Ömür Özdemir, Twitter’da ‘fenomen’ adıyla kendinden ilk söz ettiren isimlerden oldu. Şu an NetD .com’da ‘Ömür Törpüsü’ adlı formatı yla karşımızda. Özdemir, programı ile Twitter ve fenomen meselesini anlattı.
Ömür Özdemir’i hepimiz Önce ‘cerilevis’ adıyla Twitter’da tanıdık, zeka dolu cümleleriyle... Sonra sosyal medyanın konuşulduğu programlarda konuk olarak izledik onu. Oyunculuktan sonra sunuculukta da iyi olduğunu gördük. bundan sonra zekasıyla Özdemir’i çokça konuşacağız bence...
‘Ömür Törpüsü’ nasıl ortaya çıktı, nasıl bir format?
Yakın dostlarım bilirler; ben yaklaşık iki yıldır böyle bir formatı hayata geçirmek istiyordum. Derken Doğan Medya’nın eğlence platformundan yöneticileriyle tanıştık. Fikirlerimi çok sevdiler, uygulamak istediler. Birkaç aylık bir beklemenin ardından Hakan Bonomo’yla tanıştırdılar beni. Hakan Bonomo’dan bunun Amerika’da Zach’in yaptığı ‘Between Two Ferns’ adında bir formatla benzer tarafları olduğunu öğrendim. Vazgeçmedik. Hakan da bu işi yazmak istiyordu. Sonra başladık. Ünlü tayfasına söyleyemediklerimizi söyleyebildiğimiz, onların sinirli, huysuz, agresif hallerini görebildiğimiz tuhaf ve eğlenceli bir program bu.
Öncesinde prova yapıyor musunuz konukla?
Bir mizansen var çünkü... Bir çatımız var tabii ve o çatının içerisinde kalarak prova yapıyoruz.
Konuğun performansının çok önemli olduğu bir format uyguluyorsunuz. Sizi zorluyorlar mı?
Evet, zorluyorlar ve bu da benim çok hoşuma gidiyor. ‘Ömür Törpüsü’ndeki ters köşeler çok sevimli oluyor. Keşke hep zorlasalar.
Çok iyi konuşulan isimleri konuk etmişsiniz, ikna oluyorlar mı hemen?
Hemen diyemem ama yaptığımız şeyin ne olduğunu tam olarak anladıklarında ikna olabiliyorlar. İkna edemediklerimiz de var tabii. Bu programa katılacak konukların egolarını kısa süre için kenara koymaları gerekiyor.
‘Ömür Törpüsü’nün daha uzun şeklini televizyonda yapma düşüncesi var mı? Ya da televizyonda kendi talk show’unuz olsun ister misiniz?
Düşünce olarak var tabii ki ama böyle de mutluyum ben. Televizyon için yoklamalar yapılmaya başlandı zaten ufak ufak... Televizyonda bir talk show yapma isteğim her zaman vardı, umarım bir gün gerçekleşir.
Sizi Twitter fenomeni olarak tanıdık, programlarda konuk olarak izledik. Fenomen kavramına inanıyor musunuz? Sanki izlediğim kadarıyla pek de ciddiye almıyorsunuz bu kelimeyi...
Ciddiye almıyorum değil de, ‘fenomen’in çok iddialı ve içinin kolay doldurulamayacak bir kelime olduğunu düşünüyorum. İlk zamanlar kulağa hoş geliyordu ama artık çok yerli-yersiz kullanılıyor. Kendini fenomen diye tabir eden bir sürü insan oldu ve kelime gerçek anlamından iyice uzaklaştı. Fenomen deyince kitleleri peşinden sürükleyen insan canlanıyor gözümde ama gördüklerim böyle değil.
Peki sizce sosyal medyada konuşulmanın ve dikkat çekmenin tüyoları neler?
Bütün kolay yollar denendi ve bitti artık. Orasını burasını açanlar, saksıyla fotoğraf çektirenler, polemiklere girip kavga edenler falan umursanmıyor artık. Tüyo demeyeyim de, son zamanlarda benim dikkatimi çeken kişiler genellikle zeka pırıltılarıyla dolu, ve bu zeka pırıltılarını yazıya dökebilme yeteneğine sahip akıllı insanlar.
Oyunculuğu denemiştiniz ‘Harem’ dizisinde. Nasıl bir deneyimdi, devam etmek istiyor musunuz?
İnanılmaz güzel bir deneyimdi ve çok heyecanlıydı. Kendimi keşfetme konusunda benim için harika bir fırsat oldu. Çoğu zaman “O’lum sen kimlerle karşılıklı oynadığının farkında mısın!” diye kendimle konuştuğumu hatırlıyorum. Kesinlikle devam etmek istiyorum, çok sevdim.
(Hafta Sonu dergisi- 04 Aralık 2013)