Haberler

Kirazlıyaylalı kadınlar, 'doğa nöbeti'nde; "Mahkeme dilediğimiz gibi sonuçlanmazsa Ankara'ya yürüyeceğiz"

"Bilirkişi raporuna rağmen mahkeme yürütmeyi durdurma vermedi"

25 Ekim 2020 13:56

Bursa'nın Yenişehir ilçesine bağlı Kirazlıyayla köyünde Çinko-Kurşun-Bakır Zenginleştirme Tesisi ve Atık Barajı'na karşı köylü kadınlar, doğayı savunmak için gece-gündüz nöbet tutmaya başladı.

ANKA'dan Berkay Varol'un haberine göre, yürütmeyi durdurma ve projenin iptali için açtıkları ve 28 Ekim Çarşamba günü görülecek dava öncesi köylü kadınlar, 'davadan olumlu sonuç alamadıkları takdirde Ankara'ya kadar yürüyeceklerini' söylediler.

Kirazlıyaylalı kadınlarının, köylerinde yapılmak istenen Çinko-Kurşun-Bakır Zenginleştirme Tesisi ve Atık Barajı'na karşı mücadelesi sürüyor. İş makinelerinin çalışmalarını engelledikleri gerekçesiyle gözaltına alındılar, 'adli kontrol şartıyla' serbest bırakılar. İlk mücadeleyi kazandılar ancak maden şirketi vazgeçmedi.

Kirazlıyayla kadınları şimdi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen 'çevresel etki değerlendirme (ÇED) olumlu' raporunun ve projenin iptal edilmesini isteyen köylüler, gece gündüz arazilerinde nöbet tutuyorlar. 

Yürütmeyi durdurma istemiyle açıkları ve 28 Ekim'de görülecek dava öncesi kadınlar sesleri duyurmak için bir araya gelip 'adalet istiyoruz' dediler. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenen bir köylü kadın, "Gelsin, görsün burayı. Öyle masa başındakine benzemiyor. Buraya gelsin, biz adalet istiyoruz" diye sitem etti. 

"Bilirkişi raporuna rağmen mahkeme yürütmeyi durdurma vermedi"

Kirazlıyayla köylülerin avukatı Osman Atalay Akman da verdikleri hukuki mücadeleyi şöyle anlattı: 

"Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen ÇED olumlu raporunun iptali ve tesisin yapımına karşı çıkan 9 köylümüzün aleyhine açılan ceza davalarındaki hukuk mücadelelerinde yanlarında yer aldık. Ana dava olarak kabul ettiğimiz Bursa 1’inci İdare Mahkemesi’nce görülen ‘ÇED olumlu raporunun’ iptali davasında, mahkeme tarafından bilirkişiler atandılar.

Bilirkişiler, raporlarında ‘bu tesisin bul bölgede yapımının ve yer seçiminin doğru olmadığını, tesisin yapılması durumunda insan yaşamını, tarım ve hayvancılığı olumsuz yönde etkileyebileceği ve yerin deprem kuşağında yer aldığı’ belirtilerine rağmen mahkeme tarafından yürütmeyi durdurma kararı verilmedi.

Artık bu safhadan sonra 28 Ekim 2020 tarihinde Bursa 1’inci İdare Mahkemesi’nce yapılacak duruşma neticesinde ‘yapımına başlanan zenginleştirme tesisinin' ÇED olumlu raporunun, bilirkişilerin ortaya koyduğu hukuki gerekçelerle kabul edilerek iptal edilmesi ve köylümüzün yaşam hakkının tekrar iade edilmesidir.” 

ANKA'ya konuşan Kirazlıyaylalı kadınlar da davanın istedikleri gibi sonuçlanmaması durumunda, sorunlarını anlatmak için hep birlikte Ankara'ya yürüyeceklerini dile getirdiler. 

"Meramızı batırdılar, gölümüzü kuruttular"

Kamışlıgöl'deki suyun tamamen kurumasına canlarının sıkıldığını ve üzgün olduklarını ifade eden kadınlar, "Kuruttular sularımızı. Geliyoruz buraya nöbet bekliyoruz. Defolsun gitsinler buradan. Alsınlar götürsünler fabrikayı. Burada yaşamak istiyoruz. Sabah akşam geliyoruz, ağlayarak geri dönüyoruz. Meramızı batırdılar, gölümüzü kuruttular, yollarımızı kapattılar, meşelerimizi kestiler. Buraya gelip gitmekten, düşünmekten işimize bakamıyoruz. Geceleri uyuyamıyoruz artık" diyerek tepkilerini dile getirler. 

"Bir kurbağanın içebileceği su bile yok"

Kuruyan gölden tüm köylünün daha önce yararlandığını belirten 72 yaşındaki Kirazlıyaylalı bir kadın, "Bu gölün daha önce kuruduğunu hiç görmedim. Hayvanlarımızı burada sulattık, halımızı kilimimizi burada yıkadık, çocuklarımızla burada piknik yaptık, misafirlerimiz burada ağırladık ama göletimizde şimdi bir kurbağanın içebileceği su bile yok" diye sitem etti. 

Yenişehir Çevre Platformu Sözcüsü Şafak Erdem ise Kirazlıyaylalı kadınların geçen sene eylül ayında kendileriyle iletişime geçtiklerini belirterek şu bilgileri verdi;

“Yenişehir ilçesindeki sivil toplum kuruluşlarının ve Kirazlıyayla köyünden de insanlarla birlikte Yenişehir Çevre Platformu’nu kurduk. Bu dönemde bilgilendirme toplantıları yaptık, kurumları ziyaret ettik ve dilekçeler yazarak itirazlarda bulunduk. Fakat 31 Mart 2020’de firma, köyün merası olan arazide ağaç kesimine başladı. Firmanın çalışmalarına karşı köylülerle birlikte hep beraber büyük bir direniş sergiledik ve durdurduk. 

"Firma daha sonra güvenlik güçleriyle köye geldi. Ağaç kesimine tekrar başlandı. İnsanları, kendi mesire alanlarından çıkardılar. Hatta köyün mezarlığı bile ÇED alanı içerisinde kalıyordu, insanlar bir süre mezarlığı ziyaret edemediler. Bir süre sonra ise köy ulaşıma kapatıldı ve bizler de desteğe çıkamadık. Hatta köyde neler olduğunu insanların bizlere gönderdiği videolardan, mesajlardan öğrenebildik" 

Kadınlar gözaltına alındı

"Dünya Çevre Günü'nde köyde etkinlik düzenlemek istedik. O gün bizim köye, köylünün ise bize gelmesi engellendi. Köylüler, o gün tarlalardan geçerek 14 kilometre yolu yürüdüler ve yanımıza geldiler. Yenişehir’de etkinliğimize gerçekleştirdik. Ertesi gün köyden 9 kişi gözaltına alındı. Daha sonra 4 kişi bırakıldı fakat 5 kadına, ‘denetimli serbestlik’ verildi."

Bilirkişi keşfinde köylüler alınmadı

"Köylünün kalan son göleti Temmuz ayında kapatıldı. Son kalan Kamışlıgöl de kapatılınca insanlar itiraz ettiler ve iş makinelerinin önüne geçerek yolu kapattılar. Bu sefer de 22 Temmuz günü 12 kadın gözaltına alındı. Baskı ve göz korkutma bu şekilde devam etti. Bursa 1’inci İdare Mahkemesi’nde görülen davamız için bilirkişi heyeti görevlendirildi ama firmanın çalışanları alandayken köylüler alınmadılar. Bilirkişi heyeti, bizim lehimize bir rapor hazırladı. Rapora göre ‘ÇED teknik olarak yeterli olmadığı, tarım ve hayvancılığı olumsuz etkileyeceği, zenginleştirme tesisinin yerinin yanlış olduğu’ güçlü tespitler vardı. Yürütmeyi durdurma kararı bekliyorduk fakat Bursa 1’inci İdare Mahkemesi böyle bir karar vermedi."