23 Haziran 2015

Bahtlar dönüşsün, izleyici mutlu olsun

Yaz döneminde adında 'aşk' geçen dizi sayısında patlama yaşanacak!

Dizi dizi inciler yine ekranlarımızda hafif bir hız kesişinden sonra yine hız kazandı.

Dizilerin yanı sıra; değişik birçok yarışma formatının da test sürüşleri yapılacak. Kanalların çoğu, ‘bir diziye o kadar para vereceğimize bir yarışma tuttursak da patlatsak’ telaşında olacaklar, Survivor gibi 7/24 yayınlayabileceğimiz bir formatımız olsa ah diyenler de eminim ki mevcut...

Adında ‘aşk’ geçen dizi patlaması yaşanacak. Özetle yine hunharca dizi ve program başlatıp kaldıracağımız dönemin yaz olanına girdik. Yine hızlı yayından kaldırmalar göreceğimiz çok net!

Hal böyle olunca efendim, yeni başlayan birkaç diziye birkaç önemli kavram üzerinden kısa bir bakış atayım zira ben bir diziye başlayıp devamını pek getiremez oldum. Ara verip tekrar başlayan pamuklara sarıp sarmalamak istediğim değerli dizim Beş Kardeş, Kara Para Aşk, Poyraz Karayel ve Filinta sezonun istisnalarıydı benim açımdan.

Okulda senaryo yazarlığı dersimizde ilk okutulan kitap Aristo’nun Poetika’sıdır. Onun üzerinden bütün çıkışlara varabiliriz. Buradan bütün dizilerimizi analiz edebiliriz.

Hamartia (Trajik Hata): Kahramanı seyircide istenen etkiyi uyandırabilmek için -ki bu istenen etki, seyircinin karaktere yakınlık duymasıdır- seyircinin ahlak duygusuna ters düşmemelidir. Tragedya kahramanı iyi olmalı, ama ondan ders alınacak zaafları ve yanlışları da yapısında barındırmalıdır. Yani iyi karakterin de bir hatası olmalıdır. İşte bu hataya hamartia, yani trajik hata denir. Oyun kişisini, tragedyanın sonundaki kaçınılmaz yenilgisine götürecek olan hamartiasıdır. Karakter yaptığı bir hatayla bahtında bir dönüşüm yaratır ve ortaya trajik bir durum çıkar. Seyircinin korku ve acıma duygularının harekete geçmesini destekleyen hamartia, genellikle elde olmadan yapılan bir hata, işlenen bir suçtur.

Baht Dönüşümü (Peripetia): Peripetia, karakterin alınyazısında ortaya çıkan bir baht dönüşümü. Bu peripetia ile hamartia arasında sıkı bir ilişki vardır. Trajik kahraman yaptığı hatayla (hamartia) yazgısında bir dönüşüme (peripetia) neden olur ve hareketler, düşünülenin tam tersine döner. Gidiş iyiden kötüye ya da kötüden iyiye olabilir.

Hamartia ve peripetia’ya en büyük örnek olacak dizimiz ilk aklıma gelen Adını Feriha Koydum. İzleyicinin en sevdiği tam da onun yaptığı trajik olan ya da olmayan hatalar sonucu bahtındaki dönüşümdü. Kanal D’nin yeni yaz dizisi Güneşin Kızları’nda da Güneş’in İzmir’den İstanbul’a yerleşip Haluk ile evlenip sınıf atlayarak kendisi ve kızlarının bahtını dönüştürmesini izleyeceğiz. Yine bir dönüşüm hikayesi ise Star TV’de başrollerinde Barış Arduç ve Elçin Sangu’nun olduğu Kiralık Aşk. Burada Defne ve Ömer’in aşk oyununu izliyoruz. Hatırlarsanız başrollerinde Keremcem ve Yasemin Ergene’nin olduğu Aşk Oyunu dizisiyle oldukça benzeşiyor. Garson olan Defne’nin tesadüfler sonucu ve aldığı kararlar sonucu bahtının dönüşecek olması bile şimdiden izleyiciyi ele geçirdi. Açıkçası akıcı bir senaryo ve cast ile çok başarılı buldum.

Final yapan Medcezir’de de bizi en çok cezbeden ana öğe Yaman’ın bahtının dönüşmesine şahit olmamızdı. Aynı şekilde Kiraz Mevsimi’nde Öykü’nün Ayaz ile tanışarak sınıf atlaması ve değişim geçirmesi gibi.

Yazın romantik komedilerinden ayrıksı duran Fox TV dizisi Sen Benimsin’de de piyanist Nağme’nin seçtiği aşk sonucu çiftliğe yerleşip başına gelen dönüşüme şahit olacağız. Perşembe günü Show TV’de başlayacak olan Fabrika Kızı’nda da bir gecede hayatı değişen Aylin’in alacağı kararların ona neler getireceğini izleyeceğiz.

Yani demem odur ki izleyici karakterlerin bahtlarının dönüşümlerine bayılıyor.

Senaristler, ne kadar döndürürse evirirse çevirirse bahtları, izleyici olarak o kadar mutlu oluyor ve izliyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları

Ali Kemal Çınar: Zayıf yönlerini görüp bunun üzerine gitmek, ancak güçlü gördüğün yönlerinin varlığından cesaret alarak yapılabilir

Ali Kemal Çınar ile son filminden Kürt sinemasında birey olma sorunsalına, Diyarbakır'dan Türkiye Sineması'nın geleceğine uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik

Ulaş Tosun: Merhaba Canım'ın yarattığı etki, belki tasarlanmış estetiğin bir kere daha çöküşü olarak yorumlanabilir

Merhaba Canım benim için sansürün ve otosansürün tüm gücünü hissettiğim bir çalışma oldu

"
"