Dün Sultan Murat Tugayı ile Feyleku’ş Şam ve Mutasım Tugayı gibi –Ankara’ya yakın, Suriye rejimine muhalif grupların Türkiye sınırının 4-5 km güneyindeki Baragit (Barak atı) köyünü Türk topçusunun koruması altında -12 Ocak’ta- IŞİD’ten (DAİŞ) temizleyip ele geçirdiklerini aktarmış, IŞİD’in buna Türk topçu mevzilerini döverek karşılık verdiğini belirterek, böylece Suriye Savaşı’nda önemli bir dönemecin geçildiğini söylemiştim.
Bu çerçevede, Azez-Cerablus arasının Suriye’nin kuzeyindeki savaşı kaybetmekte olan IŞİD’den temizlenip yerine Ankara’ya yakın cihatçı grupların ikâme edilmesinin Türkiye için bir “at değiştirme” operasyonu olarak kurgulanmış olabileceğini ve bunun önemli olduğunu vurgulamıştım.
Dün bu öneme paralel bir başka gelişme meydana geldi. Türkiye’nin yeni pozisyonundan epeyce rahatsız bir görüntü içindeki IŞİD, sabah 09.30 sıralarında Kilis’in Karataş Mahallesi'ndeki Eyüp Gökçeimam Ortaokulu'na Katyusha roketleriyle saldırdı ve bir kişinin ölümüne, 3 kişinin yaralanmasına yol açtı.
Bu gelişmenin hemen akabinde de Sultan Murat Tugayları, Azez-Cerablus arasını “kapalı askeri bölge” ilan etti. Halep’in kuzey kırsalında oluşturulan, rejim muhalifi Mare Operasyonları Odası’na bağlı faaliyet gösteren bu örgüt, sivillerin bölgeyi terk etmesi çağrısı da yaparak, “bundan böyle sivil halkın güvenliğinden sorumlu olmayacaklarını” da açıkladı.
Bu girişim, başta ABD olmak üzere Batılı müttefiklerini söz konusu koridorda “güvenli bölge” oluşumuna ikna edemeyen Ankara’nın diplomatik sahada yapamadığının ona yakın güçlerce askeri sahada gerçekleştirilme denemesi olarak görünüyor.
Geçtiğimiz hafta içinde Türkiye’ye yakın Düdyan (Düden) kasabası yakınlarındaki Kara Köprü, Kara Mezra, El Kirbe, Halfetli gibi köyleri ele geçiren Sultan Murat Tugayları 12 Ocak’taki Baragit’in (Barak atı) ardından son olarak da 17 Ocak pazar günü Yeni Yapan’ı IŞİD’in elinden aldı.
Halep’in kuzey kırsalında dün yani 18 Ocak’ta meydana gelen gelişmeler ise ilginç bir yöne doğru seyrettiğimizin habercisi. Dünkü yazımda geçen haftaki gelişmeler, bir vadede “Kuzey Suriye Türk Cumhuriyeti”ne gidecek bir yolun habercisi olabilir mi diye sormuştum. Henüz bu sorunun yanıtını bilmesek de, dünkü gelişmeler Kilis’in güneyinin şu aşamada bir zamanların Güney Lübnan’ına dönmekte olduğunu ortaya koyuyor. 2006 yılında Lübnan Savaşı’nda Hamas ve Hizbullah militanları Güney Lübnan topraklarından İsrail’e yaklaşık 4 bin civarında Katyusha roketi fırlatmıştı. (Sanırım İsrail’in Güney Lübnan’ı defalarca işgal ettiğini söylememe de gerek yok!)
Türkiye’nin Halep’in kuzeyindeki bölgelerden çok namlulu roketatarlarla (Katyusha) vurulmaya başlaması ister istemez akla bu benzerliği getiriyor.
Evet, artık Türkiye topraklarına havan mermileri değil, Katyusha roketleri düşüyor!
Azez-Cerablus hattının kuzey kısımlarında bu gelişmeler olurken, hemen güneyinde aynı hikayenin başka bir cephesi hüküm sürüyor. Malum, buranın aktif gücü YPG ve Ceyş el-Suvar gibi grupların bir parçası olduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG).
Daha önceki yazılarımda da belirtiğim gibi, IŞİD ve radikal cihatçı güçlerle savaşan SDG için Menbiç – El Bab koridorunun IŞİD’in elinden alınması çok önemli. Zira bu şekilde kuzeydeki Cerablus-Azez arasını bugün kontrol eden IŞİD unsurları güneyden, başkentleri Rakka’dan tecrit edilecek ve Türkiye sınırında bir cebe sıkıştırılmış olacak.
Dolayısıyla son derece stratejik iki mevzi olan Menbiç ve El-Bab’taki mücadelelerin hiç de kolay geçmeyeceğini bekleyebiliriz. Belki de I. Dünya Savaşı koşullarını andıran bir biçimde zaman zaman göğüs göğüse bir siper savaşı da söz konusu olabilir. Bu arada hemen belirtelim, El –Bab’a güneyinden Rus uçaklarının desteğindeki Suriye Ordu birlikleri yaklaşıyor. Şu an 8-10 km güneydeki Arran’dalar. Geçtiğimiz haftalarda Teşrin Barajı üzerinden Fırat’ı geçen SDG ise güneydoğudan Menbiç’e doğru ilerliyor. SDG geçtiğimiz hafta sonu itibarıyla Menbiç’e sadece 9 km mesafede idi.
Eğer ABD ile Rusya (ve belki de Türkiye) arasında Azez-Cerablus koridorunun kuzeyine yönelik bilmediğimiz, gizli bir anlaşma yoksa, SDG’nin Menbiç’i aldıktan ve bölgede güçlerini konsolide ettikten sonra Fırat nehri boyunca kuzeye Cerablus’a doğru ilerlemesi muhtemel.
Dolayısıyla “atlar değiştirildi,” ön hazırlıklar yapıldı ve ilgili güçler depar noktalarına gelmek üzereler. II. Dünya Savaşı’nda farklı güçlerin farklı istikametlerden Berlin’e ulaşacak ilk ordu olma mücadelesinde, yani “Berlin Yarışı”nda olduğu gibi, Suriye’nin kuzeyinde Cerablus’a doğru da bir yarış başlamak üzere.
- SON -
Twitter: @akdoganozkan