26 Mayıs 2014

Kış uykusundaki televizyonculuğumuz

Tam 32 yıl sonra tıpkı Nuri Bilge Ceylan da, Yılmaz Güney gibi önce FIPRESCI alıp en büyük ödülü alıyor.

Tam 32 yıl sonra Altın Palmiye kazanan bir yönetmenimiz var

Tam 32 yıl sonra tıpkı Nuri Bilge Ceylan da, Yılmaz Güney gibi önce FIPRESCI alıp en büyük ödülü alıyor.

Tam ülke olarak çöktüğümüz günlerde, Nuri Bilge Ceylan ödülünü alırken “Türkiye'de son bir yılda hayatını kaybeden gençlere hediye ediyorum” diyor...

Ama heyhat...

Hiçbir kanalımız 67. Cannes Film Festivali'ni yayınlamıyor...

Bir zamanların en iyilerinden NTV yayınlardı, artık o da o NTV değil,

Hepimiz biliyoruz

Belki konuşma önceden tahmin edildiğinden hiiiiç yayınlamayalım deniyor...

Tam 32 yıl sonra “Kış Uykusu” ile ödül alıyoruz

Ve kış uykusunda bir televizyonculuğumuz olduğunu tekrar görüyoruz!

 

Ne olacak bu televizyonculuğumuzun hali?

 

Evet, bu soru da en az “Ne olacak bu memleketin hali?” İle paralel giden bir sorunsalımızdır.

Ona iyi bakalım.

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ali Kemal Çınar: Zayıf yönlerini görüp bunun üzerine gitmek, ancak güçlü gördüğün yönlerinin varlığından cesaret alarak yapılabilir

Ali Kemal Çınar ile son filminden Kürt sinemasında birey olma sorunsalına, Diyarbakır'dan Türkiye Sineması'nın geleceğine uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik

Ulaş Tosun: Merhaba Canım'ın yarattığı etki, belki tasarlanmış estetiğin bir kere daha çöküşü olarak yorumlanabilir

Merhaba Canım benim için sansürün ve otosansürün tüm gücünü hissettiğim bir çalışma oldu

"
"