29 Eylül 2020 18:55
DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Anayasa Mahkemesi(AYM) Başkanı Zühtü Arslan arasında yaşanan tartışmanın Arslan’a bir gözdağı olduğunu söyledi. “AYM Başkanı Arslan’ın ülkede hukukun üstünlüğü ve adalet noktasında nasıl bir çığlık içerisinde olduğunu biliyorum” diyen Yeneroğlu, “Arslan, hukukun üstünlüğüne sahip çıktığı, Anayasa’nın gereğini yerine getirdiği ve Anayasa’yı daha fazla ezdirmemek için mücadele ettiği için böyle bir gözdağı ile karşı karşıya geliyor” dedi.
Yeneroğlu, HDP'ye yönelik operasyonu, İçişleri Bakanı Soylu ve AYM Başkanı arasında yaşan tartışmaları, İletişim Başkanlığı'nın yeni 'propaganda aracını', Osman Kavala davası ve gündemdeki diğer gelişmelere ilişkin Murat Sabuncu'nun sorularını yanıtladı.
İçişleri Bakanı Soylu’nun, AYM Başkanı Zühtü Arslan’a söylediği "Madem özgür bir ülkeyiz, ana caddelerde, sokaklarda özgürce yürüyüş hakkının ortadan kaldırılmasını onayladınız. Polis koruması almana gerek yok. Bisikletinle işe git gel bakalım” sözlerini hatırlatan Yeneroğlu, “Başka bir ülke olsa içişleri bakanı o gün istifa eder. Bu meselede Anayasayı ihlal var. Anayasa’nın 138. Maddesini ayaklar altına almış, ‘ben takmam’ diyor. Bir de kendi sorumluluk alanı ile ilgili bunu söylüyor. Efendim tek başına ülkede korumasız bisikletiyle dolaşabiliyor muymuş. Bu ne demek ‘ben görevimi yapmadım’ demek. Bunun gereği olarak istifa etmesi gerekirken çıkmış Anayasa Mahkemesi Başkanını suçluyor. ” diye konuştu.
HDP’ye yönelik ‘Kobani soruşturması’ kapsamında yapılan gözaltıları da değerlendiren Yeneroğlu, söz konusu operasyonunun hukuken sorunlu olduğunu daha çok siyasi bir iradenin kararıyla yapıldığını dile getirdi. 6-8 Ekim’de yaşananların toplumda ciddi yaralar açtığını aynı zamanda o dönemde sınırda yaşananların da gözönünde olduğunu belirten Yeneroğlu, “HDP’nin o dönemki açıklamasını siyaseten çok sorunlu buldum. Ahlaken de problemli buldum. Ancak bu hukuken suç teşkil ediyor mu bu çok ayrı bir konu. Suç teşkil ediyor idiyse de o zaman o dönem itibariyle neden bunun gereği yapılmadı. O da ülkemizin ne kadar siyasetin yönlendirmesi içerisinde hareket ettiğini net bir şekilde gösteriyor” dedi.
“Madem HDP ile PKK iç içe o zaman burası bir hukuk devleti ise gereğini yapın, değilse de meşru bir siyasi partiyi devamlı kriminalize etmekten artık vazgeçin” diyen Yeneroğlu, “Siyasi iktidar devamlı ‘Demoklesin Kılıcı’nı HDP’nin üzerinde tutup HDP’nin içerisinde başta Ayhan Bilgen gibi toplumun geniş kesimlerinin de takdirini toplamış, hukuksuz noktasında hiçbir eylem iddiasında bulunmasının söz konusu olmayan bir insan olarak ben kendisini şahsen tanıyorum” diye konuştu.
“6-8 Ekim’e ilişkin 6 yıl içinde neden herhangi bir şey yapılmadı” diyen Yeneroğlu, bunun hukukun siyasetin gölgesinde olduğunun göstergesi olduğunu söyledi.
Türkiye’de yargı mekanizmasınınn hükümetin emrinde olduğunu ifade eden Yeneroğlu, “Böyle bir durum söz konusuysa HDP de PKK ile içiçe bir parti ise o zaman hükümet zaten kapatma davası açılması için elinden geleni yapması lazım. Bu konuyla ilgili en ufak br çabası yok. Milleti ‘HDPKK’ gibi söylemlerle yönlendiriyor fakat bunun gereği ile ilgili bir şey yapmıyor. Ama bunun dışında yaptığı bir şey var. Özellikle zihin dünyasında Türk-Kürt ayrışmasını birbirlerin ön yargıyla bakmasını beraberinde getiren bir dil izliyor. Vatansever olan hiç kimse böyle bir şey yapamaz. Bugün bunu milliyetçilik adına yapanlar ülkeye en büyük zararı veriyor” dedi.
Osman Kavala’nın masum olduğunu söyleyen Yeneroğlu, Osman Kavala davasına ilişkin AYM’nin de yanlış yaptığını belirtip AİHM’in derhal tahliye kararını hatırlatarak , “AYM’nin bu konuda kararlı bir tutum sergilemesinin önüne geçmek için tehdit edildiğini düşüyorum” dedi.
© Tüm hakları saklıdır.