Öncelikle son Disco Kralı’ndan bahsetmeli. Tema uykusuzlar discosu idi.
Bayülgen’i zaten yıllardır izleyen kitle zaten uykusuzdur, uyku sorunu vardır ya da onun programlarını izlemek için artık bir uykusuz olmuştur. Bu program aslında Bayülgen’in şimdiye kadar izleyenlerine teşekkürü niteliğindeydi bence.
Programın başında Gamze Akbaş telefonla bağlanıyor, bütün stüdyonun boğazı düğüm düğüm oluyor bir annenin hayatta kalma isteği, gözyaşları karşısında.
Lösemiye yine dikkat çekti Bayülgen, herkesi ilik bağışı konusunda teşvik etti.
Daha doğrusu konuşmaktan ya da twitterda bir şeyleri retweetlemekten facebookta share yani paylaş butonuna basmaktan öteye gitmeliyi, sözleri eyleme geçirmeliyizi kafalara işledi.
Hepimizin başına gelebilir diye yardım etme düşüncesini sevmiyorum, insan olduğumuz için vicdanlı olduğumuz için erdemli olduğumuz için birbirimize yardım edebiliyor olmalıyız.
Gamze Akbaş’a uygun ilik bulunacak diye hissediyorum bu sinerji ile, güzel evladıyla uzun, güzel bir ömrü olsun temennim.
***
9 Şubat akşamı ise Muhabbet Kralı’nda işitme engellilerin sorunları masaya yatırıldı.
Hiçbir şekilde dramatize edilmeden olağan çıplaklığıyla, samimiyetle…
Programın katılımcıları, ekranlarda işaret dili kullanılmadığı için, tv izleyemediklerini söylediler. Bunun üzerine Bayülgen, yıllardır kendi programlarında işaret dilinin kullanılması için çalışmalar yaptığını, ancak bunun çok zor olduğunu söyledi; “Bize haftada 5-6 gün canlı yayında 5-6 saat işaret dili yapacak manyak bir işaret dili uzmanı lazım” dedi.
Ve sanırım Bayülgen aradığını bulmuş
Dün akşam yine Bayülgen’in programında televizyon tarihimiz için bir ilk başladı. İşitme engelliler için tercüme yapıldı ve uygulama bundan sonraki programlarda da devam edecek.
Okan Bayülgen’in felsefi umutsuzluğunun sürekli devam etmesini diliyorum.
Kendinden başka bir dünyanın da dertlerini dert edebilen biri o bütün farkı
bu...
Böyle umutsuz ve mutsuz olduğumuz sürece güzellikler ortaya çıkıp insanoğlu kurtulacaktır.