15 Temmuz 2012

Yeni Kavak Yelleri olur mu?

Star’da yine yeniden bir yaz dizisi başladı. Kırk yıl düşünsem böyle dizi ismi akla gelmez

 

Sadece sistem tespiti yapmak yetmez


Akasya Durağı ile yıllardır televizyonda olan oyuncu Cezmi Baskın, Film Arası Dergisi’ne televizyon hakkında şunları söylemiş:

"Televizyon bir sömürü aygıtı. Hem bizi, hem de seyirciyi, beyin ve fizik açısından bir yıpratma aracı. Ama bunun karşılığında da bir para ödeniyor. Reklâmcı, ürün sahibinden para kazanıyor, kanala kazandırıyor. Kanal, yapımcıya kazandırıyor. Yapımcı da bana kazandırıyor. Böyle katlanarak giden bir sömürü ve yıpratma aracı. Evet, sömürüyor ve besliyor. Belki de sömürmek için besliyor."

Televizyon en önemli kitle iletişim aracı ve en güçlüsü. Sömürü yönü var mı evet var, ama sadece televizyon bir sömürü aygıtı önermesinde bulunursak fena gaflet olur.

Hele ki bir de televizyonun içinde yer alıp, yani bu sömürüye eşlik edip ortak oluyorsak ve bunun değişmemesi için hiçbir şey yapmayıp sadece televizyondan gelen parayı alıp sadece tespit yapıyorsak ben de derim ki Cezmi Baskın’a:

Bu kadar eleştiriyorsanız televizyonda olmayın ya da varsanız çarkın içindeyseniz değişim için bir şeyler yapın. Yoksa böyle tespitlere hakkınız yok.

En son yazmıştım Okan Bayülgen, "Ben bu sistemden para kazanıyorum. Tek başıma çıkıp komünist devrim mi yapayım; yaptığım şey sistemin içinde sistemin aleyhine konuşmak" demişti.

O zaman sisteme karşıysak; Bayülgen’in yaptığı gibi sistemin içinde sistemin değişimi için çaba sarf etmeli.


Ayşe’yle Alişan seneye devam eder mi?


Şimdi efendim televizyonda reyting almak için iyi, başarılı olmanız gerekmez; malzeme vermek yeterli oluyor. Ayşe Özyılmazel’in de özel hayatı malumunuz, çok konuşuluyor.

Yani insanlar sevsin sevmesin Ayşe’yi ekranda merak edip izliyor, acaba ne yapıyor yapacak ne diyecek diye, hal böyle olunca program gidiyor.

Alişan eminim ki ilk programlarda "vah ben ne yapacağım" dedi ama sanırım şu an alıştı.

Programla ilgili yazımda şöyle demiştim:

"Tahminim şu ki; Melek Baykal’ın sunduğu Melek bir türlü beklendiği, tahmin edildiği gibi olmadı, gitmedi ve hala da Star TV’nin Melek konusunda yeni sezona dair kafasında soru işaretleri olduğunu düşünüyorum. O nedenledir ki; hazır Ayşe Özyılmazel gündemde, Alişan da değişmez sabah kuşağı partneri oldu, biz bir ikisini deneyelim yazın, tutarsa gelecek sezon da devam ederler düşüncesi hakim gibi."

Aldığım duyuma göre Melek programı 3 Eylül’de yeni sezonda devam edecekmiş.

Ancak benim beklentim, öngörüm şu Ayşe’ylen Alişan’ı sabah kuşağında devam ettirip, Melek Baykal’ı öğleden sonra kuşağına kaydırmak doğru hamle olabilir.


Yeni Kavak Yelleri olur mu?


Star’da yine yeniden bir yaz dizisi başladı. Kırk yıl düşünsem böyle dizi ismi akla gelmez.

Ancak diziyi izleyince öğreniyorsunuz ki bu dizideki gençlerin müzik grubunun ismi.

Müzik grupları için tam bir sorunsaldır; nasıl ilginç bir isim koysak gruba, uzun uzun düşünülür bin türlü fikir atılır… Böyle bakınca dizinin adını yadırgamadım.

Yaz dizisi olarak castı güzel, Burak Sağyağar ve Ezgi Eyüboğlu ikili olarak yakışmışlar. Burak Sağyaşar’ın sesinin güzelliği de epey popüler olur yakın zamanda. Eee Burak Sağyaşar, değerli sanatçı, çok sevdiğim Mustafa Sağyaşar’ın akrabası… Genetik olabilir.

Dizi, bana  Kavak Yelleri tadı verdi. Ve hatta dedim ki dizi devam ederse, karakterler tıpkı Kavak Yelleri’nde olduğu gibi kışın İstanbul yazın yazlık beldeler modunda giderler.

Dizinin ilk bölümde hatası senaryoda oldu, daha çok başroldeki ikilinin hızlı gelişen aşkına tanık olduk. Dizinin tutması isteniyorsa senaristin tıpkı Kavak Yelleri’nde olduğu gibi arkadaşlık ilişkilerine yan karakterlere de ağırlık verip, bütün karakterlere mümkün olduğunca eşit mesafede olması gerekiyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Ali Kemal Çınar: Zayıf yönlerini görüp bunun üzerine gitmek, ancak güçlü gördüğün yönlerinin varlığından cesaret alarak yapılabilir

Ali Kemal Çınar ile son filminden Kürt sinemasında birey olma sorunsalına, Diyarbakır'dan Türkiye Sineması'nın geleceğine uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik

Ulaş Tosun: Merhaba Canım'ın yarattığı etki, belki tasarlanmış estetiğin bir kere daha çöküşü olarak yorumlanabilir

Merhaba Canım benim için sansürün ve otosansürün tüm gücünü hissettiğim bir çalışma oldu

"
"