25 Mart 2016

Din ikiyüzlülükleri ve çocuk istismarı

Ensar Vakfı olayının üstü epeyce bir kapatılmaya çalışıldı ama yine cesur birileri çıktı...

Bir film var tüm dünyanın konuştuğu ve bu yıl en iyi film Oscar’ını da alan: Spotlight.

Film, sinematografik olarak vasat kabul ettiğim ama senaryo olarak gerçek bir hikayeden yola çıkıp cesur bulduğum bir film genel anlamda.

Ve şu an Karaman’da Ensar Vakfı’nda çocuklara cinsel taciz olayından sonra, bu film bizim için daha da önem arz etti. Filmi birebir ülkemizde yaşıyoruz. Çocuk yüreklerin, bedenlerin çektiği acı ve yaşadığı travmayı tahmin etmek bile çok can yakıcı, üzücü.

Spotlight, gazetecilik mesleğinin nasıl yapılması gerektiğine dair çok güzel bir örnek. Filmde suçlunun din adamları, kurbanların ise küçük çocuklar olduğu bir cinsel taciz olayı, yıllar sonra yine gündeme geliyor ve açılan eski sayfalar olayların boyutunun sanılandan daha büyük olduğunu, sadece o yörede bile 80’den fazla rahibin bu olaya karıştığını gösteriyor.

Bizde de Ensar Vakfı olayının üstü epeyce bir kapatılmaya çalışıldı ama yine cesur birileri çıktı, duyuldu, gerçekler ortaya çıktı çıkıyor. Spotlight’ta olduğu gibi…

Bu haberi duyduğumuz gün, Kızılay’da patlama oldu…

Bu tip bir haber ilk miydi? Hayır…

Çok yakın bir örnek; ocak ayı sonunda Ankara’da ülkenin başkentinde,  Keçiören İmam Hatip Lisesi'nde bir öğretmen hakkında 12 öğrencisine cinsel istismardan dava açıldı. Sanık öğretmen hakkında bu tür şikâyetler daha önce de yapılmış, hatta Ankara Başsavcılığı’nın 2004’te “öğrencilere karşı taciz (sarkıntılık) suçlamasından takipsizlik kararı verilmiş.

Spotlight’ı örnek veriyor birçoğumuz ama asıl öyle tokat gibi bir film örneği var ki….

Adı: The Club (EL Club)

Oscar adayı “No”nun yönetmeni Pablo Larrain’in son filmi, Şili Sineması’ndan…

Spotlight onun yanında iyi bir film olarak bile kalamıyor…

Burada da yine din adamları ve küçük erkek çocuklara pedofili olayı var ama işlenişi, diyalogları öylesine can alıcı ki…

Yüzünüze din istismarını, inanç ikiyüzlülüğünü, küçücük bir bedenin bu travmayı büyüdüğünde nasıl yaşadığını onun replikleriyle, haykırışlarıyla öyle bir çarpıyor ki, filmi izledikten sonra uzun bir süre kendinize gelemiyorsunuz, boğuluyorsunuz…

Bu usta filmi mutlaka izlemelisiniz. Spotlight iyi bir örnek ama The Club çarpıcı.

Yaratılış’ın dördüncü buyruğu ile açılıyor film, yazıyı da onunla bitireyim:

“Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı.”

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ali Kemal Çınar: Zayıf yönlerini görüp bunun üzerine gitmek, ancak güçlü gördüğün yönlerinin varlığından cesaret alarak yapılabilir

Ali Kemal Çınar ile son filminden Kürt sinemasında birey olma sorunsalına, Diyarbakır'dan Türkiye Sineması'nın geleceğine uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik

Ulaş Tosun: Merhaba Canım'ın yarattığı etki, belki tasarlanmış estetiğin bir kere daha çöküşü olarak yorumlanabilir

Merhaba Canım benim için sansürün ve otosansürün tüm gücünü hissettiğim bir çalışma oldu

"
"