"Yüzme bilmiyorum ve birşey olsa orada öleceğimden emindim"
Suriye iç savaşından sonra Avrupa'ya göçler binlere ulaştı. Rania Mustafa Ali'de bunlardan sadece biri, Ali'nin farkı ise tüm yolculuğunu kamerayla kayıt altına alması oldu.
Rania Mustafa Ali, film yapımcısı Aders Hammer ile tanıştıktan sonra, yolculuğunu filme almaya karar vermiş. Avrupa için savaş bölgesi, Rania Mustafa Ali için ise memleketten çıkış. Yaşam koşullarının imkansızlaştığı bir bölgeden, küçük bir sırt çantasına topladığı eşyalarıyla Avrupa'ya kaçıyor ve yaşadıklarını küçük bir kamerayla filme çekiyor. Bir pantalon ve birkaç t-shirt, Diş fırçası, Pasaport, en sevdiği John Greene'nin romanı ve Game of Thrones DVD'leriyle kanserden kaybettiği annesinin fotoğrafları.
Video içerisinde Rania Mustafa Ali'nin Suriye'den Türkiye'ye ve oradan 51 kişiyle beraber bir botla Ege denizini aşarak Makedonya'ya varışını izliyoruz. Rania, yüzme bilmediğini ve "Birşey olsa orada öleceğimden emindim" diyor. Makedonya'da gaz bombalarıyla karşılaşınca "Bu kadar zor olacağını tahmin bile edemiyordum. Sanki tekrar savaşın ortasına düşmüştük" diye konuşuyor.
Rania Mustafa Ali, arkadaşı Ayman'la birlikte sahte pasaportla Viyana'ya ulaşıyor ve bir yıldır burada yaşıyor. Kobane'de biri rahatsız 5 kardeşiyle yaşayan babasını, ailesini özlediğini ve burada çok yalnız olduğunu belirtiyor. Haftada beş defa Almanca kursuna giden Rania, yine de Avusturyalılarla bağlantıya girmenin ne kadar zor olduğundan yakınıyor. Herşey bittikten sonra gazeteci olmak istediğini ancak sadece üç yıllık oturumu olduğunu söylüyor.
Göçmenlerin hangi nedenlerden, koşullardan nasıl bir yolculuğa düştüklerini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.