30 Ocak 2016

Tecavüzü mazur göstermeye çalışmak hastalığın ta kendisi!

"Türk erkeklerinin yüzde 70’i ilk cinsel birlikteliğini bir hayvanla yaşamıştır"

Genç bir kadın minibüste son müşteri, yalnız kalıyor ve tecavüze uğrayıp öldürülüyor,

Siz de,

"Siz de mini eteği giyip soyunup laik sistemin ahlaksızlaştırdığı sapıklar tarafından tacize uğrayınca da bas bas bağırmayacaksın” diyorsunuz..

19 yaşında genç bir kadın İstanbul’un göbeğinde tecavüze uğruyor,

“O saatte orada n’apıyordu? “

“19 yaşındaki bir ‘kız’ gece 3’te ne tür bir eğlenceden dönüyor olabilir?“

“O saatte dışarıda olan kız mutlaka aranıyordur?” diyorsunuz…

Yani tecavüzü meşrulaştırmaya, mazeret bulmaya çalışıyorsunuz. "Erkek yaptıysa vardır bir sebebi, baştan çıkarılmıştır"a getiriyorsunuz.

Bir kadın tacize uğradığı için dava açıyor, celp eve geliyor bunu gören babası tarafından kardeşleriyle birlikte öldürülüyor.

Baba, erkek ya namusuna laf gelmiş kurtarmış oluyor.

Bir kadın yaşadığı travmaya susmadığı için, cinsel saldırıyı kabul etmediği için öldürülüyor işte.

Diğer kadın kocası tarafından aldatıldığı için boşanma davası açıyor, bunu hazmedemeyen polis kocası tarafından öldürülüyor.

22 yaşında bir kadın abisi tarafından cinsel saldırıya uğruyor ve bunu kaldıramayıp kendini öldürüyor.

İngiltere’de bir kadına sözlü taciz bulunan kişi 7 yıl hapis cezası istemiyle mahkemeye sevk edilip tutuklanabiliyorken, biz ise hala Özgecan Yasası’nı çıkartamıyoruz.

Ben 9 yaşımdayken babam ölüyor, ben de böyle bir toplumda haliyle erkeksi özellikler ediniyorum. Kendi kendimi koruyabilmek için kalkan geliştiriyorum, her babasız büyüyen kız çocuğu gibi… Bu toplumda böyle olmak zorunda oluyor…

Son dönem sinemamızın en iyi örneklerinden, Can Evrenol’un çektiği Baskın filminde şöyle bir replik var: Türk erkeklerinin yüzde 70’i ilk cinsel birlikteliğini bir hayvanla yaşamıştır…

Toplumumuzdaki cinsel çarpıklık , erkek egemen kültüre müthiş tespitler ve gözlemler için bu film dikkatle izlenmeli.

Meselenin özü şu: Ne tür bir eğlenceden döndüğüm seni ilgilendirmez!..

Sorun benim erkeksi olmam kadınsı olmam mini giymem hatlarımı belli etmem etmemem, pantolon giymem, kırmızı ruj sürmem sürmememde değil, sorun senin o yerleşik, leş, pis, çarpık zihniyetinde!

***

Tecavüze bir kulp takmaya kalkmak mazur göstermeye çalışmak, tecavüzün bir hastalık olduğunu ispatlamaya çalışıp meşru göstermeye çalışmak da, hastalığın ta kendisi. Tecavüzle ilgili araştırmalar tecavüzcülerin sadece yüzde 5 gibi bir bölümünün psikotik olduğunu gösteriyor.

Diana Scully, 1990'da yazdığı, Türkçe'de Metis Yayınları'ndan bundan 14 yıl önce çıkan "Tecavüz/ Cinsel Şiddeti Anlamak" kitabında tecavüzün kontrol edilemez bir itkinin sonucu olarak görülmesinin erkeklerin tecavüzden sorumlu tutulamayacağı sonucuna varmayı kolaylaştırdığına" dikkat çekiyor. ve 10 yıl boyunca Virginia'da yedi eyalet hapishanesinde çalışarak bu kitabı hazırlayan Scully kitabın "Tecavüz Bir Hastalık mıdır?" bölümünde "tecavüzün bir hastalık olarak görülmesinin tecavüzü nasıl normalleştirdiğini" anlatıyor.

Sınır tanımayan, terbiye edilemez erkek cinselliği... 

"...Tecavüz eden bazı erkeklerin tıpkı hırsızlık yapan bazı insanlar gibi, akıl hastası olduklarından şüphe edilemez. Bununla birlikte tecavüzle ilgili ampirik çalışmalar suçu işledikleri sırada erkeklerden yalnız yüzde beş gibi küçük bir bölümünün psikotik olduğunu göstermiştir ki bu psikopatolojinin şiddete dayalı cinsel davranışının çok önemli bir  bölümünü açıklayamadığını kanıtlar."

Yazarın Diğer Yazıları

Ali Kemal Çınar: Zayıf yönlerini görüp bunun üzerine gitmek, ancak güçlü gördüğün yönlerinin varlığından cesaret alarak yapılabilir

Ali Kemal Çınar ile son filminden Kürt sinemasında birey olma sorunsalına, Diyarbakır'dan Türkiye Sineması'nın geleceğine uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik

Ulaş Tosun: Merhaba Canım'ın yarattığı etki, belki tasarlanmış estetiğin bir kere daha çöküşü olarak yorumlanabilir

Merhaba Canım benim için sansürün ve otosansürün tüm gücünü hissettiğim bir çalışma oldu

"
"