20 Eylül 2016

Adana’da, festival mevsimine başlangıç

İyi ki sinema var... Oksijen lazım hepimize...

Darbe girişimini atlatmış yazın son virajını alıp eylüle çıktık ama gündemimiz hiç boş durmuyor.

Hep diyorum terör olmasa, erkek şiddeti var, nefret suçları var bu ülkede... Eğitimli eğitimsiz, bol kitap okuyan okumayan bir erkek güruhunun psikolojik ve fiziksel şiddetine, tacizine her an maruz kalıyorsunuz.

Hemşire Ayşegül Terzi’nin uğradığı yobaz şiddetinin faili pişkin gülüş ifadesiyle serbest kaldım diye sevinirken, sosyal medyada büyük tepki aldı. Ve sonrasında tekrar yakalandı. Sosyal medyanın bu konuda tepkisi büyüktü. Adalet de artık sosyal medyaya ses veriyor sanırım, ilginç bir ülke olduk...

Ülke gündeminden iyi ki sanat var diyerek bir nebze kaçıp nefes alabiliyoruz...

***

Eylül ile birlikte yine festival zamanı geldi. 23. Uluslararası Adana Film Festivali dün başladı. Festival, geçen sene tamamen iptal oldu diyemeyiz kısmen gerçekleşmişti. Geçen sene kaçırdık ama bu yıl da hem yerli hem yabancı çok iyi filmler var programda.

Ulusal yarışma seçkisine ilk baktığınızda; artık sadece minimal, sanat filmi değil, İftarlık Gazoz ve Nadide Hayat gibi gişe seyircisini de cezbetmiş filmleri de görebiliyorsunuz.

Yarışmada, Erhan Tuncer’in “Ağustos Böcekleri ve Karıncalar”, Mehmet Can Mertoğlu’nun “Albüm”, Kıvanç Sezer’in “Babamın Kanatları”, Handan Öztürk’ün “Bana Git De”, Hiner Saleem’in “Dar Elbise”, Çağdaş Çağrı’nın “Geçmiş”, Yüksel Aksu’nun “İftarlık Gazoz”, Reha Erdem’in “Koca Dünya”, Güven Beklen’in “Mehmet Salih”, Çağan Irmak’ın “Nadide Hayat”, Derviş Zaim’in “Rüya” ve Cemil Ağacıkoğlu’nun “Tarla” isimli eserleri yer alıyor.  

Reha Erdem, şimdiden en iyi film ve yönetmeni alır gibi geliyor. Bu filmi filmografisinin de en iyi filmi olacak sanırım. Ulusal yarışmada ödül dağılımı, ağırlıklı olarak Koca Dünya ve Albüm arasında olur.

Uluslararası seçki çok güçlü, özellikle bu filmler kaçmaz: La fille inconnue ( Dardenne Kardeşler), I, Daniel Blake (Ken Loach), Julieta (Pedro Almodovar), Toni Erdmann (Maren Ade), Frantz (François Ozon), Sieranevada (Cristi Puiu), Captain Fantastic (Matt Ross), Eshtebak (Mohamed Diab).

 Pazar günü müthiş bir törenle büyük üzüntüyle uğurladığımız bir düşün ve sanat insanı Tarık Akan’ı etkinliklerle anıyor festival. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü yaptığı açıklamada: “Bu yılın En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nün kısa süre önce kaybettiğimiz usta oyuncu Tarık AKAN anısına verilecek. Ayrıca, Burçak Evren tarafından Tarık AKAN sineması üzerine bir kitap hazırlanıyor. Festival kapsamında Akan’ın rol aldığı “Hababam Sınıfı”, “Canım Kardeşim”, “Bizim Aile” ve “Eylül Fırtınası” filmlerin gösterimleri de gerçekleştirilecek. Akan için hazırlanan özel bir VTR ise, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması finalist filmlerinin gösterimlerinden önce izleyiciye sunulacak” dedi.

25 Eylül’e kadar devam edecek festivalde 250 film, 636 gösterimle izleyiciyle buluşacak.

İyi ki sinema var... Oksijen lazım hepimize...

Yazarın Diğer Yazıları

Ali Kemal Çınar: Zayıf yönlerini görüp bunun üzerine gitmek, ancak güçlü gördüğün yönlerinin varlığından cesaret alarak yapılabilir

Ali Kemal Çınar ile son filminden Kürt sinemasında birey olma sorunsalına, Diyarbakır'dan Türkiye Sineması'nın geleceğine uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik

Ulaş Tosun: Merhaba Canım'ın yarattığı etki, belki tasarlanmış estetiğin bir kere daha çöküşü olarak yorumlanabilir

Merhaba Canım benim için sansürün ve otosansürün tüm gücünü hissettiğim bir çalışma oldu

"
"