Haberler

Mahir Ünal'dan, "AK trol ordusu var mı?" sorusuna yanıt

"2 milyon 100 bin teşkilat mensubumuzla gerçek kişiler olarak sosyal medyada bulunuyoruz"

18 Eylül 2020 14:08

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, kendisine yöneltilen "AK troll ordusu var mı?" sorusunu yanıtladı. Bunu "Hayır" diye cevaplayan Ünal, "AK Parti olarak sadece 2 milyon 100 bin teşkilat mensubumuzla gerçek kişiler olarak sosyal medyada bulunuyoruz" dedi.

Televizyon yapımcısı Armağan Çağlayan’ın '196Sekiz' isimli YouTube kanalına konuk olan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, sosyal medyada sık sık gündem olan ‘AK trol' tartışmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Ünal, Çağlayan'ın, "Gerçekten herkesin söz ettiği bir AK trol ordusu var mı?" sorusuna "Hayır" yanıtını verdi.

Çağlayan, bunun üzerine "Peki kim o hepimizin altına, bize küfür yazanlar? Çünkü mesela ben CHP ile ilgili bir şey yazdığımda, HDP ile ilgili, İYİ Parti ile ilgili bir şey yazdığımda hemen altına küfür geliyor. Ama AK Parti ile ilgili bir şey yazdığımda kimse bana küfür etmiyor. Nasıl oluyor?" sorusunu yöneltti.

"Hayır, öyle değil” diyerek yanıt veren Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben bir tane tweet atıyorum, altına en az 100 tane hakaret geliyor. Ve hatta tehdit geliyor, hatta Direkt Mesaj'dan (DM) yazıyorlar. Biz AK Parti olarak sadece 2 milyon 100 bin teşkilat mensubumuzla gerçek kişiler olarak sosyal medyada bulunuyoruz. Onun dışında ‘no-name' hesaplar ya da AK Parti ile ilgisi olmayan hesaplar, bunlarla herhangi bir bağ oluşturmuyoruz.

Fakat ‘trollük' dediğimiz şey bir kimlik değil, bir davranış biçimi. Bu ‘trol' dediğimiz davranış biçimi; kendisini İYİ Parti'li, kendisini MHP'li, kendisini CHP'li, kendisini AK Parti'li olarak tanımlayan insanlarda da ortaya çıkabilir."

Bu konuda bir hataya düşüldüğünü söyleyen Ünal, şunları söyledi:

"Cinsel tacizde bulunan ya da kadına şiddet uygulayan ya da şiddet davranışı sergileyen her kim olursa olsun bu davranışın bizatihi kendisi en ağır şekilde karşılık bulmalıdır. Şimdi bu davranışı alırsanız, yani bu çirkin davranışı bir inançla, bir düşünceyle, bir siyasi görüşle eşleştirirseniz o sorunu çözemezsiniz.

Tacizin, şiddetin, hakaretin, siber zorbalığın hangi kişiden gelirse gelsin onun düşüncesine, inancına, siyasi görüşüne bakmaksızın buna tepki göstermeniz gerekir. Eğer onu CHP'li diye tanımlarsanız, onu AK Parti'li olarak tanımlarsanız, onu İYİ Parti'li olarak tanımlarsanız bunu içinden çıkılmaz bir hale dönüştürürsünüz.

O yüzden biz ‘Sosyal Medya Etik Kuralları'nı yayınladık. O birinci faz çalışmamızdı. Bizim amacımız orada şuydu: Dedik ki, ‘sosyal medyada etik davranmayan her kim olursa olsun buna karşı ortak tepki göstermeliyiz. Sonra da bir ‘yeşil küre' uygulaması yaptık. ‘Yeşil küre' uygulamasının amacı şuydu: Küfrü, hakareti, dezenformasyonu görünür kılmak."