17 Şubat 2013

‘Oyuncunun bol hünerlisi makbuldür’

‘İstanbul’un Altınları’ dizisiyle dikkatleri çeken Taner Ölmez, Kanal D’de yayınlanan sezonun en iyi işlerinden ‘Kayıp Şehir’de ailenin başına buyruk çocuğu Sadık karakteri ile evlerimize konuk oluyor

Taner Ölmez’i televizyonda ilk gördüğümde Haluk Bilginer gibi bir ustanın karşısında döktürüyordu. Gelecekte ismini çok duyacağız diye düşünmüştüm ve yanılmadım. Şu aralar ‘Kayıp Şehir’deki performansıyla dikkatleri çekiyor. Ölmez, kesinlikle ‘bol hünerli’ bir oyuncu...

Oyunculuğa nasıl başladınız; tesadüf, şans mı, yoksa idealiniz miydi?

Ortaokulda rehberlik hocamız bizi tiyatroya götürmüştü. O gün ilk kez bir tiyatroya gitmiştim. İşte o gün ve sonrasında aklımın bir köşesine yazıldı oyunculuk. Liseden sonra da İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda buldum kendimi.

Sizi ekranda ilk, ‘İstanbul’un Altınları’nda Haluk Bilginer ile karşılıklı oynarken izlemiş ve çok başarılı bulmuştum. İleride kesin ismini daha çok duyacağız demiştim. ‘İstanbul’un Altınları’ nasıl bir deneyimdi?

‘İstanbul’un Altınları’ benim için ustalarla tanışma ve çalışma fırsatı oldu. Çok keyifli zamanlardı, sit-com keyifli oluyor, çok çalışılmıyor (gülüyor).

Sesiniz de çok güzeldi, sanat müziği okuyordunuz dizide, bu da oyunculuk için bir avantaj, değil mi? Bu yeteneğinizin üzerine gitmeyi düşünüyor musunuz?

Tabii ki avantaj, oyuncunun bol hünerlisi makbuldür (gülüyor). Dans etsin, dil bilsin, doldursun heybesini...

‘İstanbul’un Altınları’nda Haluk Bilginer, Demet Akbağ gibi ustalardan sonra şimdi Ahmet Mekin, Uğur Polat, Nazan Kesal gibi ustalarla oynuyorsunuz. Bir oyuncu için bu büyük şans sanırım...

Evet, bahsettiğiniz isimlerle çalışmak benim için mükemmel bir duygu. Onlarla geçirdiğim her an bir ders. Her gün yeni şeyler öğreniyorum. Anlayacağınız okul devam ediyor.

Canlandırdığınız Sadık karakteri nasıl biri? Çok fazla gelgiti var, evin en başına buyruğu; değil mi?

Sadık yaş olarak İstanbul’da dağılmaya çok müsait diyebilirim. Ortaokulu bitirmemiş. Yaşadıkları yer ve çevresi onun için çok tehlikeli. Çünkü o yaşlarda ve o eğitim seviyesinde olan bir çocuk, çevredeki tehlikelerin boyutunu fark edemez, başarısız olduğu için her şey olabilir. Her şeye rağmen onun kalbi çok temiz ve yüreği çok geniş.

Tiyatro çalışmaları nasıl gidiyor? Neler yapıyorsunuz? Yeni projeler olacak mı?

Tiyatro ‘ikincikat’ta ‘AUT’ isimli oyunumuz var, onu oynuyoruz. İki senedir devam ediyor. Çok keyifli ve yorucu bir oyun. Yeni sezona, yeni oyun mutlaka olacaktır. Erkan Can’ın sözü ile “Tiyatrodur, iyidir.”

(13 Şubat 2013- Hafta Sonu Dergisi)

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ali Kemal Çınar: Zayıf yönlerini görüp bunun üzerine gitmek, ancak güçlü gördüğün yönlerinin varlığından cesaret alarak yapılabilir

Ali Kemal Çınar ile son filminden Kürt sinemasında birey olma sorunsalına, Diyarbakır'dan Türkiye Sineması'nın geleceğine uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik

Ulaş Tosun: Merhaba Canım'ın yarattığı etki, belki tasarlanmış estetiğin bir kere daha çöküşü olarak yorumlanabilir

Merhaba Canım benim için sansürün ve otosansürün tüm gücünü hissettiğim bir çalışma oldu

"
"