Perşembe akşamı Star TV’de başlayacak olan Kardeş Payı dizisini özel gösterimde dün akşam izledim.
Öncelikle belirteyim ki gerçekten şu kısır ağlamaklı ağdalı diziler silsilesi arasında bu iş bir vaha olmuş adeta. Bir yandan da anlatması zor bir iş, çünkü çok güçlü bir iş.
Şu an sinema salonlarını Düğün Dernek ile yıkan, daha önce Ramazan Güzeldir, Üsküdar'a Giderken, Çalgı Çengi, İşler Güçler’i yapan ekip bir önceki dizileri İşler Güçler ile başlattıkları televizyon devrimine devam ediyor, hem de İşler Güçler’in üstünde bir iş çıkararak. İşler Güçler’de kendilerini oynayan oyuncular bu kez farklı rollerle karşımızda.
Kardeş Payı, hem samimi bir aile dizisi hem de hayallerini gerçekleştirmeye çalışan güzel dünyaları olan insanların dizisi. Üç kardeş var hikayede, Metin Ali ve Feyza. E haliyle aklımıza hemen Beşiktaş’ın efsane üçlüsü Metin-Ali- Feyyaz geliyor. İsimler de oradan zaten fanatik Beşiktaş taraftarı olan baba üçüncü kız olunca Feyza koymuş.
Feyza’yı oynayan Behzat Ç.’den sevdiğimiz Seda Bakan, açıkçası adını ilk duyduğumda ufak bir acaba dedim ama Selçuk Aydemir onay verdiyse tamamdır da dedim. Gerçekten de çok iyi oynamış, ona da bayıldım.
Ahmet Kural ve Murat Cemcir ise Ahmet Kural ile yıllar önce röportaj yapmıştım, kesin jön olmalı derken o Selçuk Aydemir sayesinde üstün komedi yeteneğini sergiledi. Murat Cemcir de örneğin Zeki Demirkubuz’un Yeraltı’sında bir dramda rol aldı. Yani şu tartışmasız bir gerçek ki her ikisi de gerçek oyuncular, oyunculuğun her alanında, her türde kendilerini ispatlamış ve aşacak yetenekteler.
Baba karakteri Tahsin’i ise benim Tayfun Pirselimoğlu filmleri ve son olarak Gözetleme Kulesi ile sevdiğim Rıza Akın canlandırıyor. Ama ne canlandırma ne oyunculuk... Akın’ı daha önce dizilerde ve sinemada hep dramada izledim, komedide şaşırtıcı. Fazla tüyo vermeyeyim, 60’ından sonra kendisine bakmaya başlayan, enteresan babaya da hayran kaldım.
Ailenin annesi ise Bizimkiler ile çocukluğumda yer etmiş değerli isimlerden biri Ayşe Kökçü. Onu da sanki yıllardır o anneymiş gibi izledim, bütünleşmiş.
Şinasi Yurtsever deyince aklıma Düğün Dernek’teki gelinlik sahneleri geliyor ve hala gülüyorum yine çok iyi bir tiplemeyle geliyor. Dizinin ağır toplarından yine.
Mahşer-i Cümbüş’ten Ayhan Taş da dizinin en güldürenlerinden.
Ekranlarımızın beyefendisi Ali İhsan Varol ise oyunculuğuyla gerçekten iyi kötü olmuş ama ben yine onu biraz naif buldum çünkü biz ona öyle alışmışız sevmişiz. Daha kötü olmalı gibi geldi bana. Bu arada onu yine ekranda Kelime Oyunu ya da başka formatlarda görmeyi çok istiyorum.
Dizide, üzerinde durulması gereken yeni yetenekler yine var, özellikle çırak çocuk oyuncu ve Feyza’nın yanında çalışan ona aşık karakter. İleride çok dikkat çekip konuşulacaklar.
Dizi gerek jeneriğiyle gerek kurgusuyla yine farkını gösteriyor. Özel green box geçişleri çok başarılı. İki jenerik var, biri çok şaşırtıcı masalsı başlıyor, bir aradan sonra ikinci jenerik ile şaşırmaya devam ediyorsunuz. Jenerikler baştan aşağı özgün ve çok yaratıcı.
İşler Güçler’de çok sevilen ve diziyle bütünleşen o özel “fıtı fıtı” efektleri ise yine kullanılıyor.
Dizide Gezi olayları ve medya göndermesi de var, dizilerde yer alan bant reklamlar göndermesi de...
Selçuk Aydemir, Onay Durgun ve Çağlar Yurt (ki biz onu İşler Güçler’de Osman Edip Tekin olarak biliyorduk, takma ismiymiş) perspektifli karakterlerle karşımızda. Bu dünyayı öyle güzel öğelerle örmüşler ki... Dizinin ilk bölüm finalinde bunu hissedeceksiniz. Bilim- kurgu türünün göstergelerini ise ilerleyen bölümlerde göreceğiz...
Metin-Ali kardeşler hedefleri olan, dünyaya barış ve mutluluk getireceğini düşündükleri icatlarını gerçekleştirebilecekler mi bilmem ama televizyon- dizi dünyasına barış ve mutluluk getirecekler kanımca.