Haberler

"Şakkadanak dolar satarım" diyen Necmettin Batırel: Türkiye 2022 yılında gerçekten uçacak

"Türkiye’ye sermaye yağacak’"

29 Aralık 2021 14:34

Dolar, TL karşısında yükselişini sürdürürken, 2017 yılında doların piyasadaki yükselişinin önlemesi konusunda "Merkez Bankası Başkanı olsam, 10 milyar dolar şakkadanak satarım! Şaşırır millet, dolar düşer" önerisinde bulunan Türkiye yazarı Necmettin Batırel, ''Türkiye 2022 yılında gerçekten uçacak. Yabancı yatırımcılar Türkiye’ye gelmeye başladı. Büyüyen ülkeye sermaye akımı yağar. Türkiye’deki doların yükselişi gördüğüm kadarıyla enflasyondan fazla olmayacak'' dedi.
 
Batırel, 2022 yılı için Türkiye ekonomisini değerlendirdi. Batırel, 2022 yılında Türkiye’nin uçacağını vurgularken, yabancı sermayenin gelmeye başladığını söyledi.
 
Batırel, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) bazı ekonomist ve yazarlar hakkında suç duyurusunda bulunması, dolardaki düşüş, kur garantili TL mevduatı ve enflasyon hakkında açıklamalarda bulundu.

"Türkiye’ye sermaye yağacak’"

2022 yılı için beklentilerini açıklayan Necmettin Batırel, şunları kaydetti:
 
''2022 yılında dolar, dünya para birimleri karşısında ABD’nin faiz artırım sürecine girmesiyle birlikte biraz değer kazanabilir. Bu normal olarak karşılanıyor. Omicron varyantının yayılması dolayısıyla beklentiler yavaş yavaş değişmeye başladı. ABD belki 3 değil, 2 faiz artışı yapabilir. ABD faiz artırsa ne olur, ABD’deki faizler şu anda 0 ila 0.25 civarında bulunuyor. Tüm dünya dolara endeksli bir ekonomi yürüttükleri için dolardaki hareketler kendi para birimlerini etkiliyor. Türkiye 2022 yılında gerçekten uçacak. Yabancı yatırımcılar Türkiye’ye gelmeye başladı. Japonlar gelmeye başladı. Geçen sene pandemi dönemi olmasına rağmen 14 milyar dolar Türkiye’ye gelmiş. Büyüyen ülkeye sermaye akımı yağar. İnşallah Türkiye’ye sermaye akımı yağacak. ABD de Türkiye ile ilişkilerini düzeltmek için bence yeni bir adım attı. Türkiye’deki doların yükselişi gördüğüm kadarıyla enflasyondan fazla olmayacak. Enflasyon ne kadar artarsa dolar o kadar artar."

"Kurların gevşemeye başlamasıyla algı operasyonu bozuldu"

Batırel, son zamanlarda dövizde yaşanan sert yükseliş ve sert düşüşü değerlendirdi:
 
''Uzun süredir Türkiye’nin dolardan çekmediği kalmamıştı. Dolar, TL karşısında çok ciddi baskı unsuru haline getirilmişti. Yılbaşında dolar 7.43 liraydı, 18 Aralık’ta 18.75 liraya kadar yükselmişti. Bu normal bir yükseliş değil. Bir ülkenin parasının değerini enflasyon belirler, enflasyon ne kadar yükselmişse paranın değeri o kadar düşmesi lazım. Beklentilerin hepsi yukarı doğru kırıldı. Korkunç bir algı operasyonu yapıldı. Türkiye krize sürükleniyor, enflasyon patlıyor, hükümet bankadaki dövizlere el koyacak gibi spekülatif ve insanları paniğe sevk edecek açıklamalar peş peşe gelmeye başladı. Sadece Türkiye’den değil, uluslararası banka ve fonların hepsi bu şekilde Türkiye’ye algı operasyonu başlattı. İçerideki aradıklarını buldu, yurtdışında yapılan yayınları tercüme edip Türkiye’ye servis ettiler.

"Merkez Bankası müdahale etmeseydi daha iyi olurdu"

İnsanlar paniğe sevk edilince dövize yöneldi, kurlar yükseldi. Kurlar yükselince haliyle enflasyon yükseldi. Kurların yükselmesi, Merkez Bankası’nın müdahale etmesini gerekli kıldı. Aslında Merkez Bankası müdahale etmeseydi daha iyi olurdu. Elindeki dövizleri harcamış oldu fakat kurlar sakinleşmedi. Kurlar sakinleşmeyince hükümet artık çok önemli bir karar aldı. Kur garantili TL mevduat hesabını devreye soktu. Bunun devreye girmesiyle beraber piyasalarda bambaşka beklenti oluştu. Zira herkes doların yükseleceğini ön görüyordu. Doların yükselmesi durdu.
Kur garantili TL mevduatı şu demek: Hükümet diyor ki, 'Döviz almanıza gerek yok, döviz aldığınız zaman elde edeceğiniz kazancı vatandaşa garanti ediyorum. Eğer TL hesabı açarsanız, farkı hazine ödeyecek. Döviz hesabınız varsa ve dövizi bozdurursanız farkı Merkez Bankası ödeyecek'. Bu birden bire beklenti değişimine yol açtı, kurlar gevşemeye başladı. Kurların gevşemeye başlamasıyla algı operasyonu bozuldu.''

"20 Aralık akşamı döviz satanlar uyanık davrandı"

20 Aralık akşamında dövizi nasıl hızlı düştüğünü açıklayan Batırel, ''20 Aralık akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ekonomik tedbirleri açıklamıştı. Türkiye’de piyasalar likit, artık 24 saat işlem yapılabiliyor. Dünyanın her tarafından ulaşılabiliyor. Bunu yapabilenler, doların düşeceğini gördükleri için sattılar. Bunu engelleyemezsiniz, cep telefonu ve bilgisayar üzerinden satıyor. Satanlar bence uyanık davrandı. Ertesi gün, ‘Kamu bankaları sürekli döviz satıyor, bundan dolayı döviz düşüyor’ dediler. Hiç alakası yok. Hazine ve Maliye Bakanlığı döviz satmadığını açıkladı. Tamamen bir algı operasyonu gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Çok kötü vaziyette yakalandılar. Türkiye’nin güçlenmesini ve ilerlemesini istemiyorlar. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Faiz sebep, enflasyon sonuçtur' diyor. Bunda son derece haklı. Yüksek faiz demek, yüksek maliyet demektir'' diye konuştu.

"Önümüzde 3 aylık bir kritik dönem var"

Batırel, önümüzdeki 3 aya dikkat çekti:
 
“Gördüğüm kadarıyla yepyeni bir dönem başladı. Önümüzde 3 aylık bir kritik dönem var. Perşembe günü açıklanacak rakamlarda, bireysel yerli yatırımcıların döviz mevduat hesapları ne duruma geldiğini göreceğiz. Şu anda 237 milyar dolar seviyesinde fakat bu rakamın 90 milyar doları şirketlere ait. 147 milyar dolar olarak bireysel vatandaşların döviz hesabı var. Eğer 140 milyar dolara düşerse 7 milyar dolarlık bir mevduat TL’ye çevrilmiş olacak. Normal şartlarda Merkez Bankası’nın rezervleri normal şartlarda artacak. Açıklanan sistem çok akıllıca. Hem insanları sakinleştirdi hem piyasadaki döviz yükselişini kesti hem de enflasyonu önledi. Kurlardaki artış önümüzdeki 3 ay sonunda tam kendini belli edecek.''

"Trump’ın ekonomik yaptırım kararlarına rağmen Türkiye’de ekonomik kriz yaşanmadı"

Batırel, sözlerine şöyle devam etti:
 
''Daha önce Türkiye’yi terörle terbiye etmeye çalıştılar. 40 seneden beri Türkiye’ye terör belasına bulaştırdılar, 300 milyar dolarımız gitti. 30 bin tane insanımız hayatını kaybetti. Terörden sonra şimdi ise dolar terörü yani ekonomik terör başladı. Gezi Parkı olayları olmadan önce Türkiye’de faizler yüzde 4.5 seviyesine kadar düşmüştü, enflasyon yüzde 7’lere gelmişti. Türkiye’nin ilerlemesini isteyen güçler otomatik olarak bize bunu empoze ettiler. Türkiye çok sağlam bir ülke, borçluluk oranı son derece düşük, bankalar son derece sağlam. Bu yüzden bütün darbelere karşı direndi. Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın ekonomik yaptırım kararlarına rağmen Türkiye’de bir ekonomik kriz yaşanmadı, bu çok önemli bir gelişme. Kriz demek; üretimin durması, insanların sokaklara dökülmesi ve iflasların başlaması demek.

"Türkiye doğru yolda ilerlemeye başladı"

Türkiye doğru yolda ilerlemeye başladı. Bugüne kadar uluslararası bankalar, fonlar ve yatırım bankaları Merkez Bankası’nı etkiledi. Merkez Bankası’nın aslında piyasaların önünde olması lazım. O, ne derse herkes onun peşinden gelmesi lazım. Bugüne kadar öyle olmuyordu. Uluslararası fonlar bir açıklama yapıyor, Merkez Bankası ona göre karar alıyor. Böyle bir şey olmaz. Niye bize karışıyor? Karıştırmamak lazım. Kendinizi geri planda tutarsanız, karşı taraf baskılı olur. O zaman Merkez Bankası geride kaldığı için onların dediği oluyordu. IMF’nin gelmesiyle beraber Türkiye’yi ithalata dayılı bir büyümeye soktular. O zamanda Türkiye gerçekten sıkıntılı bir döneme girdi. İthalat dayalı büyüme şu demek: Faiz yüksek, kurlar düşük. Kurlar düşük olduğu zaman Türkiye ithal cenneti oluyor. Ama cari açığımız artıyor, cari açık artınca da en ufak olumsuzluk halinde kurlar yükseliyor. Kurlar yükseldiği zaman Merkez Bankası faiz arttırma dışında başka türlü kurları düşüremeyeceğinin beklentisi içine giriyordu. Artık bu beklenti bugün değişti.''

"Doların değer kaybetmesinden değil, TL’nin değer kazanmasından son derece mutluyum''

Batırel, daha önce doları olanın servetinin mum gibi eriyeceğini açıklamıştı. Batırel, konuyla ilgili olarak, ''Mum gibi eridi, bunu göstergelere bakarak söyledim. Türkiye’nin bugünkü durumu ile doların 18,75’e çıktığı günkü durumu aynı. Ekonomik göstergeler son derece sağlam. Reel Sektör Güven Endeksi 106 seviyesinde. Kapasite Kullanım Oranı 78,7’ye yükselmiş vaziyette. Ekim ayında cari açık 3,1 milyar dolar fazla vermiş. Hazine kasım ayında 30,2 milyar lira fazla vermiş. Bütçe 11 ayda 42 milyar lira açık vermiş, daha önce 245 milyar liralık açık ön görülmüştü. Bütçe son derece sağlam. Merkez Bankası’nın rezervleri 125 milyar dolara ulaşmış, bankalarda şirketlerin 90 milyar doları var. Ülke böyle bir durumdayken TL neden değer kaybetsin? Tamamen balon ve spekülatif hareketler. Bende bu yüzden balon sönecek dedim, benle alay ettiler, paraşütsüz düşecek dedim yine alay ettiler. Sonunda haklı çıktı dediler. Ben doların değer kaybetmesinden değil, TL’nin değer kazanmasından son derece mutluyum'' şeklinde konuştu.

"Yapılan ekonomik hainlik"

BDDK’ın bazı ekonomist ve yazarlar için suç duyusunda bulunmasını değerlendiren Batırel, ''Bu adamların yaptıkları ekonomik hainlik. Türk parasını sat, git dolar al diyor. Merkez Bankası başkanlığı yapmış bir adam, Türk parasının istikrarını koruma için kararlar almış bir adam böyle bir şey söyler mi? Çok ayıp. Dolar al diyor. Niye al diyor, TL değer kaybetsin diye. TL değer kaybetsin ki enflasyon yükselsin. Enflasyon yükselince ne olacak? Halk bunalacak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uyguladığı olduğu politika sonuç vermemiş olacak, seçimlerde de mağlup olacak. Bu kadar saçma gerekçe olabilir mi? Sadece eski Merkez Bankası başkanı değil ki, milletvekili ve yazar-çizer takımı var. Bunlar dolar 30-35 TL olacak dedi, yanlış yaptılar. BDDK suç duyurunda bulundu. Suç duyurusu ne demek? Bunlar yaptıkları işlemlerle suç işlediler, bunları yargılayın ve cezasını verin demek'' ifadelerini kullandı.

"Özgür Demirtaş dolar yükselecek diyordu ancak şimdi ‘Sokak köpeklerini koruyalım’ diye tweet atıyor"

Batırel, gündemde olan ‘Şakkadanak’ ifadesiyle ilgili olarak, ''2017 yılında Ahmet Hakan’ın ‘Tarafsız Bölge’ programına konuk olmuştum. Programa Özgür Demirtaş Hoca’yı da çağırmışlardı. TRT’de yaptığım programıma konuk geldiğinde kendisiyle tanışmıştım. O zamanlar dolar 3.60 ile 3.70 civarında seyrediyordu. Ben bu dolar hareketinin spekülatif olarak değerlendirmiştim. Merkez Bankası o zamanın dolar kuruna müdahale etse, ‘Şak diye 10 milyar dolar satsa piyasa ne oldu der’ derdim. ‘Bir 10 milyar dolar daha satar sırtı yere gelir’ dedim, ‘Bir 10 milyar dolar daha satsa ondan sonra biter’ dedim. Biraz abartı yaptım. Merkez Bankası’nın müdahalede ne kadar kararlı olduğunu göstermek için bunu söyledim. Ahmet Hakan bunları, Özgür Demirtaş’a da sordu, o sırada Özgür Demirtaş çeşitli mimikler gösterdi. Daha sonra Özgür Demirtaş, Nisan 2021’de Merkez Bankası Necmettin Batırel’i dinlemiş dedi. Kendisi de dolar yükselecek diyordu ancak şimdi ‘Sokak köpeklerini koruyalım’ diye tweet atıyor. Gördüğüm kadarıyla son derece efendi, beyefendi, aklı başında bir adam'' açıklamasında bulundu.
 
Kaynak: İHA