23 Mart 2011

MHP seçmen tabanındaki dinamikler

Somut araştırma bulguları üzerinden iki gündür MHP seçmen tabanını tanımlamaya...


Somut araştırma bulguları üzerinden iki gündür MHP seçmen tabanını tanımlamaya çalışıyorum. Fakat toplumda ve MHP seçmen tabanında anket çalışmalarıyla kolayca tespit edilemeyecek değişimler de var. Örneğin değerlerdeki değişmeler birkaç kuşak alan değişmeler. 
Türkiye son otuz yıldır müthiş bir iç göç yaşıyor. Seksenli yıllar öncesinde köylerde yaşayan nüfus yüzde 60 mertebesinde iken, şimdi yüzde 20’lere düştü. Nüfusun yüzde 45’i on bir metropolde yaşıyor. 
Gündelik hayatın ritmindeki toplumsal ve siyasi hayattaki değişimleri sık sık yazıyorum. Hepimiz de kendi hayatlarımızda bunları yaşıyoruz, gözlüyoruz.
İç göç ve kentleşmenin en önemli sonuçlarından bir tanesi geleneksel değerlerdeki çözülme ve değişim. Geleneksel değerler ve referanslar çözülürken, eğitim, meslek, sosyal güvenlik, barınma ve iş gibi birçok mağduriyeti olan bireyler kentlere yığılıyor. Hukuk, dayanışma, örgütlenme türü toplumsal sistemler de eksik ve güne uygun değil ise bireyler yeni referanslar arıyorlar. 
Yeni kentlerde, yeni mahallelerde, yeni toplumsal ilişkiler gelişiyor, yeni dayanışma ve ilişki yolları ürüyor. Bu değişimin içinde kültürel kimlikler, din ve dini referanslar gündelik hayatın içinde eskisinden daha fazla güçlü hale geliyor. 

Değişen muhafazakârlık referansları 

Kısaca geleneksel değerlerden beslenen muhafazakârlığın referansları geleneklerden dini referanslara doğru kayıyor. İşte son yıllarda din mi yükseldi, muhafazakârlık mı yükseliyor tartışmalarını yaratan da bu dinamik.
Muhafazakârlık artmıyor. Olan şey, muhafazakârlığın geleneksel referanslardan, dini referanslara dönüşüyor olması ve geleneklerden beslenene muhafazakarlığın dini referansların ağırlıklı olduğu muhafazakarlığa dönüşmesi. 
Bu gelişme ise MHP’nin en güçlü toplumsal tabanı olan geleneksel muhafazakârlığın kitlesel boyutlarını azaltan bir durum. Yani MHP’nin tabanında sosyolojik bazı gelişmeler daralma yaratıyor.
Muhafazakârlığın referanslarının değişmesi, dini referansların ağırlık kazanması süreci Ak Parti ile başlamış bir süreç değil. Ak Parti bu süreçlerin nedeni değil, sonucu. Fakat Ak Parti iktidarı ve bazı politikaları bu süreci hızlandırıyor, daha çok da dini muhafazakârlığın içindeki siyasileşmeyi çoğaltıyor ve güçlendiriyor.

Ak Parti’nin kapsama alanı genişliyor  

Öte yandan da bu süreçlerin sonuçlarından ve iktidardaki sekiz yıldan sonra Ak Parti özellikle sosyal devlet politikalarıyla, Kürt meselesindeki şoven diliyle, BDP’ye karşı olan siyasi tavrıyla, Davos,Mavi Marmara benzeri güncel siyaset konularında ulusal gururu ve şoven duyguları okşayan davranışlarıyla kapsama alanını dini muhafazakârlar kadar geleneksel muhafazakârlığa doğru da genişletiyor.
Dolayısıyla MHP seçmen tabanında, sosyolojik olarak Ak Parti’ye doğru bir hareket olurken, üst siyasal zeminde de Ak Parti siyasal kapsama alanının MHP tabanına doğru genişletiyor. Doğal olarak da bu çift yönlü hareket MHP tabanını küçültüyor.

MHP baraj riski boşuna değil

MHP tabanındaki ve seçmenindeki siyasi hareket yalnızca Ak Parti ile de kısıtlı değil. 2007 Seçimlerinde MHP’nin aldığı yüzde 14 oyun bir kısmı modern hayat tarzına sahip olan, laik değerlerin ağırlıklı olduğu kesimlerdeki Ak Parti karşıtlığı, Baykal CHP’si memnuniyetsizliğinden de kaynaklanıyordu. CHP seçmen tabanındaki ulusalcı kesimin bir kısmı MHP’ye yönelmişti.  O günleri anımsarsanız CHP’li olduğu bilinen bazı yazarlar bile açık açık, Baykal memnuniyetsizliğini öne çıkararak MHP tercihlerini yazdılar, söylediler.  Kılıçdaroğlu değişikliği ile beraber CHP içindeki umut kabarmasının doğal sonucu olarak da MHP seçmen tabanından bir kısmının CHP’ye doğru kaymasını doğurdu.
Tabandaki sosyolojik hareket ve kayma MHP’yi de değişmeye, kapsama alanını genişletmeye zorluyor. Bir yandan da ağırlıklı olarak Ak Parti’nin kapsama alanını genişletmesi, CHP’de lider ve yönetim değişikliği gibi siyasi hareketlenmeler MHP için baraj riski çıkarıyor. 
Olan, tartışılan meseleyi MHP yönetimi komplolarla açıklamaya meyledebilir, tercih de edebilir ya da bu sosyolojik ve siyasi hareketlere nasıl ve ne cevaplar üreteceğini, kendini değişime nasıl uyduracağını düşünmeyi, olanları anlamaya çalışmayı tercih edebilir. Tabi ki MHP yönetiminin hangisini tercih edeceğini birkaç ay içinde göreceğiz. 

'MHP seçmeni kimlerden oluşuyor?' adlı yazı için tıklayın...
'MHP tabanının belirgin özellikleri nelerdir?' adlı yazı için tıklayın...

Yarın:
MHP siyasetinin tabanına etkileri 


Yazarın Diğer Yazıları

İktidarın yeni açılım süreci algı operasyonu mu? Hangi hedeflerden besleniyor?

İster içeriye dönük ister dışarıya dönük hedefle de olsa yeni bir açılım sürecinin kamuoyunun bir kısmının hayalini kurduğu kapsamda olmasını beklemek gerçekçi değil. Eğer Türkiye bu meseleyi çözmeyi gerçekten istiyorsa önceki iki açılımda nelerin eksik veya yanlış yapıldığını yeniden sakince değerlendirmek durumunda

Gezegenin ritmi değişti, sistemler tıkandı; toplumsal krizler yumağından nasıl kurtulacağız?

Askeri, siyasi, ekonomik ve toplumsal krizler yumağı içindeyiz. Gezegenin ritmi değişti, kaynaklar tükeniyor, su ve gıda krizi büyüyor, iklim değişikliği, kuraklık, çevre kirliliği, sağlık krizleri bildiğimiz yaşam ve üretim düzenlerinde varoluşsal bir krize neden oluyor

Küresel bölüşüm kavgası derinleşiyor, sıcak savaşlara dönüşüyor

Şimdilik ABD karşısında Rusya ve İran’ın askeri gücü ve kapasitesi çok geride. AB ve Avrupa da şimdilik ABD’nin siyasal, ekonomik, teknolojik ve askeri egemenliğini kabullenmiş durumda

"
"