CHP’nin ruhu geçmişte mi gelecekte mi?
Kaset skandalıyla lider değişikliğinin yaşandığı kurultaydan başlayarak hem parti örgütünde, hem liderliğinde hem de parti kamuoyu ve medyada yaygın bir Bülent Ecevit figürü ve o döneme atıf gözleniyor. Artık Kemal Kılıçdaroğlu mitinglerde ve halkla temas ortamlarında kasket takıyor. Peki, Bülent Ecevit ya da O’nun şahsında simgeleştirilen 1977 seçimlerindeki yüzde 41,4 oy oranını tekrar yakalama arzusu gerçekçi ve geçerli mi?
Ecevit’in kasketiyle simgeleşen 77 seçimlerinin ana sloganı “düzen değişikliği” ve “toprak işleyenin su kullananın” idi. 70’lerde Ecevit’le başlayarak, kasketle simgeleştirilen köylü seçmen yüzde 62 idi, bugün ise bu oran yüzde 24. Üstelik bu kırdaki yüzde 24 içinde dörtte bire yakını CHP’nin artık hedefinde olmayan Kürtler. O gün köylü sayılabilecek bir toplum bugün kentli. İşin esprisi belki ama kasket takanların oranının nerelere kadar düştüğü de başka bir konu.
Yani kasketin ve toprak işleyenin iddiasıyla sınırlanmış o günün sol anlayışının hedefi olan o günün kitlesi ile bugünün kitlesi arasında oldukça ciddi karakter farkı vardır. CHP yönetiminin bu karakter farkının ne olduğunu önce anlamaya çalışması gerekir.
Yine simgeleştirilen Ecevit dönemi ve Ecevit iddialarından hala bugün bile değer taşıyan hangi iddia ve programlar var, bu iddia ve programlardan hangilerinin içi sloganlar dışında somut olarak doludur, ya da bugün içlerini doldurmak için ne yapmak gerekir gibi bir dizi soruya daha cevap bulunması gerekir.
Türkiye değişti
Kaldı ki somut bütün veriler Türkiye insanının 1970’lerin insanı ile aynı olmadığını göstermektedir. Nüfusumuz o güne göre iki katı artmış iken, toplumun ve birey olarak seçmenlerin karakterindeki temel değişikliklere bakmak gerekir.
Bu günün seçmeninin yüzde 42’si 12 Eylül darbesi sonrasında doğmuştur. O günün seçmeni ortalama 2,8 yıl eğitimli iken bugünün seçmeni 7,8 yıl eğitimlidir. O gün hiçbir eğitim almamış nüfus yüzde 59 iken, bugün yüzde 10’a düşmüştür. O gün lise ve üniversite eğitimi almışlar yüzde 5 iken, şimdi yüzde 37’dir. O günküler daha TV ile bile tanışmamışken, bugün yüzde 36’sı bilgisayar, yüzde 34’ü internet kullanmakta, yüzde 30 hanede internet bağlantısı bulunmaktadır. Hala kasketleriyle var oldukları sanılan kırlarda bile internet kullanım oranı yüzde 17,6’dır. (TUİK Bilgi Toplumu İstatistikleri 2010)
Gösterge |
Birim |
1970 |
2009-10 |
Nüfus |
1000 kişi |
35 321 |
72 561 |
Seçmen |
1000 kişi |
16 798 |
49 495 |
Kırda yaşayan nüfus oranı |
yüzde |
62 |
24 |
Doğduğu yer dışında yaşayan, göç etmiş nüfus |
yüzde |
|
30 |
12 Eylül darbesi sonrası doğmuş nüfus |
yüzde |
|
67 |
12 Eylül darbesi sonrası doğmuş seçmen |
yüzde |
|
42 |
25 yaş üstü nüfus ortalama eğitim süresi |
yıl |
2,8 |
7,8 |
Hiç eğitim almamış nüfus |
yüzde |
59 |
10 |
Lise ve yüksek eğitim alanlar oranı |
yüzde |
5 |
37 |
Bilgisayar kullanan nüfus |
yüzde |
|
36 |
İnternet kullanan nüfus |
yüzde |
|
34 |
İnternet bağlantısı olan hane |
yüzde |
|
30 |
Telefon Abone |
Bin |
377 |
16.500 |
Cep telefonu abone |
Bin |
|
62.800 |
Yurt Dışına giden yurttaş |
1000 kişi |
560 |
8.246 |
Gelen Turist |
1000 kişi |
725 |
30.929 |
O gün kamu kurumları dahil telefon abonesi sayısı yalnızca 377 bin iken, bugün sabit hat abonesi 16,5 milyon, mobil hat abonesi 62,8 milyondur. O gün yurt dışına giden/gidebilen yalnızca 560 bin iken bugün 8,2 milyon, gelen turist 725 bin iken bugün 30 milyondan fazladır.
Bu toplumun yüzde 45’i 12 metropolde yaşamaktadır artık. Bu toplumun bilgisinin, becerisinin, görgüsünün, derdinin, hayalinin hala o günlerdekilerle aynı olduğunu düşünmek haksızlıktır. CHP’yi bilemem ama toplum ruhunu geçmişte değil, gelecekte aramaktadır.
Üstelik ne seçmenin bireysel belleği ne de toplumsal bellek beyaz, boş bir sayfadır. CHP ve yönetimi kendi belleğinde yeni bir sayfaya geçme iradesini beyan edebilir ama bunun seçmen gözünde bir karşılığının olması ancak gerçekten farklı iddialar, sözler, siyaset tarzı ve örgütle mümkündür.
Yarın: Sonuç