22 Temmuz 2010

Parayla saadet olmazmış

Kutuplaşmanın duygularımızı da değerlendirmelerimizi de nasıl etkilemekte olduğunun bir başka göstergesi...

Haber şöyle: “Araştırma şirketi Gallup, 2005-2009 yıllarında 155 ülkede yaptığı mutluluk araştırmasını açıkladı: En mesutlar Danimarka'da, en bedbahtlar Togo'da, Türkiye yüzde 13 'memnuniyet'le 103'üncü... Araştırma ‘iyi hissetmenin’ iki boyutu göz önüne alınarak yapıldı.
Katılımcılara ilk olarak hayatlarından genel olarak memnun olup olmadıkları soruldu. Daha sonra her katılımcıya bir önceki gün nasıl hissettiği soruldu.”
Bizim ilintili bazı bulgularımızı da benden dinleyin:
Eğer ülkemizdeki tüm insanları gelir ve refah bakımından 5 gruba ayırırsak, en düşük 1, en yüksek 5 olmak üzere, siz kendinizi hangi dilimde görüyorsunuz? 
Eğer aynı şekilde mutluluğu da deminki gibi 5 kademeli düşünürseniz, genel hayat şartları bakımından kendinizi ne kadar mutlu hissediyorsunuz?
 

Eğer ülkemizdeki tüm insanları gelir ve refah bakımından 5 gruba ayırırsak, en düşük 1, en yüksek 5 olmak üzere, siz kendinizi hangi dilimde görüyorsunuz? 

Eğer aynı şekilde mutluluğu da deminki gibi 5 kademeli düşünürseniz, genel hayat şartları bakımından kendinizi ne kadar mutlu hissediyorsunuz?  

1. dilim (en düşük)

17%

Çok mutsuz

5%

2. dilim

33%

Mutsuz

16%

3. dilim

45%

Ne mutlu ne mutsuz

42%

4. dilim

4%

Mutlu

34%

5. dilim ( en yüksek)

1%

Çok mutlu

3%

Toplam

100%

Toplam

100%


Gördüğünüz gibi ülkemizde insanların yüzde 17’si kendini en düşük gelirli dilimde görüyor. Yüzde 45 insanımız kendini orta sınıf olarak değerlendirirken, kendini üst gelir gruplarında görenler yalnızca yüzde 5 oranında.
Mutluluk duygusuna gelince, yüzde 5 çok mutsuz, yüzde 16 mutsuz, yüzde 34 mutlu, yüzde 3 çok mutlu hissediyor.
Bu iki veriye bir arada bakınca, en önemli bulgu, insanımızın kanaatkâr olduğu. İnsanlar gelir olarak kendini alt gelir dilimlerinde görseler bile mutluluk duyguları gelire göre daha yüksek. Nitekim ileri analizler yapıldığında gelir seviyesi mutluluk duygusunun yalnızca yüzde 10’unu açıklayabiliyor.

En mutsuzlar kimler?
Erkekler kadınlara nazaran biraz daha mutsuz, yaş büyüdükçe mutsuzluk duygusu artıyor, işsizler ve işçi olarak çalışanlar en mutsuzlar iken, üst düzey çalışanlar, küçük esnaf ve çiftçiler biraz daha mutlu. Kürtler Türklere göre, Aleviler Sünnilere göre daha mutsuz. Lüks binalarda ve sitelerde oturanlar mutlu iken varoşlarda oturanlar mutsuz. Kırlarda oturanlar kentlerde ve metropollerde oturanlara göre daha mutlu.
İşte ilginç ve bomba bulgu: siyasi tercih ile mutluluk duygusu arasında da bir ilişki var. CHP’liler, MHP’liler ve BDP’liler enikonu mutsuz iken Ak Parti’liler mutlu. Kutuplaşmanın duygularımızı da değerlendirmelerimizi de nasıl etkilemekte olduğunun bir başka göstergesi.
Haberleri izlemek için tercih ettiği haber kanalıyla mutluluk bağlantısı bile oldukça ilginç bir tablo gösteriyor ama konumuz medya değerlendirmesi olmadığı için bunu not edip geçelim.

Mutluluğu ne etkiliyor?
Mutluluk duygusunu tek başına açıklayıcı bir faktör yok. Mutluluk duygusu sonuç olarak öznel ve sübjektif bir duygu hali. Yani herkesin etkilendiği unsurlar, algıları ve beklentileri oldukça farklı. Fakat son yıllardaki batıdaki çalışmalar da gösteriyor ki algılar, beklentiler ve duygular gibi sübjektif unsurlar somut koşullardan daha etkili. Sanayi toplumu sosyolojisine göre gelir, eğitim, kentli olmak gibi somut verilerin algılarımızı da doğrudan etkileyeceği varsayılırdı. Ama şimdi biliyoruz ki bu tür somut koşullar elbette etkili fakat tek açıklayıcı değil. Örneğin gelir seviyesi mutluluk duygusunu istatistikî olarak yalnızca yüzde 10’unu açıklama gücüne sahip.
Hâlbuki siyasi tercih de mutluluk duygusu üzerinde aynı istatistikî ağırlığa sahip fakat bu ilişki negatif yönde çalışıyor. Yani Ak Partililer siyasi değerlendirmeleri sonucu mutlu değil, fakat CHP’liler ve diğerleri siyasi değerlendirmeleri sonucu mutsuzlar.
Bize özgü denilebilecek önemli bir ilişki de dindarlık seviyesi ile mutluluk duygusu. Dindarlık seviyesi yükseldikçe mutluluk seviyesi de artıyor. Dindarlık, aynen gelir seviyesi kadar mutluluk duygusu üzerinde istatistikî açıklayıcılığa sahip.
Parayla saadet olmaz diyen atalarımız haklı galiba.

Yazarın Diğer Yazıları

"Türkiye’nin Değişen Yüzü": Değerler, toplumda eskisi kadar açıklayıcı değil

Veri Enstitüsü’nün geçen hafta yayımladığımız “Türkiye’nin Değişen Yüzü 2024” araştırması, bu zaman aralığında ve bu ulusal, bölgesel ve küresel dinamikler içinde “değerlerin” eskisi kadar açıklayıcı olmadığını gösteriyor

Kendi de korkuyor ötekini de korkutuyor: Kaygıda ortaklaşmış durumdayız, peki nasıl aşarız?

Her birimiz adeta arkası olmayan sandalyelerde oturuyoruz. Tanış olmadan ilişki ve selam mesafemizdeki kalabalıklarda kimseye değmeden, yaslanmadan, selamlaşmadan yaşamaya çalışıyoruz. Sırtımızı dayayacağımız akrabalar, hemşehriler, sosyal ağlar da dağılmış, herhangi bir sıkıntı anında başvurabileceğimiz kurumlar da…

Açılıma tepkisizliğin nedeni ne? İlgisizlik mi, toplumsal barış beklentisi mi?

Gündelik hayat yalnızca bireysel varlığımızı ve hayatımızı sürdürebilme gayretine dönüşmüş. Ortak hayatın meseleleri öncelikli ilgi alanımızda değil. Ancak toplumsal psikolojinin depresyon seviyesine kadar gerilemiş olması, Kürt meselesi gibi kadim meselelerde çözüme yakın olduğumuza işaret ediyor

"
"