Mustafa Kemal Atatürk’ün dünyaya çevrecilik dersi verdiği Yalova’daki Yürüyen Köşk, Ata’nın Yalova’ya gelişinin 88’inci yıldönümü dolayısıyla ziyaretçi akınına uğruyor
Yürüyen Köşk içerisinde ise en büyük ilgiyi Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın bizzat el emeği göz nuru olan ‘suzeni’ işi yorganı görüyor. Atatürk’ün eşyalarının burada muhafaza edildiğini söyleyen Belediye Başkanı CHP’li Vefa Salman, 100 yıllık olduğu tahmin edilen yorganın para ile ölçülemeyecek değerde olduğunu söyledi.
Atatürk’ün Yalova’ya ilk defa 19 Ağustos 1929 yılında geldiğini, Ankara ve İstanbul’dan sonra en fazla zamanını burada geçirdiğini söyleyen Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman, Atatürk’ün ‘Benim Kentim’ dediği Yalova’yı çok sevdiğini söyledi.
Ata’nın Yalova’ya büyük önem verdiğini belirten Salman, “Atatürk, Yalova’yı bir şekilde doğduğu kent Selanik’e benzetiyor ve Yalova ile arasında korkunç bir duygu bağı, sevgi bağı oluşuyor. Ondan sonra da son kez ayrıldığı 1 Şubat 1938’e kadar 27 kez kalmak üzere, 17 kez günübirlik olarak geliyor. 270 gece, 313 gün Yalova’da geçiriyor. Yani Ankara ve İstanbul’dan sonra en fazla zamanını geçirdiği yer Yalova. Atatürk, Yalova’yı yeniden imar ediyor. Kocaeli’ye nahiye olarak bağlı olan Yalova’yı Atatürk özel emri ile deniz aşırı İstanbul’a bağlıyor. Bu zaten sevgisinin en somut göstergesidir. Baştan aşağı alıyor itfaiye teşkilatı kuruyor, PTT binası yaptırıyor, sıtma ile mücadeleye başlıyor, okulları yaptırmaya başlıyor ama bunların yanında burada en önemli şey doğaya verdiği önem” dedi.
DÜNYAYA YÜRÜYEN KÖŞK’LE VERİLEN ÇEVRECİLİK DERSİ
Atatürk’ün Yalova’da doğaya büyük önem verdiğini söyleyen Salman, bunlardan en önemlisinin ise Yürüyen Köşk olduğunu belirtti. Yürüyen Köşk ile Atatürk’ün tüm dünyaya 1929 yılında bir çevrecilik dersi verdiğini söyleyen Salman, “Çınarın dalı çatıya geliyor diye, dalı kesmek istiyorlar. Atatürk, ‘ağacı kesmeyin, köşkü yürütün’ diyor.
Köşk, 4 metre 80 santimetre kaydırılıyor. Bu bina ile Atatürk’ün bütün dünyaya verdiği bir çevre mesajı var. İlk ve tek örneği. Bu bir çevre abidesi. Bir dalın bile ne kadar önemli olduğunu gösteren bir abide. Ki 1929 yılında ne çevre kavramı var ne çevre bilinci var ne çevre mühendisliği diye bir meslek dalı var. O dönemden dünyaya bir mesaj veriyor. Onun nasıl bir lider olduğunun en güzel göstergelerinden biri bu abide” diye konuştu.
KÖŞKTEKİ EŞYALAR MUHAFAZA EDİLİYOR
Köşkün yoğun ziyaretçi aldığını söyleyen Salman, burada Atatürk’ün bizzat kullanmış olduğu eşyalarının muhafaza edildiğini bildirdi. Bu eşyalarla ilgili de bilgi veren Salman, “Köşkün içerisinde mutlaka görülmesi gereken objeler var. Örneğin Atatürk yemek kokusunu sevmediği için köşklerin hiç birisinde mutfak yok. Köşkün girişinde servis odası var. Onun dışında Türkiye’nin ilk yerden ısıtmalı binasıdır burası. O yıllarda jeneratörle aydınlatılmasına rağmen Atatürk’ün su ısıtma kabı, ekmek kızartma makinesi vardır.
Kendisine Karlovy Vary’de ikram edilen kahvenin orijinal fincanı vardır.
İçerisinde gramofon vardı ve çalışmıyordu. Onu da ustasına tamir ettirdik. İngiltere’de adına özel olarak 1928 yılında yapılmış, Türkiye’deki ilk Türkçe yazan, ‘Sahibinin Sesi’ yazan gramofon var. İki önemli birisi İtalyan Ressam Zonaro’ya ait, biri de Halil Paşa’ya ait tablo var. Bir de hepsinden de önemlisi, en büyük hatırası, manevi değeri ve tarihi bir hazine olan kendi annesi Zübeyde Hanım’ın kendi eliyle işleyerek ona hediye ettiği bir yorgan bulunuyor içeride. Yorganın değeri para ile ölçülemeyecek, manevi değeri çok yüksek. Bunlar burada mutlaka görülmesi gereken, Atatürk’ün bize bıraktığı en değerli miraslar” dedi.
ATATÜRK’ÜN ANA YADİGARI YORGANI
Müze Rehberi Esra Aykut ise yaptığı açıklamada Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım tarafından bizzat el emeği göz nuru olarak suzeni işi nakışla yapılan yorgan hakkında bilgi verdi. Yorganın ortalama 100 yıllık olduğunu, başka örneğinin bulunmadığını ve özel olarak muhafaza edildiğini söyleyen Aykut, “Ata’mızın çeyizi annesi Zübeyde Hanım tarafından hazırlanıyor. Sarı işlemeli yorgan Zübeyde Hanım’ın kendi el işidir. Özel bir iş, suzeni işidir bu. Tek tek elleriyle işliyor Ata’mız için annesi. Tığ ve kasnak yardımıyla yapılan suzeni işidir. El işinin göstergesi ise kimi yerlerde çok sık iken kimi yerlerde daha gevşektir. Bu da tamamen el işi olduğunun göstergesidir. Ortası ise çıkma yöntemi ile dikilmiştir. Ata’mızın çeyizini bu dolabın içerisinde muhafaza ediyoruz. Kesinlikle güneş ışığı görmemesi gerekiyor. Kurumuş ve sertleşmiş durumda olduğundan dolayı yıpranma olasılığı çok yüksek. Bu nedenle dolabın içerisinde özel şartlarda muhafaza edilmektedir” şeklinde bilgi verdi.
Yalova Belediyesi, içerisinde Atatürk'ün birebir ölçülerinde bal mumu heykelinin de bulunduğu Yürüyen Köşk’ün UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’ne alınması için iki yıldır çalışma yürütüyor.
Video: Zeynep BEŞERLER