01 Eylül 2012

Okan Bayülgen, gözlerimizi açacak

Bayülgen, bu ülkede talk-show türünün hakkını veren bir isim, en azından haftada bir kez talk-show da yapmalı...

 

On8 TV için harıl harıl çalışan Okan Bayülgen artık talk-show yapmayacak, ilk duyduğumuzda olumsuz geliyor kulağa ama Bayülgen yine hafta içi her gün 20.00’da tv8’de bilgi yarışması formatıyla karşımızda olacak.

Okan Bayülgen’in bu kararını çok iyi anlıyorum, her yıl aynı formatı bizlere sunmayan, sürekli değişiklik yapmayı, yenilenmeyi seviyor Bayülgen. Artık Kraliyet Ailesi konseptinin miadını doldurduğunu, kendisini tatmin etmediğini hissetmiş olacak ki böyle bir karar alıp, tür değişikliğine gidiyor.

\

Peki ülkemizde pek de rastlamadığımız bir program türü bilgi yarışmaları, realty-show ile harmanlanıp sunuluyorlar daha ziyade. Bayülgen’in de işin içine reality-show katacağını tahmin ediyorum, ve çok farklı bir formatla ekranda olacağına inanıyorum. Yani tahminim bu tür, bilgi yarışması, realty-show ve talk-show harmanı bir tür olacak gibi, o zaman da sevilecektir.

Bayülgen, bu ülkede talk-show türünün hakkını veren bir isim, en azından haftada bir kez talk-show da yapmalı, televizyonculuğumuz açısından üzülürüm onun bu ligden çekilmesine. Ne kadar onu tatmin etmese de bu işi en iyi yapan, bilen o… Önder Açıkbaş’ı tek başına ekrana sürmek istiyor olabilir, zaten geçen sene bunu alıştırmalarını yaptı Bayülgen ama bu durum bana izleyicisinin tepkisini çeker gibi de geliyor. Ancak Açıkbaş da Kanaltürk’teki programında pek kendini gösteremedi belki de bu onun için iyi bir fırsat olur, Kanaltürk’te sunum hatası oldu gibi.

Özetle Okan Bayülgen ne demişti; Yaptığım şey sistemin içinde sistemin aleyhine konuşmak. Bence Bayülgen, sistemin içinde sistem aleyhinde konuşmaktan öte artık sistemi değiştirmek için daha fazla çaba veriyor.

\

Attığı şu tweetlerden de anladığım bu program, bir…hayatı hep birlikte daha iyi anlayalım, kavrayalım, yaşayalım, hakkını verelim, sadece bakmayalım görelim programı olacak.

okanbayulgen ‏@okanbayulgen

Babalar! Yarışmamızı bizzat "formatlıyoruz". "Büyük şehirde hayatta kalma rehberi" gibi bi şey. Ağaçların adlarını bilmek gerekiyor sonra.. Ağaçların adlarını bilenler, "Ağaçların adlarını bilenler kulübü"ne üye kaydediliyorlar.

Rüzgarların Adlarını Bilenler Kulübü"ne girmek daha zor. Ama "Yaşadım ve hayatta kaldım" diyebilmek için gerekli. Kutunun içinde para yok! Hayatın kendi bilgisini edinmek gerekiyor! Nasıl?

 

Bir Şarkısın Sen’in yayın saati değişmeli

 

Bir Şarkısın Sen ile ilgili pekçok yazı yazdım. Ama bu programı savunan yazılar gördükçe daha da sinirleniyorum.O zaman her şeyi bir kenara bırakıp, programın yapımcısına sesleniyorum madem çocuklara çok büyükhassasiyet gösteriliyor, gelecekleridüşünülüyor, planlanması sağlanıyor. O halde bu programın yayın saatini değiştirin. Amacı bu ise bu programın yayın yeri pt2 değil. Haftasonları cumartesi ya da pazar öğleden sonraya alınmalı.

RTÜK bir ilgilenmeli. Hiç kusura bakmayın çocuğum meşhur olsun da bir dizide reklam da oynasın da bizi kurtarsın diye düşünen anne-babalar hala çok, bu yarışmaya çocuklarını getirmekteki maksatları da bu, bilinçlenme hak getire. Yapımcılardan çok suç anne-babalarda.

 

Fatih Aksoy’a alkış

 

Yapımcı Fatih Aksoy,Umutsuz Ev Kadınları’nın hem oyuncu kadrosunun hem de set çalışanlarının günde 12 saatten fazla çalışmayacağını, kişilerin özel hayatlarına da sağlıklı bir şekilde vakit ayırıp herhangi bir sağlık problemi ile karşılaşılmaması durumunun kendisi için önemli olduğunu ve bu yüzden böyle bir karar aldığını belirtmiş.  

Hatırlarsanız yakın zamanda da Yapımcılar Derneği kurulmuştu, umarım Aksoy bu konuyu orada da gündeme getirir ve artık set koşulları insani şartlara kavuşur. Bu davranışı da diğer yapımcılara da örnek olur.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ali Kemal Çınar: Zayıf yönlerini görüp bunun üzerine gitmek, ancak güçlü gördüğün yönlerinin varlığından cesaret alarak yapılabilir

Ali Kemal Çınar ile son filminden Kürt sinemasında birey olma sorunsalına, Diyarbakır'dan Türkiye Sineması'nın geleceğine uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik

Ulaş Tosun: Merhaba Canım'ın yarattığı etki, belki tasarlanmış estetiğin bir kere daha çöküşü olarak yorumlanabilir

Merhaba Canım benim için sansürün ve otosansürün tüm gücünü hissettiğim bir çalışma oldu

"
"