olan devamlılık, önemli olan ısrarla devam edebilmek. Çünkü unutmayın ki her dakika yanınızdan şanslar geçiyor. Onları yakalayabilmek... Ben kendimi şanslı görüyorum çünkü ben şanslarımı yakaladım. Onlar da yakalasın.

En çok izlenen haber bülteninin anchorman’i olmak nasıl bir his?
Çok güzel bir duygu, olmadığı zaman ağlamaya başlıyoruz (gülüyor). Bu kadar basit. Özel hiçbir şey yapmıyoruz. Artık öyle bir hale girdi ki, böyle gidiyor. Olmadığında ağlamaya başlıyorsunuz, olduğunda da bu sefer alışıyorsunuz, “Ay, öfff yine birinci olduk” demeye başlıyorsunuz. 

Yeni reyting sistemi ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Yeni reyting, eski reyting fark etmez, biz hep oradayız. Hiç değişmedi. Onun için çok keyifli bir şey. 

Ülkedeki genel habercilik anlayışına ne dersiniz? Memnun musunuz?
Şu anda ülkede habercilik yapılmıyor. Şu anda ülkede olan olaylar, paketleniyor. Yani ne oldu bugün, şu oldu deniyor, bitiyor. Kimse özel bir haber peşinde koşmuyor. İdare ediyoruz, bakalım, gidiyor. 

‘32. Gün’de yenilik var mı, olacak mı?
‘32. Gün’ formatını değiştirdi, talk-show oldu artık, böyle devam edecek. 

Kitabın belgeselini yapmayı düşünüyor musuz?
Onu Can Bey’e soralım...

Can Dündar: Var evet, yapacağız inşallah en kısa zamanda.

Yazarın Diğer Yazıları

Ali Kemal Çınar: Zayıf yönlerini görüp bunun üzerine gitmek, ancak güçlü gördüğün yönlerinin varlığından cesaret alarak yapılabilir

Ali Kemal Çınar ile son filminden Kürt sinemasında birey olma sorunsalına, Diyarbakır'dan Türkiye Sineması'nın geleceğine uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik

Ulaş Tosun: Merhaba Canım'ın yarattığı etki, belki tasarlanmış estetiğin bir kere daha çöküşü olarak yorumlanabilir

Merhaba Canım benim için sansürün ve otosansürün tüm gücünü hissettiğim bir çalışma oldu

"
"