09 Mart 2013

Samanyolu TV’de ‘Sit-com’ nasıl olur?

Samanyolu TV, son yıllarda birçok kanala rakip oldu ve izlenme oranlarında ilk beşte yer alıyor

\

Samanyolu TV, son yıllarda birçok kanala rakip oldu ve izlenme oranlarında ilk beşte yer alıyor.

Konuşulan dramalara imza atıyorlar. Ancak kanal yeni bir türe, sit-com yayınlamaya hazırlanıyor.

Adı ‘Evlilik Okulu’. Sit-com denilince ülkemizde ilk akla gelen isimlerden Birol Güven, dizinin yapımcılığını üstleniyor. Başrollerde Açelya Akkoyun ve Hakan Vanlı yer alıyor. STV’de yer alacak bir sit-com’un pek suya sabuna dokunmayacak, titizlik gerektirecek bir senaryoda olacağı şimdiden kesin.

\‘Evlilik Okulu’, üç çocuğu olan ve boşanmak isteyen bir çiftin, mahkeme tarafından evliliklerini kurtarmak üzere evlilik okuluna gönderilmelerini anlatacak.

Tutar mı? Bence tutar!

İthal bir jön geliyor

Reklamlardan tanıdığımız İspanyol Carlos Martin, atv’de başlayacak ‘Şaşkın Damat’ dizisi ile ekrana gelmeye hazırlanıyor ve Türkçe dersleri alıyor.

Mayıs ayında yayınlanması planlanan dizide Carlos’a, ‘Leyla ile Mecnun’dan talihsiz bir şekilde ayrılan ve ‘Kırmızı’ adlı sinema filmiyle karşımızda olan Ezgi Aşaroğlu eşlik edecek.

Proje ise son yıllarda televizyonda dizilerden yana artık pek başarı yakalayamayan bir isme, Tayfun Güneyer’e ait.

Bu kez olmadı

‘Oldu Teşekkürler’, skeçler halinde kısa kısa yayınlanırken çok eğlenceli ve başarılıydı. Ancak uzun bir dizi yapılmaya kalkınca olmamış, daha geçen hafta ilk bölümü yayınlanan diziyi Show TV yayından kaldırmış. Mizah zor iş, dramdan çok çok zor bir iş.

Dizi çıkış noktası itibarıyla bence başarılı, parlak bir fikri vardı ancak bu senaryoya, çekimlere ve kurguya kesinlikle yansımamıştı. Yani skeçlerden uzun dizi olmaz, doğru mizah için senaristlere, kamera arkasına ‘İşler Güçler’i tavsiye ederim.

(Hafta Sonu Dergisi- 06.03.13)

Yazarın Diğer Yazıları

Ali Kemal Çınar: Zayıf yönlerini görüp bunun üzerine gitmek, ancak güçlü gördüğün yönlerinin varlığından cesaret alarak yapılabilir

Ali Kemal Çınar ile son filminden Kürt sinemasında birey olma sorunsalına, Diyarbakır'dan Türkiye Sineması'nın geleceğine uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik

Ulaş Tosun: Merhaba Canım'ın yarattığı etki, belki tasarlanmış estetiğin bir kere daha çöküşü olarak yorumlanabilir

Merhaba Canım benim için sansürün ve otosansürün tüm gücünü hissettiğim bir çalışma oldu

"
"