12 Temmuz 2020 12:13
Bingöl ve Elazığ depremlerini bilen Bilim Akademisi Üyesi ve Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, muhtemel deprem beklenen yerlerin hangileri olduğuyla ilgili bilgi verirken “Marmara’nın altındaki arz kabuğu çatırdamaya başladı” dedi.
Görür, deprem endişesi yaşadıkları yerleri, "Birinci derecede olma olasılığı İstanbul var, kuzey Anadolu fayı üzerinde. Yine bu fay üzerinde, Erzincan Karlıova arası var, orada da en son deprem 1794, 7.1 büyüklüğünde bir deprem. Doğu Anadolu fayı üzerinde yine Karlıova Bingöl, aynı zamanda Çelikhan Erkenek, Kahramanmaraş Türkoğlu yöresi sıkıntılı olduğunu düşündüğümüz yer. Hatay civarı, Ölüdeniz üzerinde yine 1822'de orada da 7.4 büyüklüğünde bir deprem olmuştu. Bu saydığım yerler endişe ettiğimiz yerler. Çünkü, uzun zamandır depremler olmamış, fazla da zaman geçtiği için endişe ederiz. Deprem beklenen yerler listesine sokarız" şeklinde açıkladı.
Bingöl ve Elazığ Depremlerini bilen Bilim Akademisi Üyesi ve Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Türkiye’deki deprem gerçeğiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Mynette yer alan habere göre, Türkiye'de kentsel dönüşümün müteahhitlerin yolunu açtığını, afet ve risk yönetiminde eksikliklerin bulunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Naci Görür, kendilerinin depremin zamanını bilmediğini ancak bir yer bilimci olarak endişe ettikleri hususları dile getirdiklerini söyledi.
Bilim Akademisi Üyesi ve Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür'ün, açıklamaları;
Hem Düzce hem Gölcük depremleri, Marmara Depremi’ni tetikledi. Beklediğimiz deprem halihazırda tetiklenmiştir. 99 depremleri olmasaydı, biz bugün Marmara'da deprem bekliyor olmayacaktık.
Anadolu, iki fay boyunca (Kuzey Anadolu, Doğu Anadolu Fayı) Yunanistan'a doğru her yıl 2, 2.5 santim gelir. Bu hareket durmaz, durdurulamaz. Bu mekanizma en son 13 milyon yıl önce gerçekleşti, daha da devam edecek. O hareket devam ederken bir yerde takılır, kayalar gerilir, eninde sonunda patlar, deprem olur. Bunu şunun için söylüyorum, özellikle Gölcük depremi, o zaman zarfında Marmara'nın altındaki kabuğa 220, 250 senede birikmesi gereken enerjiyi yükledi. Zaten gerilmişti, Marmara'nın altındaki arz kabuğu çatırdamaya başladı.
Parson diye bir araştırmacı, Türk bilim adamları ile birlikte yayınladılar. Dediler ki, 99 Gölcük depreminden sonra her an olmak kaydıyla 30 sene içerisinde Marmara'da 7'den büyük bir deprem olma olasılığı yüzde 60'dan fazladır. Dolayısıyla Marmara'da deprem beklentisi bilimsel bir gerçeklik.
Silivri açıklarında olan son iki deprem, bizim kırılmasını beklediğimiz ve kırılırsa en az 7.2 deprem üreteceğini düşündüğümüz Kumburgaz fayının batı ucunda meydana geldi. Küçükte olsa etkisi büyük olabilir. Bunlar bir anlamda bardağı taşıran son damla olabilir. Bizim beklediğimiz Marmara depremini daha da öne çekebilir.
Marmara, deprem olduğu zaman (99 depremi) hiç bilemediğimiz bir denizdi. Bugün rahatlıkla söyleyebilirim, dünyanın en iyi bilinen iç denizi. Bu iş içinde milyonlarca euro araştırma projeleri oluşturduk. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden tek bir kuruş harcamadık. Uluslararası fonlarla başardık bir avuç insan, teknik üniversitede.
İstanbul'da tehlike ciddi. 10-15 bin ölümle bunu atlatamazsınız. 1 milyon 600 bin binanın yüzde 1'i, 16 bin bina yapar. Beklediğimiz depremde desek ki, İstanbul'daki depremde insanların yüzde 99'u burnu kanamadan çıkacak. Geriye kalıyor yüzde 1, 16 bin bina, rakamlar 500 bine çıkıyor. Yüzde 1'i de alma. Binde 25'i düşün. 4 bin binayı 4 katla çarpsan, her katta iki daire, 32 bin daire her daireye 4 kişiyi koy, yine 120 binleri bulacaktır. Öyle 10 bin ölümle bu doğru değil. Deprem veya herhangi bir afette en büyük tehlike, o tehlikenin cahili olmaktır.
İstanbul'u veya bir kenti depreme hazırlamak için önce yönetimi depreme hazırlamak lazım. Yani İstanbul'u yönetenlerin, Valilik, belediye veya bunlara bağlı kuruluşların, afet yönetimi nedir, risk yönetimi nedir, biliyor ve sindirmiş olmaları lazım. Depreme hazırlanacaksak, bilinçsiz bir halkla baş edemezsiniz. Yani halk, deprem öncesinde, deprem sonrasında ne yapacağını biliyor olması lazım. Halk eğitimi olmalı.
Kanal İstanbul depremi tetiklemez ama deprem Kanal İstanbul'u çok kötü etkiler. Böyle bir projeyi bir yer bilimci olarak doğru bulmuyorum. Bize çok pahalıya mal olabilir. Depremle bu yapının sınavı depremin bu yapıyı büyük ölçüde tahrip edebileceği gibi bir endişem var, geriye dönüşü olmayan sonuçlara yol açabilir. İstanbul için en sağlıklı proje insanların eve, anadoluya dönmesi projesidir.
© Tüm hakları saklıdır.