31 Ağustos 2021 16:01
'Rolüm Ağır, Peki Senin Rolün Ne' projesi, obezitenin tedavisindeki görünmez engellerden damgalama ve ayrımcılığa dikkat çekti. Türkiye ve dünyada görülme sıklığı giderek artan obezite hastalığı, Dünya Sağlık Örgütü’nün en riskli hastalıklar sıralamasında ilk 10’da yer alıyor.
Obezitede damgalama ve ayrımcılığa karşı “Rolüm Ağır, Peki Senin Rolün Ne” projesi gerçekleştirilen basın toplantısı ile başladı. Proje, obezite hastalığının damgalama ve ayrımcılık tedavisinin önündeki görünmeyen engellere dikkat çekiyor. Projenin ilk adımında gazetecilerle bir araya gelen uzmanlar, ‘Obezitede Medyanın Rolü’nü ele aldı. Projenin ilk adımında ise ‘Obezitede Medyanın Rolü’ mercek altına alınarak, yıl içerisinde gazeteciler ile atölye çalışmaları düzenlenecek. Obezite hastalığı ile ilgili medyada yer alan haberlerde doğru görsel ve dil kullanımının etkisinin ele alınacağı bu çalışmalarla, damgalama ve ayrımcılığa karşı etkili bir adım atılması hedefleniyor.
Toplantıya Türkiye Obezite Araştırma Derneği Başkanı (TOAD) Prof. Dr. Volkan Demirhan Yumuk, TOAD Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Dilek Yazıcı ve Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü öğretim üyesi Reklamcılık ve Tanıtım Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Deniz Sezgin önemli bilgiler verdi. Kampanyanın lansmanı Çiçek Dilligil’in sunuculuğunda gerçekleşti.
Obezite son 12 yılda erkeklerde yüzde 107, kadınlarda ise yüzde 34 artış görüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Volkan Yumuk, “Bu artışın en önemli sebeplerinden biri de hareketsiz yaşam biçiminin giderek daha çok yaygınlaşmış olmasıdır. Bunun dışında genetik, epigenetik, çevresel, biyolojik ve psikolojik faktörler de obezitenin ortaya çıkmasındaki önemli etkenlerden birkaçıdır. Ülkemiz için de durumun tehlikeli bir boyuta gelmiştir” dedi.
Yumuk şunları kaydetti:
Damgalama ve ayrımcılık, obezite tedavisinin önündeki görünmeyen önemli bir engel. Obeziteli bireyler pek çok alanda ciddi problemler yaşarken bu durum onların obezite ile mücadelesini de olumsuz etkiliyor” dedi. Proje kapsamında bu amaçla ‘Obezite ile Mücadele Takımı’ olan o takım kuruldu. Yıl boyunca deneyimli uzmanlarla birlikte çeşitli atölyeler düzenleyecekler” dedi.
Obezitede Medyanın Rolü’nün öneminli olduğunu vurgulayan Yumuk, “Toplumda damgalama ve ayrımcılığın değiştirilmesinin uzun soluklu ve zor bir yolculuk olduğunun farkındayız ancak çıktığımız bu yolculuğun obeziteli bireyler için ne kadar önemli olduğunu da biliyoruz. Basın mensupları ile birlikte ilk adımı atacağımız bu yolda, eğitim ve iş hayatı, sağlık ve sosyal yaşam gibi konularda her yıl bir alana odaklanmayı hedefliyoruz. Yan yana mücadele ederek bu değişimin tohumlarını birlikte atarsak, değişimin çiçeklerini de yine hep birlikte göreceğimize eminiz”
Obezitenin kompleks bir hastalık olarak kabul edilmesi ve tedavisinin bu yaklaşımla yapılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Dilek Yazıcı şu ifadeleri kullandı:
“Tip 2 diyabet, hipertansiyon ve kalp-damar hastalığı gibi birçok ölümcül hastalığın yanında depresyon gibi psikolojik sorunları da obezite ile birlikte gözlemliyoruz. Obezitenin psikolojik etkileri ise obezite ile mücadeleyi önemli ölçüde etkiliyor. Damgalama ve ayrımcılığın psikolojik etkenler arasında önemli bir yere sahip”
Medyada obezite ile ilgili aktarılan doğru bilginin toplumdaki obezite algısının doğru oluşmasında ve yanlış bilgilerin ortadan kaldırılmasında oldukça etkili olduğunu da sözlerine ekleyen Prof. Dr. Dilek Yazıcı, gazetecilerin bu anlamda ağır bir role sahip olduklarını belirtti.
Obeziteli bireylerin hayatlarında pek çok alanda mücadele etmek zorunda kaldıklarını belirten Prof. Dr. Deniz Sezgin, “Damgalama ve ayrımcılık sorunu; sosyal hayatlarında kısıtlamaya gitmelerine, özgüven kaybı yaşamalarına, seyahat kısıtlamalarına ve hatta tedaviye başvurmamalarına ya da tedavilerini aksatmalarına neden olabiliyor. Obeziteli bireyler toplumda gizli engelliler olarak yaşamlarını devam ettirmeye çalışıyorlar” dedi.
Projenin çıkış noktası olan “Rolüm Ağır - “Obezitede Ayrımcılık ve Damgalama” kitabının yazarlarından olan Prof. Dr. Deniz Sezgin, “Gerçekleştirdiğimiz bu çalışma sayesinde obeziteli bireylerin eğitim, sağlık, sosyal hayat ve iş hayatı gibi alanlarda karşılaştıkları sorunlara daha yakından tanık olma imkanı bulduk” diye konuştu.
‘Obezite Medya Kılavuzu’nun, haberlerde kullanılan dil ve görsel araçlarla ilgili bir rehber olmasını istediklerini ifade eden Prof. Dr. Sezgin sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Bu yıl aynı zamanda obezite haberleri üzerine odaklandığımız bir medya analizi gerçekleştiriyoruz. Atölyelerden önce başlattığımız araştırma, atölyelerden sonra da devam edecek. 2022 Mart ayında ise medya analizi araştırmamızın raporunu sizlerle paylaşmayı hedefliyoruz. Bu çalışma sonucunda arzumuz, haberlerde kullanılan dilin değiştiği ve obeziteli bireyleri temsil eden olumlu görsellerin arttığı bir tabloyla karşılaşmak. Sizlerin göstereceği hassasiyet, toplumdaki damgalayıcı pratiklerin değişmesini mutlaka ki hızlandıracaktır”
“Basın çalışanlarının göstereceği hassasiyet ile toplumda damgalama ve ayrımcılığın önemli ölçüde azalacağını düşünüyoruz”
© Tüm hakları saklıdır.