Gebze'nin Ovacık köyünde okulun hem müdürü, hem öğretmeni hem de hizmetlisi olarak çalışan dört yıllık öğretmen Hakan Mucuk, köy öğretmenliği için "Burada veliler şehirdekiler gibi çocukları yarış atına dönüştürmenin derdinde değil. Bu bizi biraz daha özgürleştiriyor. Ben özgürleştikçe çocuklar da özgürleşiyor" dedi.
İstanbul’a 70 kilometre uzaktaki, Gebze’nin Ovacık köyündeki tek ilkokulun dört birleştirilmiş sınıfında 19 öğrenciye eğitim veren öğretmen Hakan Mucuk, 1, 2, 3 ve 4'üncü sınıf öğrencilerine ders veriyor.
Hürriyet'te yer alan habere göre Hakan Mucuk, okulda neler yaptıklarını şöyle anlatıyor:
"İmkânlarımız kısıtlı. Şehirlerdeki okullar gibi laboratuvarımız, ayrı bir kütüphanemiz yok. Hep aklımda olan bazı yenilikler yapmak vardı. Bir gün okula Milli Eğitim’in görevlendirdiği bir rehber öğretmen geldi. Vedalaşırken onlarca okula gittiğini, böyle öğrenci grubuyla karşılaşmadığını söyleyerek, ‘Saygılılar, büyükler küçükler birbirlerine yardım ediyorlar’ dedi. Bunları duyunca ister istemez göğsüm kabardı. Benzer şeyleri sonrasında da duydum. Çocuklara ‘Hepinizin alnından öpüyorum. Beni çok gururlandırdınız. Dileyin benden ne dilerseniz’ dedim. Duvarları boyama gibi fikirler çocuklardan çıktı. Sosyal medyada bu istekleri paylaştım, ‘Biz bunları istiyoruz, mümkünse gönderin’ dedim. İki-üç saat içinde hiçbir eksiğimiz kalmadı.”
"Veliler şehirdekiler gibi çocukları yarış atına dönüştürmenin derdinde değil"
Hakan Mucuk köy öğretmeni olmanın kendisini özgürleştirdiğini söylüyor: “Şehirde çalışan öğretmenlerin sıkıntısı, veli ve idare baskısı. Burada veliler şehirdekiler gibi çocukları yarış atına dönüştürmenin derdinde değil. Bu bizi biraz daha özgürleştiriyor. Ben özgürleştikçe çocuklar da özgürleşiyor. Belki iki kelime eksik öğrenirler ama niyetim burada kendilerini tanısınlar, yeteneklerini keşfetsinler, hayvanları sevsinler. İki öğrencim var, büyüyünce çiftçi olmak istiyor. O çocuklar olabilecek en iyi çiftçi olsun. Havalar biraz düzelince kendi sebzemizi, meyvemizi yetiştirmeye başlayacağız.”