20 Ekim 2013

‘Hayatın hengamesine hayatın ta kendisini kurban ettik’

Serdar Tuncer, CNN TÜRK’te her Pazar saat 22.00’de ‘Başka Şeyler’ adlı programı sunuyor. Tuncer, ‘Başka Şeyler’ ile bizlere bakt ığımız ama göremediklerimizi anlatıyor, bir keşfe davet ediyor

 

Serdar Tuncer, CNN TÜRK’te her Pazar saat 22.00’de ‘Başka Şeyler’ adlı

programı sunuyor. Tuncer, ‘Başka Şeyler’ ile bizlere bakt ığımız ama

göremediklerimizi anlatıyor, bir keşfe davet ediyor

Serdar Tuncer, radyoculuktan

ekrana geçmiş başarılı bir

isim. Onu genelde Ramazan’da

sadece bir ay izliyorduk

Ancak artık her hafta

ekranda olması şans izleyici

için. Bu özel ismi ve programını

kaçırmamanızı tavsiye ederim...

 

‘Başka Şeyler’de neler anlatıyorsunuz, nasıl

bir format?

Hayatın tam da kalbinde duran onlarca şey

var; bazen görmediğimiz, fark etmediğimiz,

belki unuttuğumuz... Ama yaşamanın ta kendisi

olan onlarca şey. Hep aynı şeyleri konuştuk

senelerdir; borsa niye düştü, döviz neden çıktı,

kim kiminle neden birlikte, kim kimden neden

ayrıldı, başbakan niye öyle dedi, muhalefet

nasıl böyle yapar, ne bileyim bir keşmekeş, bir

hengameye döndü hayatımız. Ve bu arada

unuttuk: Muhabbeti, hemhal olmayı, saygı

duymayı, birbirimizi anlamanın değerini... Hayatın

hengamesine hayatın ta kendisini kurban ettik.

Başka şeylerdi çünkü onlar; dünde kalmış, masal

gibi, hikaye gibi, başka şeyler... Bunun böyle

olmadığını düşündük, bu güzellikler hala vardı,

var olmalıydı. Ve konuklarımızla bir bardak çay

kıvamında keyifle muhabbet ederek hayatta

başka şeylerin de olduğunu, hatta hayatın başka

şeyler olduğunu anlatmak için yola çıktık.

 

Programla bir farkındalık yaratma çabası var

gibi, belki baktığımız ama göremediklerimize...

Kesinlikle. Belki büyük bir iddia ama derdimiz

bu. Sait Faik için anlatırlar, yanındaki dostuna bir

kahvehaneyi gösterip sormuş: “Hikaye neresinde

buranın?” Bir dolu cevap... Gülümsemiş üstad,

duvarda asılı tabloyu görüyor musun, ağaç

altında bir kadın var, hikaye işte o kadının

gözlerinde saklı. Hayat bir kahvehane, dört bir

yan tablo, binlerce hikaye saklı, içinde güzellikler

taşıyan. Biz Sait Faik değiliz elbet ama ‘Başka

Şeyler’ hep o tabloları taşıyacak ekrana.

 

Sizi genelde Ramazan ekranında izledik. Bu

format sizin için de başka mı olacak?

Ramazan’daki üslubumuzun mübarek 11

aylara taşınmış halini yapıyoruz. Hayata, tarihe,

medeniyete, kalbe, kalbe dair olana daha fazla

dokunan bir format, hepsi bu.

 

Sizin radyoculuk geçmişiniz var. Ekranlara

geçişiniz nasıl oldu?

Sesi güzel olanı radyocu yapıyorlardı o

zamanlar. Radyocuların yakışıklıları da televizyona

çıkıyordu, biz arada kaynadık.

 

Radyo ile televizyonu kıyaslayabilir misiniz?

Radyonun artık kıymeti bilinmiyor mu sizce?

Televizyonun gücünü nasıl yorumlarsınız?

Yolu bir zaman radyoya uğramış herkes gibi

benim de gönlümde radyonun yeri başka.

Çünkü radyoda daha kendiniz olabiliyorsunuz;

ekrana göre daha samimi, daha sıcak...

Duymak daha derin, görmek daha yüzeysel.

Bölünürsünüz seyrederken, dinlerken öyle

değil sanki. Zamanla her şey gibi televizyonun

gücü de değişiyor. Dün böyle değildi ama

bugün, radyodan güçlü. Hatta dijital dünya da

televizyonun yerini alamadı. Televizyon interneti

de arkasına alarak güçleniyor. Twitter’da en çok

konuşulan içerik hala televizyon içerikleri... Bu da

televizyonun önemini kaybetmediğini gösteriyor.

Televizyon hala evimizin baş köşesinde.

(16-22 Ekim 2013 Hafta Sonu Dergisi)

Yazarın Diğer Yazıları

Ali Kemal Çınar: Zayıf yönlerini görüp bunun üzerine gitmek, ancak güçlü gördüğün yönlerinin varlığından cesaret alarak yapılabilir

Ali Kemal Çınar ile son filminden Kürt sinemasında birey olma sorunsalına, Diyarbakır'dan Türkiye Sineması'nın geleceğine uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik

Ulaş Tosun: Merhaba Canım'ın yarattığı etki, belki tasarlanmış estetiğin bir kere daha çöküşü olarak yorumlanabilir

Merhaba Canım benim için sansürün ve otosansürün tüm gücünü hissettiğim bir çalışma oldu

"
"