04 Ağustos 2012

Star TV, Acun Ilıcalı transferiyle doğru yaptı

Acun Ilıcalı’nın transferi Star TV için bence doğru bir hamledir. Star TV ciddi bir ivme kazandı...

Acun Ilıcalı’nın transferi Star TV için bence doğru bir hamledir. Star TV ciddi bir ivme kazandı, özellikle başarılı ve farklı dizilerle de gündemde, dizi kanalı olarak da yer edinmeye başladı. Ve kanalın şov- eğlence boşluğu Ilıcalı’nın 'O Ses Türkiye', 'Survivor' ve 'Yetenek Sizsiniz' belki Yok Böyle Dans programlarıyla tamamlanmış olacak. Üstelik bu formatlar ise Acun Medya ile her yapıldığında tutan formatlar. Star TV, Acun Medya’ya vereceği paranın dönüşünü zaten kesinlikle alacaktır.

Televizyonculuk açısından gerçekçi, yerinde bir transfer.

 

Star TV vs Show TV

 

Show TV’nin Star TV’ye şu sert eleştirisi dikkatimi çekti: ‘Show TV stratejileri arasına bir başka kanalın başarılı olmuş bir programını transfer etmeyi hiç bir zaman almamıştır. Show TV yayıncılık başarısının yeniyi üretmek üzerine kurulu olduğunu düşünmektedir.’

Aslında televizyonculukta olan durumlar, yeni üretim de olur, iyi bir yapımı transfer edebilmek de önemlidir, ancak bu yapımı aynı frekansta götürebilmek zor olabilir. Televizyonculuk risk işi, ama öngörüm ile diyebilirim ki bu durum aslında Star TV’nin 2. doğru hamlesi. Behzat Ç.’yi de sayabiliriz.

Show TV’den Star TV fazla para harcıyor gibi bir yorum geldi ancak bu harcamalar TNT’nin yaptığı gibi saç saç paraları etrafa televizyonculuğu değil.

Star TV, Muhteşem Yüzyıl’ı Show TV’den transfer ederek büyük bir kitle kazandı. Ve kanal sadece star sistemiyle işler yapmıyor, deneyselliğe de fırsat veriyor; İşler Güçler gibi bir harika yapım da bunun ispatı. Çıplak Gerçek gibi önceden tasarlanmış, 16 bölüm ve 45 dk süresi olan bir dizi de…

Muhteşem Yüzyıl izleyicisi Star TV’de diziyi yadırgadı mı, hayır.

Eminim ki Acun izleyicisini de Star TV’ye sürüklemeyi bilecektir. Programları da aynı oranda izlenmeye devam edecektir bence.

Ancak kanal yerleşik olan, yerleşme aşamasında olan dizilerin saati ve günüyle oynarsa hata yapmış olur, değiştirmemeli.

 

İffet’in bitme nedeni değil

 

İffet dizisinin bitecek duyumlarının, Acun Ilıcalı’nın Star TV’ye transferiyle uzaktan yakından alakası yok, cevabı önceden yazmıştım, polemik çıkartmayalım lütfen:

 

İffet, yakında kesin gider

 

*Nereden biliyorum çünkü;

Hiçbir dizi başlamadan önce ve başladıktan sonra bu kadar tepki almadı.

Oyuncular arası kriz yaşanıyor her geçen gün, en son Mahir Günşiray ayrıldı.

İzleyici, artık her diziden ayrılan oyuncunun dizide öldürülmesinden bıktı.

Senaryonun merak öğesi kalmadı.

Dizinin başrol oyuncuları ile ilgili sette seviştiler haberleri çıktı.

Star TV ve yapımcısı Faruk Turgut da bütün bunlardan çok rahatsız diye düşünüyorum.*

 

Acun’un gelmesi ile Behzat Ç. ne olur?

 

Ahmet Hakan sormuş:Star Televizyonu çuval dolusu parayı Acun’a bayılınca Behzat Ç.’ye “hadi sen git işine de herkes kendi işine” der mi acaba?

Cevabım: Bu durumda Behzat Ç.’ye hiçbir şey olmaz.

 

Evlerden Biri, dizilerden biri değil

 

Evet, yine bir Orhan Kemal eseri uyarlaması karşımızda ancak yine başarılı bir prodüksiyon tıpkı Kanal D Kötü Yol gibi. Ceyda Ateş artık esas kızı oynamalı, annesi Leman karakterinde Mehtap Bayrifemme- fatale’in hası niteliğinde. Özgür Çevik’in gerçekten de oyunculuğu şarkıcılığından daha iyi. Bu Orhan Kemal eserinde ise Erdal karakteri Amerika hayali kuruyor, Kötü Yol’da ise İstanbul hayalinde. Karakterler yine bir sınıf atlama telaşında, yırtma telaşında… Bu tema izleyiciyi her zaman cezbetmiştir. Malum katharsis… Zaten ilişkiler, enrikalar, aşk üçgeni değil neredeyse beşgeni yolda…

Erdal’ın şu repliği sınıf atlama telaşını açık ediyor:  ‘İstanbul’un tadını zenginler çıkarıyor, biz de bir gün yolunu bulacağız, yırtacağız’. Leman ise Erdal’ın henüz evlenmemiş ablasına şöyle diyor: ‘Zengin bir koca bulamadıktan sonra niye evleneceksin ki!’

Hırslarıyla ekranın en tehlikeli ikilisi olmaya adaylar: Leman ve Erdal, dikkat!

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ali Kemal Çınar: Zayıf yönlerini görüp bunun üzerine gitmek, ancak güçlü gördüğün yönlerinin varlığından cesaret alarak yapılabilir

Ali Kemal Çınar ile son filminden Kürt sinemasında birey olma sorunsalına, Diyarbakır'dan Türkiye Sineması'nın geleceğine uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik

Ulaş Tosun: Merhaba Canım'ın yarattığı etki, belki tasarlanmış estetiğin bir kere daha çöküşü olarak yorumlanabilir

Merhaba Canım benim için sansürün ve otosansürün tüm gücünü hissettiğim bir çalışma oldu

"
"