tv8 hafta sonu ana haber bültenini sunan Aslı Mavitan, ekrana çok yakışan güzel yüzlerden. “Sunduğum her habere, bilgileriyle, metniyle duru montajıyla çok güveniyorum” diyerek, iddiasını da ortaya koyuyor.
Aslı Mavitan, Yeditepe Üniversitesi Radyo Tv Sinema Bölümü ’nde okumuş ve tesadüfler onu haber spikerliğine götürmüş. Yıllardır ekranda başarısını devam ettiriyor. Mavitan ile haber spikeri olma macerasını ve ülkemizdeki haberciliği konuştuk...
Haberci olmak idealiniz miydi? Nasıl başladınız?
Hayır, tesadüf oldu. Üniversitede okurken hayalim yapımcı ya da yönetmen olmaktı.
Hatta oyunculuk düşünüyordum. O dönem reklam ajansına bağlı olarak fotomodellik ve reklam oyunculuğu da yapıyordum. Reklam teklifi aldığım bir ajansta staj imkanı buldum. Reklam ve satış departmanında çalışırken buldum kendimi. Bir buçuk yıl sonra bir gün patronum “Gel haber spikeri yapalım seni” dedi. Eğitimim ve altyapım yoktu.
Endişelendim, heyecanlandım haliyle. Spikerlik ve diksiyon eğitimine başladım. Mesai saati bitiminde her akşam ana haber stüdyosuna girdim, o masaya oturdum ve sanki yayındaymışım gibi bir de ben okudum. Haberleri gözlemledim, pratik yaptım günlerce. 22 yaşındaydım, bir sabah 11.00 yayınıyla başladım. İlk yayınımı hayatım boyunca unutamam. Bittiğinde hüngür hüngür ağlamıştım.
Sinirlerim boşalmıştı. Nasıl kasmışsam artık (gülüyor).
Ekran önünde olmanın ve haberci olmanın gerektirdiği sorumluluklar neler?
Ekran önünde olmak ciddi bir sorumluluk. 7’den 70’e herkese hitap ediyorsunuz. Genç kızınların hayal ettiği yerde oturuyorsunuz. Her şeyinizle göz önündesiniz.
İşte bu yüzden her zaman bunları düşünerek ama yaptığınız işin ciddiyetini de unutmadan ve haberin önüne geçmeyecek bir duruşunuzun olması çok önemli. Özel hayatınızdaki duruşunuzla ekrandaki duruşunuzu da etkiliyorsunuz. Ekranın arkasında da önündeymiş gibi dikkatli ve özenle yaşamak gerek. Eğer özel hayatınızla fazla gündeme gelirseniz oraya çıkıp haber sunduğunuz zaman kimse sizin söylediğinizi ciddiye almaz, inanmaz.
Haberin önüne geçmiş olursunuz.
En çok hangi haberi sunarken zorlandınız?
Şehit haberleri, kadın ve çocuklara yönelik şiddet, trafik kazaları. Bazı haberleri sunarken boğazım düğümleniyor.
Ekran önünde tutuyorsun bir şekilde ama perfore okurken ağlamaktan okuyamadığımı bilirim.
Ekranda kalıcı olmak için fark yaratmak önemli. Bunun için ne yapıyorsunuz?
Sağlığım ve şartlar elverdiği sürece ekran önünde olmak istiyorum. Bir kere soludun mu o havayı, geçmiş olsun! İleride haberaktüalite tarzı program yapmak isterim, zaman gösterecek. İşi düzgün yaptığınız ve özen gösterdiğiniz sürece kalıcı olursunuz.
Türkiye’de habercilik olması gerektiği yerde değil maalesef... Ne kadar, nereye kadar gidebiliyoruz, tartışılır. Çalışanlar için şartlar zor. Bir yandan reyting baskısı var sırtınızda. Baskı, sorumlulukları unutturuyor. Özgür, baskı altında olmayan bir haber merkezinin ekran yüzüyüm.
Yani sunduğum her habere, bilgileriyle, metniyle duru montajıyla çok güveniyorum. Ama genel için böyle olmadığını biliyorum. Bazen bazı kesimleri kızdırsa da medya iyi ki var.
Haberin, habercinin, köşe yazarının yolu açık olursa; Türkiye’nin yolu da o kadar açılır.