12 Mart 2021 18:07
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı ‘Yeni Ekonomik Reform Paketi’ni yorumlayan uzmanlar, paketin ekonomik sorunlara çare olamayacağını, sorunların temelinde Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve ekonomi yönetimindeki kötü gidişat olduğunu ifade ederek, pakette sunulanların daha önce açıklanan ekonomik programlardan bir farkı olmadığını söyledi.
Eski Hazine Müsteşarı ve DEVA Partisi Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı İbrahim Halil Çanakçı ile ekonomist Cüneyt Akman, açıklanan ‘Yeni Ekonomik Reform Paketi’ndeki başlıkları ve paketin ekonomik sorunlara yaklaşımını T24 ekonomi yazarı Barış Soydan’a yorumladı.
Kendisinin de daha önce bir çok kez ekonomi programları hazırlama süreçlerinde yer aldığını belirten eski Hazine Müsteşarı İbrahim Halil Çanakçı, açıklanan paketin kendisine yeni görünmediğini ifade ederek “Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı hususları, geçen yılın eylül ayında açıklanan orta vadeli programdan daha sonra açıklanan 2021 yılı Cumhurbaşkanlığı Programı’ndan ve 11. Kalkınma Planı’nda açıklanan hususlardan çok farklı, yeni bir hukuk görmedim” dedi.
“Ayrıca Cumhurbaşkanı’nın mevcut duruma ilişkin değerlendirmelerinin de resmin tam olarak doğru okunmadığının göstergesi olarak değerlendirdim” diyen Çanakçı, “Bu hükümetin sizin benim anladığımız anlamda reform yapması mümkün değil. Çünkü bu hükümetle beraber Türkiye'nin hem yönetim sistemi değişti hem ekonomik model anlayışı değişti. Gelişmeleri model değişikliğinden bağımsız düşünemeyiz. Bunları düzeltmek aslında bu modelin ters düz edilmesi demek ama bu modelin ters düz edilmesi de mümkün değil. Çünkü bu model asında bir taraftan rant paylaşımına uzanan, bir taraftan siyasetin finansmanına uzanan boyutları var. Dolayısıyla bu hükümetin bu reformları yapması mümkün değil” diye konuştu.
“Burada gelmiş olduğumuz noktada vaatten çok icraat önemli ve bu icraati zamanında kararlı bir şekilde yapabilmek önemli” değerlendirmesinde bulunan Çanakçı, “Somut bir örnek verirsek, şeffaflık ve TÜİK’in ilişkili kurum haline getirilmesi konuşuluyor. Bakın daha dün işsizlik verileri açıklandı. Geniş tanımlı işsizlik oranları göstergelere eklendi. ‘İyi güzel dedik’ daha bunu söylemememizin üzerinden saatler geçmeden fiyat istatistikleri ile ilgili işgücü istatistikleri ile ilgili oluşturulmuş danışma kurulları lağvedildi. Hani bu ne perhiz bu ne lahana turşusu denilir ya tam onun gibi açıkçası” ifadelerini kullandı.
Reform meselesine biraz ön yargılı olduğunu dile getiren ekonomist Cüneyt Akman ise bugünün 12 Mart Muhtırası’nın yıl dönümü olduğunu hatırlatarak “12 Mart 50 yıl önce Türkiye'de rejime bir müdahalenin yapıldığı gün. 3 maddelik bir muhtıraydı. Birinci maddesi diyordu ki ‘derhal ekonomik ve sosyal alanda reformlar yapılmalı o reformlar yapılmadığı için biz müdahalede bulunduk.’ 12 Mart’ı unuttuk şimdi. Onun için ne zaman Türkiye'de bir reformdan bahsedilse benim bir gard alma istediğim doğuyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasında ‘makro ekonomik istikrar’ ve ‘yapısal reformlar’ vurgusu yaptığına dikkat çeken Akman, Erdoğan’ın aynı konuşmada ‘fiyat istikrarını bir kenara attık’ dediğini belirterek “Ben bir iktisatçı olarak fiyat istikrarını bir kenara attıktan sonra makro ekonomik istikrarda konuşulacak başka bir şey bulamıyorum. Neyini konuşalım sonrasında. Fiyat istikrarını konuşmadıktan sonra ortada bir makro ekonomik istikrar kalmaz” dedi.
Akman, pakete ilişkin çekincelerini dile getirirken şöyle konuştu:
“Buradaki ciddi sorun şu; bol miktarda komite, komisyon, koordinasyon kurulu falan duyduk. Zaten bunları tamamının defalarca bu iktidardan duymuştuk. 'Şunu merkezileştireceğiz , israfı önlemek için Cumhurbaşkanlığına bağlayacağız, bankaları daha fazla denetleyeceğiz' dendi. Zaten biz bu hallere böyle geldik. Konuşma hep yapıyoruz, ediyoruz şeklinde fakat bu söylenilen şeyler gerçekten şu anda yapılanların tam tersi.”
© Tüm hakları saklıdır.