01 Mayıs 2012

Behzat Ç. gitmez, gitmemelidir

Çünkü Star TV, bile isteyerek bu diziyi transfer etti, bütün tepki çeken unsurlarını kabullenerek

Çünkü Star TV, bile isteyerek bu diziyi transfer etti, bütün tepki çeken unsurlarını kabullenerek. (TVen yatınca daha doğrusu Star alınınca)

Çünkü yeni bir kimlik çabasındaki Star TV, Behzat Ç.’nin dizi tarihimiz için önemli olduğunun ve kendilerine kattıklarının farkında.

Çünkü Behzat Ç., anti-kahramandır, olumsuz özellikleri mevcuttur yani.

Anti-kahramanların kahramanlar gibi görevlerini başarıyla yaparlar ama izledikleri yol farklıdır. Örnek olma, rol model misyonları yoktur.

Çünkü Behzat Ç. sadece İşini, sadece işini iyi yapmak isteyen biri

Çünkü Behzat Ç. hepimiz gibi insandır, zaafları olan duyguları olan, acıları olan; içki sigara kullanması onun insani özelliklerinin göz ardı edilmesine neden olmamalı. Ve o kızını kaybetmiş ve bunun travmasını dibine kadar yaşamış biri.

Çünkü Behzat Ç. Emrah Serbes’in dediği gibi; Bir ahlak tanımı getirmiyor ama bir vicdan tanımı getirebilir belki. Zulme sessiz kalmanın da zulme ortak olmak anlamına geldiğini hatırlatıyor insanlara

Çünkü ben Behzat Ç.nin baskılardan ötürü evlendirildiğini düşünürken meğer aylar önceden senaryosu yazılmışmış.

Çünkü En vefalı izleyicisi olacak dizi; Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi (Televizyonlarımızdaki muhtemel gelecek yazımdan)

Malumunuz diziyi madem bu kadar konuşuluyor neden reyting almıyor diye eleştirdiler. Sanki sağlıklı bir sistem varmış gibi, ancak sağlıksız reyting sistemimiz böyle giderse Behzat Ç.’nin yükü artar ama izleyicisi sağlamdır ve her zaman arkasında durur. Hiçbir şey olmaz.

Çünkü Behzat Ç. bundan önce de defalarca gider gidecek tartışmaları karşısında yıkılmadı.

Geçen sezon sonu Behzat Ç. : Dizi tarihimizde bir devrim yazımın sonunda şöyle demişim;

Ve umarım bütün engellere karşı Star Televizyonu, Türk televizyonlarındaki sıradanlığı ezip geçen Behzat Ç.’nin arkasında duracaktır. Aklımdan bir geçmiş, ya giderse diye daha yayınlanmadan ama hepsi çürütüldü zaten.

Birçok Behzat Ç. yazısı yazdım hatta Behzat Ç.’yi rahat bırakın artık diye de başlık attığım olmuş. Ve sonuç olarak son çıkan benzer haberlerden sonra dizinin daha da güçlenip, bir süre daha kaya gibi durup, 2. sinema filminin de geleceğini düşünüyorum.

 

Yurdum töreni

 

Kral TV Müzik Ödülleri’ni izledik dün. Tören genel olarak güzeldi, başarılıydı. Hatta birçok törenimizden daha iyi organize edilmişti.

Gözüme çok batanlar;

Ayten Alpman ve Meral Okay’ın anılmaması, ne organizasyondan ne de sahneye çıkanlar tarafından. In Memorian yapılmalı seneye, şart.

Sahneye çıkan oyuncuların Şehir Tiyatroları’ndan hiç bahsetmemeleri, gırgırda olmaları.

Tülin Şahin’in canlı yayın acemiliği, intercomdan söylenenleri dinlerken susması.

Kırmızı kırmızı dev localar ile ayırım yapılması.

Şarkıcılara oyuncuların ödül vermesi.

Her törende olduğu gibi ödül verenle alanın birinin anyaya diğerinin Konya’ya gitmesi. Öğrenemedik gitti hep beraber arkadan gidiyoruz.

Gözüme pek sevimli gözükenler;

İbrahim Tatlıses’in bastonunu fırlatması, sahneye çıkması

Halil Sezai’nin saçları

Her adayın dev ekranda tek tek gösterilmesi

90’lar fikri

Yine geçen seneki dış ses sunuculuğu; tören sunucusu kıtlığımız varken daha risksiz hızlı bir sistem, Utku Görkem Kırdemir başarılıydı.

Zerrin Özer’in aynı fıkrayı aynı heyecanla anlatma çabası ve milletin gülmesini beklemesi.

 

Most Production’dan yeni dizi

 

Most Production'ın yeni dizisi "Küçük Hesaplar" Mayıs'ta Star'da. Başrollerde Mazhar Alanson ve Seray Sever’in olduğu bir sit-com. Daha şarkısından eğlenceli olacağa benzer;

 http://www.kucukhesaplar.tv/

 

Survivor tarihinin en istenmeyeni;

 

Merve Büyüksaraç

Hiçbir yarışmacının elenmesi şimdiye kadar bu kadar istenmemişti, hiçbir yarışmacının gitmesine bu kadar sevinilmemişti, hiçbir yarışmacıya bu denli öfke duyulmamıştı.

Aslında Survivor öyle bir ortam ki; gerçek bizleri ortaya çıkarıyor ve insan analizi yapma gücümüzü arttırıyor belki de.

Yazarın Diğer Yazıları

Ali Kemal Çınar: Zayıf yönlerini görüp bunun üzerine gitmek, ancak güçlü gördüğün yönlerinin varlığından cesaret alarak yapılabilir

Ali Kemal Çınar ile son filminden Kürt sinemasında birey olma sorunsalına, Diyarbakır'dan Türkiye Sineması'nın geleceğine uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik

Ulaş Tosun: Merhaba Canım'ın yarattığı etki, belki tasarlanmış estetiğin bir kere daha çöküşü olarak yorumlanabilir

Merhaba Canım benim için sansürün ve otosansürün tüm gücünü hissettiğim bir çalışma oldu

"
"